●《BAKIŞ》●

2.9K 147 12
                                    

Minik yıldızı parlatmayı unutma☆

Bakışları bakışlarımda boğuldu...

Kendimi müziğin ritmine kaptırmış tüm yaşantımı unutarak hayal dünyamın kapılarını aralamıştım. Bana kısa gelen aslında uzun olan yolun sonunda okula gelmiştim. Okul bahçesinden girmeden önce takılı olan kulaklıklarımı gelişi güzel çıkararak yan tarafımdaki çantamın ön gözüne bıraktım.

Kulaklığımı çıkarmamla birlikte pusuya yatan düşünceler beynime hücum etti. Bu sabah olanlar ve hayatım gözlerimin önünden film şeridi gibi geçti. Artık yorulduğumu daha çok hissediyordum... Dağın tepesine koşa koşa tırmanmış gibi ruhum yorgundu. Bazı günler hiç uyumuyor sürekli çalışıyordum ama bu durum değildi beni yoran,beni yoran kimsesizlikti. Aklım ve kalbim teyzeme verdiğim sözü tutamıyordu.. Bu yaşıma kadar hep güçlü bir kızdım herşeye rağmen pozitiftim. Bedenimin yorgunluğu ruhumu çürütüyordu...

Okulun bahçesinin içini adım attığımda güvenlik görelisi olan veysel amcaya buruk bir tebessüm eşliğinde başımla selamladım. O daha içten gülümseyerek beni selamladı. Hava daha erken olduğu için bahçe pek kalabalık değildi. Gözlerimle okulun bahçesini hızlıca süzüp aradığım kişiyi bulamamın hüznüyle dudaklarımi hafiçe öne dogru büktüm.

Okulun bahçesinin arka taraflarına yakın boş bir banka doğru yöneldim. Banka oturup çantamı kucağıma aldım. Bileğimdeki saat beklediğim kişinin en az on dakikada burda olacağını gösteriyordu. O bana bu dünyada iyi gelen kişiydi.

Yaklaşık 20 dakika içerisinde okulun bütün öğrencileri bahçeye doluşmuşlardı. Ama benim biricik arkadaşım hala ortalıkta yoktu. Okulun kapısına gözlerimi dikmiş onun gelmesi bekliyordum. Dudağındaki bordo ruj ve ağzındaki sakızla kötü kız rolünü oynayan cereni görmemle gözlerimin devrilmesine engel olamadım. Bu kız okulu ne sanıyordu acaba? Pavyon falan mı? Gömleği yarıdan yarıya açık, eteği kıçını gösterecek kadar kısa bir şekildeydi. Ceren nedeni bilmediğim bir şekilde bana düşman gibiydi. Oysa onunla o kadar çok sohbet veya bir tartışma yaşamamıştım. Kötü kız ya işte ego kasıp birilerini ezmeye çalışıcak. Başımı iki yana sallayarak düşüncelerimin arasından sıyrıldım.

Dersin başlamasına 15 dakika kalmıştı ama benim zeki arkadaşım gelmemişti. Kesin uyuyakalmıştır diye düşünerek çantamdaki telefonu çıkarıp yasemini aradım. Çaldı çaldı ama açmadı artık tamamen emindim uyuyakalmıştı bu şapşik.

Mesaj atmak için MESAJLAR kısmına girdiğimde oturdugum bankın önünde bir gölge belirdi. Yaseminin geldiğini düşünerek ayağa kalkıp azarlıycaktım ki gördüğüm yüzle kaşlarımı çattım.

"Yine ne var ceren?" Dedim bıkkınlıkla. Çünkü ne zaman uğraşacak birilerini bulamiyor o zaman benim yanımda soluğu alıyordu.

"İnsan hiç arkadaşına böyle cevap verir mi ipekçiğim hele ki senin gibi bir kız?" Dedikten sonra ara verip ağzında çiğnediği sakızı büyük bir balon yapıp patlattı. Bu hareketine sadece burun kıvırmakla yetindim çünkü bu kız arsızın da arsızıydı.

" Yaseminciğim nerelerde? Tek mi kaldın yoksa" diyerek sahte kahkalarında birini attı.

Konuşmak için ağzımı araladığımda buna fırsat vermeyerek ,sinirli olduğunu belirten bir sesle konuşmaya başladı.

"Duydum ki birilerinden hoşlanıyormuşsun ama benden sana tavsiye uzak dur" dedi.

Tek kaşımı havalandırarak ben konuştum.
"Niyeymiş o"

"O kişiyi ben seviyorum. Beni tanırsın benim olanı paylaşmayı sevmem ve o da benim.... " derin bir nefes alıp ağzındakı sakızı yere tükürdü.

KARAMEL (DÜZENLENECEK/ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin