10.Bölüm

249 173 8
                                    

Merhabalar herkese. Bölümleri oylamayı ve yorum yapmayı unutmayalım.

---------

---------

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

10.Bölüm

İçinde çay olan pet bardağa baktım. Yangın merdivenlerinde öylece oturmuş boşluğa bakıyorduk. İkimiz yan yana duruyorduk fakat akıllarımız başka yerde kalmıştı.

Mesela benimkisi geçmişte veyahut birkaç saat öncesinde, sanırım onun aklı ise benden kalmıştı. Sürekli bana bakıp durmasından bunu görebiliyordum.

“Ne düşünüyorsun?” sessizliği ilk bozan kişi Anka oldu. “Odadan çıktığımızdan beri sessizsin.” Diye devam etti. Sesinde bu duruma ilişkin tereddüt vardı. Bu durumumdan korkmalı mıydı, yoksa normal mi karşılamalıydı kestiremiyordu.

Bardağı ağzıma götürüp, çaydan bir yudum aldım. Soğumuştu, yüzümü buruşturarak bardağı kendimden uzaklaştırdım. Zaten elimde olan bütün şeyler mutlaka soğurdu veyahut solardı.

“Sen nasıl mükemmel bir adamsın Anka?” bardağı kenarıma koyup, bütün yüzümü ona döndüm. Elimi hiç tereddüt dahi etmeden hafif dağılmış saçlarına uzatıp parmaklarımı arasından geçirdim.

Dokunuşumla beraber gözleri kapandı. Yüzüne kocaman gülümseme yerleşti. Bu hareketimden oldukça memnun olmuş gibi duruyordu. Ben neler yapıyordum böyle? Bu kesinlikle ben değildim. Ben değişiyordum. Ya da bu değişim miydi? Yoksa kendini bulma mıydı?

“Ben mükemmel birisi değilim Milena.” Diye cevapladı gözlerini geri açarak. Saçlarındaki elimi, kalbi kadar sıcacık avuçları arasına alarak konuşmasına devam etti. “Sen beni gözünde mükemmel birisi yapıyorsun, aynı benim gözümde senin mükemmel olduğun gibi.” Elimi dudaklarına götürüp, dudaklarının izini bıraktı üzerine. “Yani anlayacağın kimse mükemmel değil, sadece bakışlar mükemmel olduğuna karar veriyor.”

İçimde tarifi imkansız duygu yüklenmeleri oldu. Bu duygular uzun zamandır semtime uğramayı geç, şehrime ayak dahi basmamıştı. Şimdi ise şehrimin göbeğinde başı boş bana gülerek geziyordular ve ben sadece onu izliyordum.

“Bu çok saçma. Ben mükemmel birisi falan değilim ama sen öylesin. Ferhat, yaşlı adam, daha göremediğim ve bilemeyeceğim kaç kişi... Sen onları hayata bağlamışsın ve her güne umutla başlamalarına neden olmuşsun. O martıları yaşlı adam için sen getiriyorsun. Gözlerimle gördüm. Yukarıda, çatıda bir tane adam martılara balık atıyordu. Martılar aslından balık için geliyor...” Nefes almadan ardı ardına konuşuyordum.

Turna Kuşlu Mektuplar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin