XXI. | öpücük

3.5K 150 25
                                    

Yaralarım her gün daha da derinleşiyordu.

Tatilin nasıl geçtiğini anımsamadım bile. Kimseyle buluşmadım. Herkes birden yok olmuştu sanki. Kimse arayıp sormadı beni. Kimsenin hayatında var olmamış gibiydim.

Onlar gerçek miydi emin değildim artık.

Kiraladığım eve geldiğimde annem 1 hafta boyunca benimle kaldı. O günden beri ona anlatmamı istiyordu derdimi ama anlatacak gücüm yoktu. Bu kadar kirli hayatımı bilmesini istemiyordum. Beni gördüğü temiz tarafımla sevmeye devam etsin istedim.

Annem gittikten sonra okula gidip gelmeye başladım. Kalbim ve zihnim kızlardan uzaktaydı bu sefer.

Eren'le tanıştım. Sıradan biriydi. Ben okulun kafesinde boşluğa bakarken yanıma gelmişti. Ne konuştuğumuzu hatırlamıyordum bile. En son numaramı vermiştim ona. Neden verdiğimi bile bilmiyordum.

Bir kaç hafta boyunca mesajlaştık. Ona karşı bir şeyler hissetmek istedim ama olmadı. Ders çalışmam istediğini ve bana vakit ayıramayacağını söylediğinde tamam dedim. Okulda daha yanıma gelmedi.

Ruh gibi geziyordum. Çoğu şeyi unutmaya başladım. Telefonumdan bir sürü numara sildim, kim olduklarını bilmiyordum bile. Bir keresinde ekli olmayan bir numara aradı, bir kız sesiydi ve anında küfredince suratına kapatıp engelledim.

LGBT kafeye aylar sonra gittiğimde bile ilk kez gittiğimi sandım. Ta ki Deniz'i görene kadar. Kapıdan girdiğim an bana sarıldı.

Ona beni neden aramadın demedim. Aramamasını ben söylemiştim zaten. Sosyal medya kullanmadığı için bir şey bilmiyordu. Artık benim de bir şey bildiğim söylenemezdi. Hiçbir şey hatırlamak istemediğim için herkesi unuttum. Her şeyi unuttum.

Günler sonra Deniz'le tekrar karşılaştım ve onu evime çağırdım. Koltukta otururken uzayan sarı saçlarına elimi daldırıp okşadım. En azından yanımda kalan tek kişi oydu.

Güzel yüzünü kendime çevirdim. Daha önceden dikkat etmediğim mavi gözlerine baktım. Bana gerçekten merhametli bakıyordu.

"Deniz seni seviyorum." dedim birden fısıltıyla.

Zaten gözlerimde olan gözlerini kaçırmadı. "Hayır," dedi gülerek. "Beni arkadaşın olarak seviyorsun. Kendini sevmeye zorlamamalısın."

"Sen beni sevmiyor musun?" dedim onu duymazdan gelerek. Saçlarını okşadığım elimi bileğinden yakaladı. Omuzlarımdan iterek beni koltuğa yatırırken ona karşı çıkmadım.

Güzel yüzüne bakarak gülümsedim.

Deniz üzerimdeki kıyafetleri bir bir çıkarırken, bazı geceler olduğu gibi yine çıplak kaldım karşısında. Ondan artık utanmıyordum. Çıplaklığımı her türlü görmüştü.

Kendi kıyafetlerini çıkarıp üzerime uzanınca çıplak tenlerimiz temas etti. Deniz dudaklarını boynuma doğru uzatmaya çalışınca yüzünü kavrayıp kendime çektim.

Burunlarımız çarpışınca sorar gözlerle baktı bana.

"Seni öpmek istiyorum." dedim istekle.

"Okullar kapandığından beri alkol almadım."

"Açıklamana gerek yok." dedim yanan gözlerimi kısarak. "Artık hiçbir şeye gerek yok."

Ensesinden kendime çektiğimde ilk defa dudaklarımız buluştu. İlk kez öpüşme deneyimini bir daha yaşadım. Unuttuğum bir şey olduğunu biliyordum ama hatırlamadım.

Kalbim deli gibi çarpmaya başladı. Deniz dilini ağzıma iterken inleyerek kollarımı çıplak beline sardım. Bu zamana kadar beni rahatlatan tek kişiydi. Madem beni sevmesini istiyordum bir şeyler yapmalıydım.

Deniz üzerimdeyken beline sardığım kollarımla onu yana itip üzerine çıktım. Dudaklarından şaşkın bir inilti çıktı. Ayak bileklerinden tutup ayırırken bacaklarının arasına yerleştim. Çıplak göğüslerimiz temas etti.

Henüz bazı şeylere onun gibi alışık değildim. Yine unuttuğumu bildiğim siyah beyaz renklerden oluşan sayfalar geldi aklıma. Zihnimin kirleri. Ne yapacağımı onların sayesinde biliyordum. Ama kirdiler işte.

Mahrem bölgesine doğru kendimi bastırdığımda benden çıktığına daha önceden şahit olduğum iniltiler doldu kulağıma. Bu beni daha da heyecanlandırdı.  Deniz bana karşılık verememeye başladığında dudaklarımızı ayırıp yukarıdan baktım ona.

Gözlerini kapalıydı. Dudakları hafif aralık, sesler çıkarıyordu. Elleriyle bana ulaşmaya çalıştı ama bileklerinden tutup koltuğa koydum. Her sürtünüşümde sesi daha çok kaydı.

Bacakları titremeye başladığında kafasını geriye attı. Deniz belki de bugüne kadar hayatımda duyduğum en güzel çığlığı atarak titrerken kollarımla sardım onu.

"Seni çok seviyorum." diye fısıldadım tekrar kulağına doğru.

rain

Yayınlanma Tarihi: 31 Mayıs 2020

be loved ▼ gxg ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin