Merhabalar herkese. Bölümü oylamayı ve yorum yapmayı unutmayalım..
✉----------
18.Bölüm
Acı artık yoktu, yerini alışılmışlara bırakıyordu. Nankör insanoğlu nelere alışıyordu, acıya mı alışmayacaktı? Oysa acı alışılması en kolay kavramdı.
Üzerine 18 tane renkli mum dikilmiş kocaman çikolatalı pastadan gözlerimi alamadım. Birazdan mumların hepsini Anka teker teker yakacak ve Ferhat'ın dileğiyle sönecekti. Mumların daima böylesine mutlu olaylar uğruna söylemesi dileğiyle.
Ferhat'ın sürpriz doğum günüsü için herkes gelmişti. Çocukluk arkadaşları, Naz, Anka, anne ve babası. Hepsinin elinde küçükte olsa hediye paketi vardı.
Ferhat'la yeni tanışmış olsam dahi, sanki yıllardır en iyi dostummuş gibi hissettiriyordu bana. Ona hediye olarak kendi ellerimle yaptığım ve renkli kalemlerle rengârenk renklere boyadığım kağıttan Turna Kuşunu hediye edecektim. Pahalı büyük hediyeler yerine benim için bu daha cazip geliyordu, en azından değeri ve anlamı vardı.
Bakışlarımı Anka'ya çevirdiğimde onun gözlerinin bende olmasıyla içimi sevgisinin sıcaklığı kapladı. Sevginin böyle masumu nasıl da güzeldi.
“Ben daima gözlerini çevirdiğin yerde olacağım sevgilim. Eğer güzel gözlerin, beni baktığın yerde bulamaz ise senden uzaktayımdır ama gelmem an meselesidir. Süre ne kadar uzarsa uzasın sana geri döneceğime eminim, fakat gözlerim daima senin hasretini çekiyordur çünkü gözlerim sadece sende kalmıştır.” kalbime her seferinden nasıl böylesine tatlı telaş tohumları serpip, beni içim içime sığmaz bir duruma sokabiliyordu.
“Gerçekmiş.” Dedim. Bana ne gerçek der gibi bakıyordu. “Şiir gibi adamların, şiir gibi sevdaları olduğu söylenirdi, bu gerçekmiş. Tıpkı bir şiir gibi seviyorsun, benim şiir adamım.” onu utandırmıştım. Öğrendiğim tek şey aşkta da, şiirde de utanma olmazdı.
Aşk, şiirlerin en güzel dizlerinde saklıydı. Zaten şiir gibi adamlara da, şiir gibi sevdalar yakışırdı.
“Bence Milena, sen sanki beni gözünden fazla abartmaya başladın.” Burada bile mütevazi olmaya çalışıyordu. Anka, güzel sevgilim sen benim gözümden en güzel seven adamsın naçizane.
"Sen kendini öyle kandırmaya devam et." dedim onu onaylamadan. “Asla kendinin farkından olmayacaksın. Seni sevmenin, senin tarafından sevilmenin nasıl güzel olduğunu bilemeyeceksin.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Turna Kuşlu Mektuplar
RomansPapatyaların koparıldıktan sonra etrafa saçtığı kokunun ölüm kokusu olduğunu öğrendiğimden beri onları koparmaktan kendimi alıkoydum ta ki seni gördüğüm ve kokunu içime çektiğim güne kadar. Milena... Ben papatyaların koparıldıktan sonraki kokusunu...