33. Bőlūm

2K 119 29
                                    

Multi = Savaş

Keyifli okumalar...

Ormanda olmak beni korkutmuyordu tam tersine beni sakinleştiriyordu gökyüzüne döndüm yıldızlar ne kadar da güzeldi tek onlar masumdu. Yıldızlarla aramızdaki fark onların gökyüzünde olmasıydı.
Aradan çok vakit geçmişti yerimden kalkmayı kaç kere denemiştim ama yapamamıştım ayağım çok acıyordu yarama baktığımda çok derin değildi ama her ayağa kalkıp yürümeye çalıştıkça kanıyordu ve gerçekten çok acıyordu canım.
Şuan kimsenin beni bulmasını istemezdim çünkü yanlız kalmayı çok istiyordum düşünmek istiyordum.
Arası çok sevdiğimi biliyordum birinin bunu bana söylemesine gerek yoktu. Herkezin tek dediği şey 'Aras seni çok seviyor sende Arası çok seviyorsun'bunu bende biliyorum.

İlerde yolda ayak sesleri duydum sesimi çıkartma gereği duymadım çünkü bu herhangi biride olabilirdi. Adım sesleri bana daha çok yaklaştı ve gelen Savaş bu çoçuğa her seferinde çok şaşıyordum bana herbirşey olduğunde yanımda dibimde bitiyor.
Sırıtarak yanıma yaklaştı "Ben sana Arasdan birgün ayrılacanı söylemiştim"dedi ben de ona sinirli bir şekilde bakıp "Savaş şöyle bir söz var bilirmisin? İnsanın sevmediği ot dibinde bitermiş"dedim Savaş küçük bir kahkaha attı ve "hani nerede o güçlü kız? Bacağı yaralandığı için ağaca yaslanmış beyaz atlı prensesini bekliyor vee geldiii"dedi göz devirdim "haklısın güçlü kız kayboldu birdaha da geri gelmeyecek ne kadar güçlü olmasam da bir beyaz prense ihtiyacım yok düştüğüm gibi kalkarım"dedim ve ağaçtan destek alarak kalktım topallaya topallaya yürümeye çalıştım Savaş ise arkamdan bir iç çekti ve birden beni kucana aldı.

Ben ona sinirli bir şekilde bakarken ileriye bakıyordu ben içimden ona sayıyordum çünkü eğer dışımdan sayarsam Savaşın sağı solu belli olmadığı için söyleyemiyordum. Birden bana döndü "Bana hiç mi aşık olmayacaksın? Değişsem bile mi?"dedi bende "Evet sana hiç aşık olmıyacağım çünkü Arasa aşığım ayrıca kimse değişmez"dedim o ise bana baktı ama hiçbirşey demedi ağaçların arasından geçtik ve bir çıkış bulduk. Çıkışta herkez bizi bekliyordu Aras sinirle yanımıza geldi beni kucana aldı "onun çevresinde görürsem bu kadar sakin olmam"dedi Savaşa hitaben ayı! İnsan yüzüme bakar sırf kıskaçlığımdan gözü döndü.
Savaş "Masalın aşkının kıymetini bil ben ne yaparsam yapayım Masalın bütün yolu sana varıyor ve birdaha yolunuza çıkmıyacağım"dedi ve bana dönüp "Yardıma ihtiyacın olursa ara"dedi ben ise sadece kafa salladım daha sonra zaten Savaş abimlerin yanına gitti.

Aras ise ben kucağında birlikte hızlıca eve ilerledik "Beni indir kendim yürürüm"dedim Aras bana kızgın bir şekilde döndü "Niye Savaşın kucağı daha mı rahattı?"dedi ve beni aşşağıya bıraktı o ise eve ilerledi "Ulan uyuz gel buraya taşı beni bacağım acıyor vazgeçtim evde indir beni"dedim Aras sırıtarak döndü ve yanıma gelip tekrar beni kucana alıp eve ilerlemeye devam etti. Tam o arada ben onu inceliyordum gözleri kızarmıştı ve gene benim gözümde beyaz atlı bir prensdi. Eve geldik beni indirdi ve koltuğa oturturdu daha sonra ilk yardım çantasını alıp geldi. Bacağıma pansuman yaparken bende ellerime bakıyordum eğer göz göze gelirsek sanki hemen barışacakamışız gibi geliyor sanki onu hemen affedecekmişim gibi geliyor.

Aras pansumanı bitirip bacağımı sardı yanıma oturdu elimi tuttu "Güzelim senden özür diliyorum senin benim için yaptıkların ve benim sana yaptığım şerefsizlik için özür diliyorum ama ben bilmiyordum ve gene haklısın ki seni bilip bilmeden yargıladım ben tam bi malım beni affet"dedi devam etti "kendimi affettirmem için ne yapabilirim?"dedi şimdi dedikleri ile biraz düşündüm ve "beni tekrar kendine aşık ettirebilirsen affederim. Bu bayağı zor bir mücadele olacak burnunu sürttüreceğim büyük bir zevkle Aras Ulusoy"dedim şunu farkettim ki ben Arasa kıyamıyordum.

ABİMİN ÇETESİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin