"Calum bunu alabilir miyim?" Calum'un odasını dağıtırken Calum yatağına oturmuş bıkkınca beni izliyordu.
Dolabında cidden çok güzel şeyler vardı. Gözüme kestirdiğim turuncu ceketi çıkarıp salladığımda o da bana cevap olarak başını iki yana sallamıştı "Dolabımdan hiçbir şey alamazsın."
Dediklerine dudak büzüp ceketi askıdan çıkarıp askısını bir tarafa savururken üstüme geçirip kendimi süzmüştüm. Ceket sahibinden daha fazla yakışmıştı.
"Birbirimizden artık nefret etmediğimizi sanıyordum." dolabının kapaklarını kapatıp telefonuyla uğraşan ona dönüp üstten üstten bakmaya başlarken göz devirip tekrardan telefonuna dönmüştü.
"O partiye gelmek zorunda mıyım?"
"Evet?" kaşlarımı kaldırıp yüzüne dik dik bakmaya devam ederken telefonunu bırakıp doğrulmuştu.
"Pekala o zaman odamdan defolup git de üstümü değiştireyim." kapıyı göstermesiyle ona dil çıkarıp kapıdan çıktım.
Çocuklar kafede birkaç işi olduğunu söyleyip geç kalacaklarını da eklediklerinden Calum ile yalnızdık. Onlarla Brendon'ın teknesinin önünde buluşacaktık.
"Kendi başına gitmen gerekecek Glo, gelmiyorum." odasından gayet rahat bir şortla çıkan Calum'u baştan aşağı süzdükten sonra yüzüne bakabilmiştim.
"Sebep?"
"Becky gelecek."
Yüzümü istemsizce buruştururken duymamasını umaraktan "O kızda ne bulduğunu çözemiyorum." dediğimde yüzünde anlayamadığım bir ifade belirmişti.
"Geliyorsun Thomas." eline uzanıp onu dışarı çekiştirirken sesini çıkarmamasıyla sırıttım.
Birbirimizden hala nefret etsek de sanırım arkadaş olmaya alışıyorduk.
×
"Öyle mi?" Calum yapmacıklık akan ifadesiyle Brendon'ı dinliyormuş gibi yaparken ben de gözlerimi etrafta gezdiriyordum.
Cassandra geçen geceden sonra Luke'dan kaçıyor gibi görünüyordu. Çünkü Luke ne zaman yanına yanaşşa etrafa saçma bakışlar atıp masa değiştirmesinin başka bir açıklaması olamazdı. Onların hallerine tebessüm edip bu sefer de gayet güzel muhabbet eden Leah ve Michael'ı gözetlemeye başlamıştım.
Michael elindeki bardağa bakıp bakıp bir şeyler söylerken Leah büyük bir ilgiyle dediklerini dinliyordu. Anlattığı şeyi tahmin etmek zor değildi, büyük ihtimal bardağındaki içeceğin alkol oranını ve içindekileri falan sayıyordu. Hislerini birbirlerine zaman kaybetmeden açsalar güzel bir çift olacaklarından fazlaca emin olsam da utandıklarını biliyordum. İkisi de tatlı şapşallardı.
"Mesela Gloria ile ilişkimizde ilk açılan o olmuştu, değil mi Glo?" belimdeki eliyle beni kendine yaslarken kaşlarımı çatıp yüzüne dik dik bakmaya başlamıştım.
"Ne yapıyorsun?" elini belimden iteleyip içeceğimi içtikten sonra gözlerimi Calum'a diktim.
"Birine karşı bir şeyler hissedersem bunu söylemekten çekinmem. Hissettiğim şeyleri söylemekten utanacak değilim." omuz silkerek gülümsediğimde Calum'un bakışlarını kaçırması üzerine inatla gözlerimi üstünden çekmedim. Sebebini bilmediğim şeyler oluyordu.
"İşte seni bu yüzden seviyorum." klasik Brendon yanağımdan öptüğünde zoraki bir şekilde gülümseyip yanından ayrıldım. Tek başına denizi izleyen Cassandra'nın yanına gidip sessizce yüzüne bakarken birkaç saniye bana dönmesiyle ikimiz de gülmeye başlamıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sassy || Hood
Fanfiction"Bu Calum, büyük ihtimal aramızdan en az onu seveceksin." Ashton bana bunları söylediğinde fazlaca yanılıyordu aslında. Çünkü ben zaman geçtikçe aralarından en çok onu sevdiğimi fark etmiştim. #calumhood 1 | 04.08.20 , 31.10.20 #lukehemmings 1 | 05...