Medya: Chase Atlantic - Okay
Benim erkek bir ikizim vardı. Onu gerçekten çok seviyorum. Liseye geçince ergenliği çok kötü oldu.
Kronik iki tane hastalığı olduğu için ekstra kötü geçiriyordu ergenliğini. Ve ben ailemden ilk defa bunaldığımı lise 1'de hissetmeye başladım.
"Hâlâ Meriç'le konuşuyor musun?" dedi Talha elindeki kaseyle yanıma oturup. Telefonumun ekranını kapatıp yere çevirdim.
"Evet, neden?"
"Sordum sadece."
Annemin doğradığı salatalıkları yerken yatağımdan kalkması için onu dürttüm. Çoğunlukla Talha'yı odamdan kovardım. Nedeni yoktu. Ciddi anlamda rahatsız oluyordum. Özellikle yatağıma yatılmasından nefret ederim. Oturulmasına da.
Ancak bazen aslında Talha'ya ne kadar sert davrandığımı fark ediyorum. Belki bu yüzden sürekli sinirliydi.
Bunun nedenini lise 3'te artık boğazımız bağırana kadar kavga ettiğimizde anladım.
"Sen bir kere bir kavga sonunda Talha nasılsın diye gelip sordun mu bana? Sormadın! Hep onun yanına gittin beni hiç dinlemedin!"
Ve kapı suratıma kapanır.
O diye bahsettiği kişi annemdi. Annem Talha için o kadar gözyaşı döküyordu ki. Bunca yıl hastalığından dolayı onu çok iyi beslemiş, yetiştirmişti. Talha lise boyunca nankörlük yapıp anneme arada bir küfür içeren bir takım kötü laflar söyledi. Herkes bunu ergenliğe bağlıyor. Umarım düzelir.
Fark ettiğim bu ilk sorunu Meriç'e anlattığımda bana dediği ilk şey daha kötüleri de var demek oldu.
Bir insana bir dert anlatıldığında teselli etmek yerine neden kendi daha kötü olan dertlerini anlatır ki?
Meriç neden sürekli beni üzüyordu?
Ben sevgimi bile bu kadar yalnız hissederken nasıl bu kadar kaba olabiliyordu?
Benimle artık zorla konuşmaya başladığını fark ettiğimde ona mesaj atmayı azalttım. Ancak her yıl olduğu gibi doğum gününde ilk mesajı ben attım ona. Bu sefer eski kolajlarımızı düzenleyip video hazırlamıştım.
Meriç çok mutlu oldu. Tekrar arkadaş grubumuzla birlikte buluştuğumuzda hiç ayrılmamışız gibi elimi tuttu. Saçı pembeydi ve kısaydı. Taktığı takılar onu hem erkek gibi hem de güzel bir kız gibi gösteriyordu.
Fotoğraf çekilen yere girdiğimizde Meriç diğer arkadaşlarımızın gelmesine fırsat vermeden kapıyı kapattı.
"Sadece ikimiz olalım." dedi gülümseyerek. Burnundaki piercinginin yamukluğuna bakıp güldüm.
Makinenin içine para atıp geri çekildik. Bir kartta dört tane fotoğrafımız olacaktı. Pozlar arasındaki süre 5 saniyeydi.
Ne yapacağımızı bilmeden önce oturduk. Daha sonra Meriç dilini çıkarıp bana döndü. Ben sadece gülerek ona baktım. Daha sonra gerçekten şekilli ve dolgun olan dudaklarını öne uzatıp poz verdi.
O anki şaşkınlığım kameraya yansımıştı. Güldük.
Arkadaşlığımızın aslında sadece buluştuğumuzda işe yaradığını da eve gidince öğrendim.
Arın: Bugün çok güzeldi. Seni gerçekten çok özlemişim Meriç.
Meriç: Evet. Şu an müsait değilim. Sonra sana mesaj atarım.
Meriç'e görüldü attım. Aradan 2 hafta geçmesine rağmen bana mesaj atmadı.
Yine kalbim acımaya başlamıştı.
Ona olan arkadaşlık duygularımdı bu sefer incinen. Daha ne kadar canım yanacaktı bilmiyorum ama bundan sonra gerçekten onu umursamadım.
Bir daha ki mesaj atmam 1 ay sonraydı. Çok kısa bir şekilde birbirimizle konuşamadığımızdan ve meşgul olduğumuzdan bahsettik.
Ona olan hoşlanmam tamamen sönmüştü. Sadece farklı bir görünüşü ve karakteri olduğu için ona takıntılı kalmıştım ama şu an bunları atlattım.
Feyza sayesinde bunları atlattım.
Ya da öyle sandım.
rain
Yayınlanma Tarihi: 27 Mayıs 2020
ŞİMDİ OKUDUĞUN
be loved ▼ gxg ✓
Novela JuvenilKalbim bir boşluk, tüm acılarım birikiyor... +18 ▼ gxg 1 #end 07.09.20 1 #girlslove 01.08.21 2 #yuri 21.04.21 9 #gxg 21.05.21