Sassy || Hood

Queen Joy

AÇILIN QUEEN JOY GELİYORR

"Gloria?"

Ayaklarımı sehpaya uzatmış bir yandan edebiyat ödevim için kitap okumaya çalışırken diğer yandan da kucağımda uyuklayan Duke'u okşuyordum. Duyduğum Calum'un sesiyle ona salonda olduğumu bildirdiğimde gelmesi çok uzun zamanını almamıştı.

Babamın geldiği günden bu yana iki ay geçmişti ve Calum ile beraber yaşıyorduk. Ders saatlerimizin uyuştuğu zamanlar beni okula bırakıp oradan da kendi okuluna gidiyor bazen de okul çıkışlarımda beni almaya geliyordu. Onunla çok eğleniyorduk.

Salona girdiğinde beni öpmesi için dudaklarımı uzatıp beklerken kollarını birbirine bağlayıp öylece yüzümü izlemeye başlamasıyla dudaklarımı büzmüştüm "Öpsene beni."

Duke kucağımdan atlayıp giderken dizlerimin üstüne yükselip hala duruşunu bozmayan Calum'un attığı bakışlarına karşılık vermeye başlamıştım. Kızgın görünüyordu ama bana kızgın olmasını gerektirecek bir şey yapmamıştım. Yani, sanırım.

Gerçi Calum benim yaptığım çoğu şeye kızıyordu. Geçen günlerde okul çıkışı bir erkek arkadaşımla sarıldığımdan dolayı üç gün doğru düzgün benimle konuşmamış Luke'un sayesinde aramız yumuşamıştı.

O ikisi de hemen yan evimizde gayet mutlu mesut yaşıyorlardı.

"Bana kızgın mısın sen?"

"Yok canım. Sadece dersimin profesörüne ve telefonumdaki bütün kadınlara 'Benim bir sevgilim var :)))' yazıp göndermişsin. Bunun neyine kızayım?" söylediği şeyle dudağımı ısırıp bakışlarımı kaçırırken bunu nereden öğrendiğini anlayamamıştım. Herkese gönderdikten sonra fark etmesin diye silmiştim.

Dün Calum duştayken canım sıkıldığından telefonunu kurcalamak istemiştim. Bu ona güvenmediğimden değildi sadece okuduğu üniversitede ve çevresinde çok güzel kızlar vardı. Haliyle Calum da yakışıklı olduğundan boş bırakmıyorlardı.

"O kadın da öğretmenliğini bilseydi o zaman, nereden bileyim ben onun öğretmenin olduğunu? Kadın sana mesaj falan atmıştı." kendimi savunmaya çalışırken işin içime sanırım daha fazla sıçıyordum.

"Kadın ellisine merdiven dayamış biri ayrıca senin yaşında bir kızı var Gloria! Profesörümü geçtim Michael'a da atmışsın." hala yerinde öylece durmuş bağırırken yerimden kalkıp kollarımı ona sarmıştım.

"Bana kızma. Çevrende bir sürü kız var ve haliyle korktum. Michael'a da elim çarpmıştır." kollarını bana sarmamasıyla yüzünü öpmeye başlarken kıkırdadığını duyup rahatlamıştım.

"Sana kızdığım zaman şunu yapmayı bırak. Doğru düzgün kavga bile edemiyoruz." kafasını kafama yasladığında derince bir iç çektim.

"Gözüm senden başkasını görmüyorken çevremdeki insanlardan beni kıskanmanı gerektirecek bir durum yok bebeğim. Gün sonunda yine senin yanında oluyorum, onların değil."

"Biliyorum. Canım sıkılmıştı ve telefonunu kurcalamak gözüme o an yapabilecek en eğlenceli aktivite gibi geldi." dediğime cevap vermemeyi tercih ederek beni öptüğünde olay fazla büyümediği için mutluydum.

Dudakları benden ayrılır ayrılmaz ondan uzaklaşmama izin vermeden ellerini yanaklarımda gezdirmeye başlamıştı. Ah Calum ve elleri... Onlar hakkında ne kadar saçma olacağını bilsem bile bir şiir yazıp edebiyat dersinde okuyabilirdim. Tabii sonra muhtemelen dersten atılırdım.
Mutlu son.

"Sana bir şey söyleyeceğim ve heyecan yapmanı istemiyorum." onu gözlerimle onayladıktan sonra "Annem yarın buraya geliyor ve Mali seni ona öyle bir anlatmış ki Joy Hood seninle tanışmak için çok heyecanlı." demişti.