Minik yıldızı parlatmayı unutma!Vedalar...Vedalar....Vedalar...
Ne kadar zordu canından çok sevdiğin birine kısa süreliğine olsa bile veda etmek.Bazı anlar olur nedensizce kötü hisseder birşey yapmak istemeyiz. Neden böyle oluyordu ki? Niye kalbim bu denli sıkışıyordu.Kalbimdeki ağırlık nefesimi darlar hale gelmişti. Her ne kadar kendimi geri dönecek üzülme diye teselli etsemde,nedenini bilmediğim bir korku bedenimi sarmalıyordu. Daha fazla dayanamayarak arabanın camını sonuna kadar açtım. Dışarıdaki soğuk havayı ciğerlerime hapsederken içeriye dolan buz gibi hava tüylerimin diken diken olmasına sebep oldu. Son kez ciğerlerimi buzlu havayla doldururken göz kapaklarımı kapadım.
Sırtımı koltuğa yaslamamla camın kapanması aynı anda oldu. Arabayı kullanan azele baktığımda kaşları çatık bir halde kullanıyordu. Allah aşkına bu adamın kaşları hiç mi düz bir hal almaz. Yüz hatları çok keskindi. Onu incelediğimi farketmişcesine gözleri gözlerimle buluştu. İncelemek istemiyordum fakat Azeli gördüğüm anda durduk yere içimde onun her bir zerresini ezberleme isteği uyanıyordu. Buluşan gözlerimizi yavaşça ayırarak arabanın camına sabitledim.
Azelin gözleri biraz daha üzerimde gezindi bunu hissediyordum.Karamel gözlere bakmak için can atsamda dönüp bakmadım.Çünkü o yürek bende yoktu.Azele karşı çok farklı şeyler hissediyordum,onun bana bakması bile beni delice heyecanlandırıyordu. Bu durum kalbimin hoşuna gitsede aklım onaylamıyordu.
"Yemek yapmayı biliyor musun" arabanın içini dolduran sesi kendi üzerime alınıp alınmamak konusunda kararsız kalsamda sakince cevapladım.
"Evet biliyorum"
"Emin misin"
"Niye emin olmayayım.. Eminim çok güzel yemek yaparım."göğsümü kabarta kabarta söylediklerimle Azelin dudaklarında küçük bir tebessüm geçer gibi oldu. Alaylı veya küçümseyici birşey değildi...İçten bir tebessümdü.
"Akşama yemek yap o zaman. Akşam 7 gibi evde olurum."
Dediklerini o kadar ciddi bir şekilde demişti ki gören çok mühim bir mesele hakkında konuşuyoruz sanacaktı.Rica etmemiş emir vermişti.
"Yapamam. Başka bir planım var akşam evde değilim." Akşam için tek bir planım vardı o da evde oturmak. Ama ben onun emir verebileceği hizmetçi yada altında yatan kadın değildim.Arabanın fren yapmasıyla öne doğru savruldum.
Emniyet kemerinin sayesinde dışarı uçmaktan son anda kurtulmuştum.Gözlerim refkles olarak Azeli bulduğunda gözleri gecenin en karanlık tonuna bürünmüştü. Halbuki bu denli sinirlendirecek bir şey yapmamıştım.
"Bugün dizini kırıp evde oturacaksın." Dişlerinin arasından zor zar çıkan sesi ,sinirini saklamak için kendini sıkıyormuş gibiydi. Bu adam ne sanıyordu kendini bir haftalığına emanet etmişti yağız.Ona itaat etmem için hiçbir sebep yoktu. Başımı olumsuz anlamda sallayınca gözlerini sımsıkı kapattı. Korkum en zirvelere yerleşmişti buna rağmen geri adım atamıyordum,inatla Azelin üzerine gidiyordum.
"Ve akşama yemek yaparak beni bekleyeceksin!"
Gözleri kapalıydı fakat siniri tüm ortami esir almıştı. Geri adım atmayacaktım atarsam bu bir hafta bana cehennem olurdu."Hayır yapamam" dedim titremesini engel olmaya çalışarak konuştum.
"Yapacaksın lan!" bağırmasıyla sıçradım. Tamam peki Azele karşı gelmek iyi bir fikir değildi. Sanırım kısa bir süreliğine isteklerini katlanmalıydım,daha doğrusu katlanmak zorundaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAMEL (DÜZENLENECEK/ARA VERİLDİ)
Chick-LitGeriye doğru adım attığımda bir elleri belime gitmişti. Birbirine çarpan bedenlerimizle ellerim gögsünden ittirmek için kuvvet uygulamaya başlamıştı. Bedenimi uzaklaştıramayacağımı anladığımda bu sefer eli boynuma gitmiş kendine bastırmıştı. Uzun so...