43.Bőlům

1K 75 10
                                    

Keyifli okumalar...

Bana bunu yapma kalbim lütfen.
Savaşın elini hızla indirdim "bunu yapamam bunu benden isteme olmaz!"dedim ve kalktım ama nereye gidecektim? Kapı kilitli sonuçta "kapıyı açarmısın?"dedim gözlerimi kaçırarak Savaş yanıma geldi "belki şuan olmaz ama birgün olacak elbet kaçan kovalanır bunu sakın unutma"dedi ve bana anahtarı verdi. Hızla kapıyı açıp Savaştan kaçtım. Nereye kadar kaçabilirsem tabi?
Bahçeye çıktım "ben bunu yapamam.....daha Aras yeni öldü ben aşık olduğum adamı kaybettim. Sen bunu yapamazsın Masal ihanet edemezsin"dedim kendime söylüyordum kimseyi suçlayamazdım buna hakkım yoktu çünkü herşeyin sorumlusu abilerimin , arkadaşlarımın , tanımadığım kişilerin bile hayatını mahvetmiştim.

Belkide en iyi bu dünyadan gitmeliyim. Arasın yanına gitmeliydim . Ama bencil olmamalıydım abimleri ve geride bıraktıklarımı düşünmeliydim."Masal? Neden kalktın? Savaş neden sana engel çıkmadı?"dedi bu Nazlıydı yanıma geldi ve bana sebepsizce sarıldı "bak bu diyeceğim şey yüzünden bana kızacanı bilsemde söyleyeceğim sana Arasa söz verdin hatırla Arasa sen söz verdin hayatına devam edeceğin ve... "dedi ben bunun devamı çok iyi biliyordum hemen Nazlıyı kendimden ayırdım "Asla kendime yeni biri bulmucam Nazlı!"dedim ve bu sefer eve girdim bir yerde bana rahat vermiyorlardı kendime zarar verebilecemi felan düşünüyorlardı herhalde ama bilmiyorlarki o kadar ileri gidebilecek cesaret bende yok. Eve girdiğimde aşşağıya inen bir merdiven gördüm.
Merdivenlerden aşşağıya indikçe karanlıklaşıyordu karanlığa gözüm alıştığında ışık aramaya başladım sonunda bulduğumda açtım.
Duvarlarda sadece  benim fotoğraflarım vardı her yerde gülerken , şebeklik yaparken hepsi vardı.

Ortada ise kum torbası var ve küçük bir  sehba var onun üstünda su felan var.
Ve büyük bir dolap için kıyafetler olmalı.
Büyük ihtimalle hatta kesin olarak burası Savaşa aitti. Tam fotoğraflarımı izceliyeceğim zaman ayak sesleri duydum hemen ışığı kapatıp dolabın içine girdim. Nefes nefese kalmıştım.
İçeri giren kişi "ah salak gibi burayı kitlemeden çıkmışım ya Masal girseydi salak Savaş ondan sonra seni piskopat felna sanacak "dedi kendi kendine kapıyı kapatıp kitledi ışığı yaktı. Birden tişörtünü çıkartıp kum torbasını yumruklamaya başladı. O kadar sert yumrukluyordu ki kendimi suçlu hissetmeye başlamıştım.
Gözümü kapattım güzel manzara ama olmaz ayıp denen birşey var sonuçta.
Savaş kum torbasına tekrar vurduğunda tam yüzüne gelecekken bir hamle yaptı ve kum torbasını kendinden kurtardı.
Sıkıntı şu ki; benim ağzımdan kısa bir çığlık koptu umarım anlamaz diye beklerken birden dolabı açtı Savaş.

"Senin burada ne işin var Masal!? "Dedi kaşlarını çatarak bir gözüm kapalı bir gözüm açık "üstünü giyinsen de öyke mi konuşsak"dedim Savaş sırıtarak tişörtünü giydi. Bende dolabın içinden çıktım. "Şey ben evde geziyordum sonra burayı farkettim buraya girdim. Etrafa bakarken sen geldin ben de panik yapıp dolabın içine girdim"dedim   ve kedi gibi baktım ona.
Kıyamayıp "beni yanlış anlamazsın umarım bu fotoğraflardan dolayı"dedi urangaç bir tavırlı kafamı salladım.
Sevindi ve fazla bu konuyu uzatmamak için "hazır buradayken sana birkaç taktik öğreteyim gel"dedi yaklastım.
"Bak şimdik biri senin arkandan ağzını kapattı diyelim beklemediği anda kafanı arkana at yüzü acıyacağı için elleri gevşeyecektir sen de bacağınla onun bacak arasına vurucaksın daha sonra başka birşey yapamazsın hemen ya kaç ya da son ses bağır"defi kafamı salladım. "Hadi deneyelim sen yürü yavaş yavaş"dedi ben arkamı dönüp yürümeye başladım. Birden Savaş ağzımı kapattı dediklerini yapıp kafamı geriye attım ama Savaş kendini kurtardı.
Daha sonra elini gevşetti bende hemen kurtulup tam bacak arasına tekme atacakken bacağımı tuttu "kendini fazla kaptırma hadi bakalım bacağını tuttu ne yapacaksın?"dedi benim tek bir çözümüm vardı yumruk!
Yumrumu sert bir şekilde geçirdim bunu beklemiyordu.

Yere eğildi "Masal ağzımı yüzümü kırmadığın kalmıştı onu da yaptın"dedi burnunu tutarak gülerek "sen istedin"dedim. Yere yattı burnu kanamıyordu yani durumu iyiydi "gel yat"dedi omzumu silktim tam kum torbasının yanına gidecekken ayak bileğimden tutup beni yere düşürdü kolunun altına aldı.
"Ne yapıyorsun Savaş? Bırak beni!"dedim kurtulmaya çalıştıkça beni daha çok kendine çekiyordu. Kokusu gerçekten güzeldi nedense içime çektim. Savaş gülerek "işte sende benim yanımda olduğunde bende böyle oluyorum senin kokunu aynı böyle çekiyorum"dedi "hiçte bile ben nefesimi düzene sokmaya çalışıyorum."
Dedim bana döndü ve bana daha çok sarıldı.
"En çok neyden pişman oldum biliyormusun baban seninle beni evlendirmeye çalıştığında sana verdiğim onca zarardan nefret ettim keşke o zamanlar saan kaldırdığım elim kopsaymıştı"dedi hatırlamıştım çoğu kez bana el kaldırmıştı.
Savaşa bende karşılık verdim.
Sarıldığımda onun yanında küçücük kaldığımı farkettim.
"Sen bana sarıldın mı? Birde minicik "dedi ve beni daha çok sıktı ayı! "Ay sana sarılan da  kabahat ya bırak canımı çıkardın"dedim.

Güldü birden ayağa kalktı. Elini uzattı "şunu unutma düşeni kaldırmazlar"dedi ben ise (yerde ne kadar havalı olabilirsem. ) "benim zaten kaldırılmaya ihtiyacım yok ben kendim kalkarım"dedim bu pek havalı olmadı ya. Ayağa kalktım "ben gidiyorum sen de çalış"dedim kafasını salladı.
Arkamdan sırıttığını hissedebiliyordum  arkamı döndüm doğru tespitti hemen kendini toparladı "ne gülüyorsun?"dedim "senin gibi atarlı bir kızın nasıl dövüş taktikleri bilmiyor gerçekten şaşırıyorum"dedi göz devirip dışarı çıktım. Merdivenlerin karşısında Nazlı ve Melodi 'nin olmasını tabiki de tahmin etmiyordum. İkiside bana gözlerini kısarak baktı.
Melodi ;
"Bon yeno bori istemorum"

Masal;
"Evet yeni biri istemiyorum Savaş da dahil bunu artık bu kadar uzatmasaniz mı acaba?"

Savaş;
"Aa Masal orada sarıldık ya niye iki yengene de söylemiyorsun ki?" Dedi arkamdan Savaş hızla arkamı döndüm kaşlarım çatık bir şekilde ona baktım.
O da bana gözlerini kısarak baktı.
Nazlı ve Melodi aynanda
"Ooo"
"Ooo"
Dediler yanaklarım yanmaya başlamıştı bile hemen odama çıktım.
Kapıyı kitledim ellerimi başımın altına aldım ben ne yaptım ya? Ya da Savaş gerçekten dayak istiyor.
Biraz düşünmem gerekiyor galiba telefinuma mesaj geldi.
Savaş 'dan dı

**özür dilerim ben şakasına yapmıştım iyimisin?**

Yazıyordu birsey yazmayı düşünmüyordum hem yazsam da ne diyecektim? Akıl var mantık var yani.
Yatağa uzandım bacaklarımı kendime çektim iyice düşünmeliydim ve bence artık bir karar vermeliydim.
Ya Savaşa umut varmekten uzak duracaktım ya da...... ya da onu gerçekten seviyormuyum anlamalıydım.

2 saat sonra...

2 saattir odadaydım ve kesintisiz düşünüyorudum.
Ve artık karar vermiştim. Arada sırada odaya Melodi ve Nazlı gelmişti iyi oldumu söyleyip onları geri göndermiştim.
Bu vereceğim karardan kimler mutlu kimlerin sinirleneceğini tahmin edebiliyordum.
Savaşa mesaj attım

**gizlice şu kum torbası olan ya da şöe diyeyim benim fotoğraflarimin olduğu odaya geçecem Nazlı ve Melodiyi uzaklaştır ve birşey anlatma! Yoksa sana verceğim haber hemen değişir**

Yazdım bence o ona yeterdi

**tamam uzaklaştırdım onları odaya ben gidiyorum sen gelirsin bu arada neden bu oda?**

**en son bakacakları yer orasıda o yüzden**

Yazdım ve odadan yavaşça çıktım dikkatli bir şekilde Savaşın yanına gittim. Bu sefer ben kapıyı kitledim bana garip bir şekilde baktı. Direk konuya girdim.
"Bak nasıl oldu bilmiyorum ama uzun süre düşündüğümde senden hoşlandığımı anladım.... ama beni biraz daha beklemen gerekiyor çünkü senin benim yaralarımı sarman uzun sürecek inan onlar o kadar derin ki-"dedim sonlara doğru sesim kısılmıştı.

Tam sözüme devam edecekken Savaş beni durdurdu ÖPEREK!

Umarım beğenmişsinizdir.
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.

Bölüm hakkındaki ve hikaye hakkındaki düşüncelerinizi buraya bırakabilirsiniz.
:))


ABİMİN ÇETESİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin