9.Bölüm

266 189 7
                                    

Merhabalar herkese. Bölümü oylamayı ve yorum yapmayı unutmayalım.

-----------

-----------

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

9.Bölüm:

“Odana girmeme neden müsaade etmiyorsun? Oysa ilk seferinde girmiştim.” Evet ilk seferinde girmiştim ve kitabını senden çalıştım. Belki de bunu fark ettin ve bir başka kitabını çalmamam adına böylesine önlem alıyorsundur.

Odama senin girmeni istemiyorum. Yanlış anlama, bu benim senden rahatsız olduğum için değil, sadece beni tedavi olurken görmeni istemediğim için böyle söylüyorum. Oysa odama girmesini istediğim tek kişi sensin. Sadece sen ve bana yaşam veren senin kokun.” Hala anlamıyordum, benim onu anlayamadığımı görünce konuya açıklık getirdi. “Beni normal birey gibi gör Milena. Diğerlerinden tek eksiğim hayati bir organımın olmaması.” Dedi konuya tamamen açıklık getirebilmek adına.

Senin karşında güçsüz görünmek istemiyor Milena. Senin karşında hap içmek istemiyor. Zaten o gün de senin yanında nefesinin kesilmesini görmeni istemiyordu ve bu yüzden orada kendisiyle savaş vererek seni yanından uzaklaştırmıştı.

“Seni normal bir birey olarak görüyorum zaten Anka.” Bu söylediğine kaşlarım çatılmıştı. Söylediğim cümlenin de tamamen arkasındaydım. “Herhangi bir organının eksik olması seni eksik yapmaz. Ona bakılırsa herkeste kalp diye organ var ama kimse kullanmıyor. Bir nevi onlarda da eksik. Aslından herkeste kalp yetmezliği hastalığı var.” Örnek olarak ilk sırada kendimi gösterebilirdim.

Davranışlarımızdı bizi biz yapan. Verdiğimiz kararlar, attığımız adımlar ve döktüğümüz terler kadardı karakterimiz.

“O kadar haklısın ki diyebilecek söz bilmiyorum üzerine.” Dedi gururla bana bakarak. “Kalp önemli.”

“Evet, kalp önemli.” Dedim onu tasdikleyerek.

“Bugün seni mükemmel birisiyle tanıştıracağım.” Anka'nın konuyu kapatmak adına, lafı hemen başka yere çekmişti. Bu da benim işime gelirdi, onun kendisini kötü hissetmesini hiç istemiyordum.

Elimde yarısı içilmiş ve artık soğuk olan kahve bardağını yere bırakıp, bankta ona doğru bedenimi döndürdüm. “Nasıl birisi?” diye merakla sordum. Belki o da Ferhat gibi Turna kuşu yapan birisiydi ya da daha özel birisi.

“O halde gel benimle, seni onunla tanıştırayım.” Ayağa kalkıp, elini bana doğru uzattı. Gözlerine baktım, sonra uzattığı eline. Tereddüt etmeden elini tuttum. O elde bir şeyler vardı, sürekli elimi içinde buluyordum.

Turna Kuşlu Mektuplar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin