IV. | zarar

4.3K 197 122
                                    

Medya: Halsey - Without Me (slow)

İlerleyen zamanlarda Meriç saçını bir kaç kere daha kazıttı. Her seferinde farklı taraflarını, en son iki tarafını da.

Herkes ona hayrandı farklı diye. Ama en çok ben hayrandım. Asla yanından ayrılmıyordum.

Bir gün kolundaki çizikleri gördüm. Bana çantasından kalemtıraş jiletini çıkarıp gösterdi. Onunla yaptığını söyledi.

Bazı günler ona ne yapıyorsun dediğimde kanlı bileğinin fotoğrafını attı bana. En sonunda çok kızdım.

"Meriç kendine zarar vermekten vazgeç. Saçmaladığının farkında mısın?"

Daha sonra bana hayatını anlatmaya başladı.

"Babam ben küçükken bizi 2 yıl boyunca eve hapsetti. Bize kötü davranıyordu. Bir gün tanımadığım misafirler gelmişti eve. Ben tuvalete gittiğimde aniden bir erkek kapıyı açtı. Çok korktum ve bayıldım. Uyandığımda ne olduğunu bilmiyordum ama rahatsız hissediyordum."

Meriç bunu anlatınca kafama dank etti. Tüm kan yüzümden çekildi sanki.

Ben küçükken köyde kursa gidiyordum. Annem bana çıkışta hemen eve gelmemi söylerdi. Bir tane abi varmış kursun etrafında dolanan. Kötü biriymiş.

O abi bizimle hep oyun oynardı. Bir gün bana o zamanlar annemin sadece aramaya yarayan tuşlu telefonuna yüklü müzikleri istediğini söyledi. Ona bluetooth ile atabileceğimi söyledim.

"Tamam ama eve gidelim. Orada daha rahat atarsın."

Biraz korkuyordum. O da bunu görünce güldü. "Korkma. Evim hemen kursun yukarısında. Çok kısa sürecek zaten."

Bunu deyince rahatladım. Onun peşinden otların arasında yukarı tırmandım.

Yabancı bir eve girdiğim zamanki o rahatsızlık hissi bedenimi kapladı. Ne olduğunu bilmiyordum.

"Hadi hemen bağlayalım. Sana müzikleri atayım." dedim.

"Ondan önce bir oyun oynayalım mı?" dedi.

"Ne oyunu?" dedim merakla.

"Bak şimdi. Biz bunu lisedeyken oynardık. Ben yere yatıyorum. Sen üzerimde duruyorsun. Ben ne kadar şınav çekebiliyorum ona bakacağız. "

Anlamamıştım ama oynayalım dedim. O yere uzandı. Ben karnına oturdum. Halbuki şınav yüz üstü çekilirdi. Bahsettiği şey mekikti. Salak.

"Öyle kolay olmaz. Biraz daha aşağıya kay."

Yemin ederim her şeyi yıllar sonra fark ettim. O an dediğini yaptım. 10 kere mekik çektikten sonra üzerinden kalktım.

"Tamam artık göndereyim annem merak ediyor."

Herhalde o da endişelenmişti.

"Tamam. Oturalım da gönder hadi." dedi.

Koltuğa yanına oturdum. Birden beni dizine oturttu. "Böyle gönder." dedi. Bir şey demedim.

Müzikler gittikten sonra vedalaşıp çıktım evinden. Koşarak evimize gittim. Annem içeride bir sürü yaşlı insanla sohbet ediyordu. Geç gördüğümü görünce onlara fark ettirmeden yanıma geldi.

"Neredeydin kızım?" dedi merakla.

"Kurstaki abi müziklerimi istedi. Yanına gidip müzikleri gönderdim."

Annemin gözleri şaşkınlıkla ve korkuyla açıldı. O an yanlış bir şey dediğimi anladım.

"Evine mi gittin sen?!" dedi endişeyle.

"Hayır anne! Evine giden merdivenlerde oturduk. Oradan gönderdim." dedim yalan söyleyerek.

Annemin gözlerindeki rahatlamayı şimdi hatırlıyordum. Ve şu an bedenimin kirli olduğu düşüncesi aklımın hep bir köşesindeydi. Bunu sadece Meriç'e anlatmıştım.

Bir kaç yıl öncede öğrendiğim kadarıyla o şerefsiz insan sapıkmış. Bir kızı evlenmek için kaçırmış. Daha sonra hiçbir şeyini duymadım.

Meriç bana cesaret verdi. Kendimi gerçekten çok pislenmiş hissettiğim ilk an tuvalete gidip alet çantasından aldığım vidayla kalemtıraşımın jiletini çıkardım.

Annemin görmemesi için bileğimden yukarıyı seçtim. Acımasından korkuyordum. Kolumu önce soğuk suya tuttum. Ardından jileti sıcak suya tuttum. Ve sonra yavaşça kolumda bir kaç kere hızlıca gezdirdim.

Kan önce ince bir çizgi halinde, ardından pıhtılaşarak toplandı.

Bu, Meriç sayesinde kendime zarar vermeyi öğrendiğim ilk andı.

rain

Yayınlanma Tarihi: 27 Mayıs 2020

be loved ▼ gxg ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin