21.Final

221 94 1
                                    

Herkese merhaba. Bölümü oylamayı ve yorum yapmayı unutmayalım.

------

------

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Final

1,5 yıl sonra...

Cümleye girmeden önce size sormam gereken soru var.

İnsanlar neden gider?

Yaşadığım, gördüğüm, hissettiğim ve bildiğim kadarıyla hiç kimse sebepsiz yere gitmez. Kimse ardında başkasını sebepsiz yere bırakmaz.

Empati.

Derine inelim, en derine ve orada hep görmezden geldiğimiz gerçek cevaplarla yüzleşelim. Tabii cesaretimiz varsa.

Kimse sebepsiz yere terk etmez kimseyi. Kimse sebepsiz yere terk etmez şehirleri, insanları, sevdalarını...

Bana göre çağımızın en berbat ve beter hastalığı bencillik. Objektifle tek bir yöne bakarsak anlayamayız, bir de üstüne kendimizde üste çıkma hakkı buluruz. Oysa objektiğimizi çevirip etrafta bakmamız, irdelememiz gerekiyor işte o zaman gerçek çıplaklığıyla karşımızda durur.

Kimse beyaz zarflı mektupla durduk yere terkedilemez.

Tek yönlü objektiğimi çevirip çevreme baktım, baktıkça anladım ve anladıkça sessiz kalmayıp harekete geçtim.

“Yani kısaca bizim önemsemediğimiz, hatta varlığını bile unuttuğumuz organ bir başkasının sabah akşam beklediği umut olabilir. Kısacası organ bağışı hayat kurtarır. Bu konuda halkımızı daha çok bilindirmemiz, bu konunun ne denli önemli olduğunu bütün Dünya’ya daha çok duyurmamız gerekiyor. Lütfen herkes kulaklarını açıp, seslere kulak versin.”

“Bize bu farkındalığı kazandırdığın ve Anka, Ferhat daha nicesinin sesini dünyaya duyurduğu için teşekkür ederiz Milena.” Haber muhabirine gülümseyip, kafamı sallamakla yetindim. “Evet sayın seyirciler, bugün birçoğunuzu da tanıdığı değerli misafirim Milena’yla birlikte bir programın daha sonuna geldik. Bizi izlediğiniz için teşekkür edip iyi günler diliyoruz. Ve unutmayın bir organ, yeni bir hayat demektir. Organ bağışı hayat kurtarır. Esen kalın, bizimle kalın.”

“Kestik.” Denmesiyle oturduğum koltuktan ayaklanıp, kulağımdaki kulaklığı çıkarmaya çalıştım, kulaklığı çıkarmamda bana hemen çalışanlardan birisi yardımcı oldu.

“Harikaydın.” Haber muhabiri gülümseyip beni taktir etti.

“Teşekkür ederim, senden aynı şekilde harikaydın.” Dedim nezaket gereği.

“Bir kahve?” diye öneride bulundu sevecen üslupla sorarak.

Gülümseyip olumsuz anlamda kafamı iki yana salladım. “Çok isterdim fakat hastaneye gitmem gerekiyor. Bugün ölü bir çocuğun organlarıyla 4 çocuk hayat bulmuş biliyor musun?” diye sordum bu durumdan fazlasıyla etkilenerek.

Turna Kuşlu Mektuplar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin