II. | meriç

8.8K 271 73
                                    

Ortaokuldayken yeni sistemden dolayı 6. sınıfta özel okula geçtim. Çekingen biriydim ancak iyi arkadaşlık kurabiliyordum.

İlk gün yakın olamadığım tek kişi hayatımda gördüğüm en garip kızdı.

Saçları dalgalı ve omuzlarına geliyordu. Gözleri saçları gibi simsiyahtı. Gerçekten çok siyahtı. O siyahlığa daha da güzellik katan bir çekiklik vardı gözlerinde.

Yüzünde sivilce vardı ve çoğunlukla bantlardan kestiği küçük parçalarla üzerlerini kapatıyordu. O bile sadece ona özeldi.

İlk zamanlar adını bile bilmiyordum. Kızın garip bir korkutuculuğu vardı ve açıkçası ondan korkuyordum. Çekiniyordum. İlk iletişimimiz sınıfta top model çizilmeye başlandığı zaman oldu.

Ben ayakkabı çizmeyi bilmediğim için sıra arkadaşım Yaren'e çizmesini söyledim. Yaren bana Meriç'in çok güzel resim yaptığını söyledi.

O tuhaf kızın ismi Meriç'miş.

Meriç'in yanına gittim. Simsiyah gözlerini bana dikti.

"Bana ayakkabı çizebilir misin?" dedim top modelimi elimde ters çevirip ona göstererek.

Meriç hiçbir şey söylemeden top modeli elimden aldı. Gözlerimin önünde saniyeler içinde ayakkabıları çizip bana geri uzattı.

"Çok teşekkür ederim." dedim gülümseyerek. Gözlerini kısıp o da güldü.

O günden sonra çekincem azaldı. Sık sık yanına gittim. O kadar mükemmel resim çiziyordu ki. Meriç'e hayranlık besledim.

Hello Kitty'li bir kalem kutusu vardı. Üzerini siyaha boyayıp kurukafa çizmişti. Bu bile ona özeldi. Her konuda farklı bir tarzı vardı.

İlerleyen zamanda çizdiği resimlerin anime olduğunu öğrendim. Hayatımın şu anda büyük bir bölümünü oluşturan her şeyi ondan yeni yeni öğreniyordum. Bana ilk anime'mi Meriç önerdi. Daha kimse bilmiyorken bana koreli bir modeli göstermişti.

"Bütün bunları nereden biliyorsun?" dedim ona bir gün merakla.

"Annem öğretti. Çok güzel resim yapıyor. Müzik zevki mükemmel ve beraber anime izliyoruz."

O an insanların aslında gerçekten ne kadar farklı olduğunu anladığım ilk andı.

Okullar kapanıp ikinci dönem geldi. Henüz bir telefonum yoktu. Meriç'le hiç görüşemedik.

İkinci dönem Meriç'i gördüğüm zaman şok geçirmiştim.

Omuzlarına gelen dalgalı saçlarını ensesine kadar kestirmişti. Kahkülleri normal bir kahküle göre uzundu ve gözlerini kapatıyordu. Saçları dümdüzdü. Siyah çekik gözlerinde sürme vardı.

Bu dönem daha da yakınlaştık. Ama hâlâ en yakın arkadaşım değildi. Bana kendisinden daha çok bahsetti. Bulgaristan göçmeni bir annesi olduğunu söyledi.

Okulun gezi düzenlediği bir gün telefonunu getirdi. Telefonu Samsung'tu ve kamerası vardı arkasında. Yani hem kamera hem telefon olarak kullanılabiliyordu.

Sahilde bir parka gittiğimizde ilk fotoğrafımızı çekildik. Kocaman gülümseyip kameraya bakıyorduk. Meriç'e bunların hepsini babamın telefonuna attırdım.

İlerleyen zamanlarda Meriç bana ailelerimizin tanıştığını söyledi.

"Nasıl yani?"

"Annem ve baban eskiden aynı yerde çalışıyormuş. Hatta dedemle de arkadaşlar."

Eve gidince babama sordum. Gerçekten öyleymiş. Ama anlattıklarıyla daha da şok oldum.

Meriç'in annesi babasıyla evlenmeden önce başka biriyle nişanlıymış. Daha sonra Meriç'in babasıyla hamile kalınca evlenmiş. Ve şu an araları iyi değilmiş.

rain

Yayınlanma Tarihi: 27 Mayıs 2020

be loved ▼ gxg ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin