14.Bölüm

228 164 2
                                    

Merhabalar herkese. Bölümü oylamayı ve yorum yapmayı unutmayalım.

-----------

-----------

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

14.Bölüm

İnsanı sadece anıları ayakta tutarmış. Geçte olsa bunu öğrendim, önemli olan da her şeye rağmen öğrenmek değil mi zaten.

“Aç hadi bunu sana aldım, umarım beğenirsin.” Dedi artık kalın ses. Duymayı en sevdiğim ses. “Doğum günün kutlu olsun.”

Masanın üzerindeki kalın test kitaplarını kenara iteleyerek kutuya yere açıp, içimdeki heyecanı bastırarak titreyen ellerimle önce hediye paketini yırttım. “Unutmamışsın.” Dedim titreyen sesimle. Unutmazdı ki! Benim ki de soruydu işte.

“Asla unutmam. Unutmayacağım. Asla!” en çok senin sözüne güveniyorum. Sen unutmam demişsen unutmazsın.

Kutuyu açıp içerisine baktım. Gözlerim kocaman açıldı, kalbim göğüs kafesimi tekmelemeye başladı. Ellerimle açılan ağzımı kapatıp, dolan gözlerle inanamayarak bakmaya devam ettim. “Fotoğraf makinesi.” Dedim kısılan sesimle. “Fotoğraf makinesi almışsın.”

“Evet onu sana aldım. Fotoğraf çekmeyi seviyorsun ve artık dilediğin kadar çekebilirsin. O senin. Sakın anı yakalayım derken kaçırma! Zaman acımasız.” Dedi.

Fotoğraf makinesini titreyen ellerim arasına alıp, ilk onun resmini çektim. “Asla. İlk ve en kıymetli fotoğrafım hep sen olacaksın. Hep bu fotoğraf olacak.”

Ayağa kalkıp koca cüssesine sarıldım. “Teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim. İyi ki varsın. İyi ki.” Gözlerimden yaşlar firar etti.

“Sende. Hep yanından olacağım, hep. Başkalarının değil, kendi hayallerinin ve doğrularının peşinden git. Hayallerini asla başkalarının doğruları uğruna heba etme.”

“Hadi ama sadece birkaç saatliğine oyalayacaksın, ben sadece onu mutlu etmek için uğraşıyorum.” Dedim hemşire kadına. Beni bir türlü dinlediği yoktu, boyuna olumsuz cevap veriyordu.

“Olmaz diyorum Milena. Hem Anka odasına girilmesinden nefret eder.” Söylediğine gözlerimi devirdim çünkü Anka benim değil, onların odasına girmesinden nefret ederdi. Benim değil. Hatta bana verdiği cevap hala beynimde yankılanıyordu, bu ise yüzüme kocaman tebessüm yerleştiriyordu. “Hem sen ne yapacaksın Anka’nın odasında?” diye sordu beni sorgulayarak.

Turna Kuşlu Mektuplar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin