19. Bölüm

758 50 54
                                    

''Rabbin filin yanındakilere neyi nasıl yaptı görmedin mi? Onların planlarını boşa çıkarmadı mı? Onların üzerine pişkin tuğladan yapılmış taşlar yağdıran sürü sürü kuşlar salmadı mı? Sonuçta Allah onları yenilip ezilmiş ekine çevirdi.''

Fil Suresi

______________ _ _ _


Bir süredir evimden uzaktaydım, bu yüzden yeni bölümü yazamadım ve güzel yorumlarınıza cevap veremedim. Sizi daha fazla bekletmek istemediğimden, bugün kendimi zorlayarak yazabildim, çok şükür. İnşaAllah beklediğinize değer ve inşaAllah beğenirsiniz. Beni merak edip sorduğunuz için de teşekkür ederim. ^^

______________ _ _ _



''Allâh-u ekber.'' (x4)

Allah en büyüktür.

''Eşhedü en lâ ilâhe illallah.'' (x2)

Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim.

''Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah.'' (x2)

Hz. Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğuna şahitlik ederim.

''Hayye ale's-salâh.'' (x2)

Haydin namaza.

''Hayye ale'l-felâh.'' (x2)

Haydin kurtuluşa.

''Es-Salâtü hayrün mine'n-nevm.'' (x2)

Namaz uykudan hayırlıdır.

''Allâh-u ekber.'' (x2)

Allah en büyüktür.

''Lâ ilâhe illallâh.''

Allah'tan başka ilah yoktur.

Sabah ezanına yetişen çift, hızlı adımlarla camiye ilerledi. Normalde bu saatlerde yola çıkacaklardı. Teheccüde kalkan Sena, tüpü yakmak için biraz fazla ses yapınca, Erdem de uyanmıştı. Günü daha bereketli geçirmek adına tekrar uykuya dönülmemişti. Sabah namazını Hayreddin Tokadi Hazretlerinin türbesinde kılmaya niyetlenmiş ve çok şükür, yetişmişlerdi.

Gelin üst katta, Erdem aşağıdaki mescitte namazlarını cemaatle ikâme etti. Dışarı ilk çıkan Sena oldu. Salavatlar çekerek merdivenlerden indi. Kalabalık olmasa da insanlar vardı. Etrafta gözlerini gezdirdi. Ormanın içindelerdi, hafif rüzgâr esiyordu. Buraya geçen sene ailecek gelmişlerdi. Hissedilen yoğun manevi huzur, insanın ruhunu rahatlatıyordu. Mübareğin kabrine, caminin sağ tarafına ilerledi.

Banklardan birine oturdu. Başını huşuyla aşağı indirdi, gözlerini kapattı. Ezberinden Yasin-i şerif okumaya başladı. Kabir ziyareti yapmak sünnetti. Mü'min ölüye selam vermek de güzeldi. Kadir gecesi dahil, mübarek geceleri bidat görmek gibi, ölünün ardından Kur'an-ı Kerim okunmayacağını söyleyen, ehli sünnet dışı hiçbir görüşe kulak verilmemeliydi.

Ölüye okuyacağım, günahlarını yok edeceğim, niyeti de fenaydı. Makbul olan; Yaradan'a ibadet niyetine Kur'an-ı Kerim okumaktı. Allah'ın ayetlerini okurken verilen sevap; biiznillah, ölüye de, diriye de yeterdi. Umut etmek önemliydi. Kesin okuduklarım kabul olacak, düşüncesinde olunmamalıydı.

Allah dostlarının yüzü suyu hürmetine dua etmek de hoştu. Onlar ki, ömürlerini ilimle geçirmişti. Zikirsiz geçen vakitleri ziyan saymışlardı. Allah'ım, burada yatan mübareğin hürmetine, falanca isteğimi kabul eyle, demek, umut etmek zararsızdı. Allah'ım, burada yatan kimseye rahmet eyle, mekânını cennet eyle, ondan razı ol, günahlarını affet, okuduklarımın sevabını hediye ettim, Sen kabul eyle, diyerek ölüye dua etmek de hayırlı olandı.

SenaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin