15. Bölüm

1.1K 59 20
                                    

''De ki: "Sabahın Rabbine sığınırım; Yarattığı şeylerden gelebilecek kötülüklerden; Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden; Düğümlere üfürenlerin şerrinden; Bir de kıskandığı vakit kıskanç kişinin şerrinden!"''

Felak Suresi

''De ki: "Cinlerden olsun insanlardan olsun, insanların kalplerine vesvese sokan sinsi şeytanın şerrinden insanların Rabbine, insanların Mâlik ve Hâkimine, insanların Mâbuduna sığınırım!"''

Nâs Suresi

______________ _ _ _


Bugün düğünü olan Sena, tek başına girdiği yatak odası kapısını kapattı. Allah'a binlerce şükürler olsun, ufak tefek sorunlar dışında düğünü çok güzel geçmişti. Önce kurulu yatağına, sonra da perdelerine, dolabına baktı. Şimdi gördüğü tüm bu eşyalar ona mı aitti? Artık kendi yuvası vardı. Ailesinden ayrıldı diye ağlasa mı, yoksa sevdiği adama kavuştu diye gülse mi, bir an ne hissedeceğini bilemedi.

Hüzünlü mutlulukla yatağa oturdu. Çarşafı üzerindeydi, tüm bu zaman boyunca namahremle karşı karşıya gelmemiş, akrabalar da dahil tesettürsüz görünmemişti. Haremlik-selamlık meselesinde o kadar çok endişelenmişti ki, şimdi vicdanı rahat şekilde şükredebilirdi.

Erdem odaya gelsin diye bekliyordu. Kalbi bu heyecana nasıl dayanacaktı? Şöyle söylerim, böyle saçını karıştırırım diye kendi kendine hayal kurmuştu ama şimdi iş gerçeğe dönüşmüşken, nasıl davranması gerektiğinden bihaber haldeydi.

Derin nefes aldı. Sonuçta Erdem aynı Erdem'di. Küçükken oynadığı, beraber büyüdüğü çocuktu. Yani vücudu kocaman olmuştu ama Sena'ya yabancı biri değildi. Kim bilir, belki o da heyecanlıydı.

Kısacık gülmeden edemedi. Abisi kardeşinin düğün boyu çok heyecanlı olduğunu söylemişti ama esmeri hiç öyle görmediği için pek inanası gelmemişti. Bir kez daha derin nefes aldı. Dolap aynasındaki yansımasıyla göz göze geldi. Çarşafını çıkarmayı unuttuğunu fark etti. Birkaç saniye içinde elbise tarzı gelinliğiyle kaldı. Siyah tesettürünü kapının arkasına astı. Dolap aynasına yaklaştı, yapılı başörtüsüne baktı. Ablasının bir arkadaşı, beyaz kumaşı gerçek manada iple dikip çok güzel şekle büründürmüştü. Öyle ki, çirkinliği bile fazla göze batmıyordu.

Artık Erdem'le nikâhlılardı, saçını göstermesinde bir sakınca yoktu. Binbir zorlukla başörtüsünü çıkardı, şampuan kokulu uzun saçları omuzlarına döküldüğünde gülümsedi. Saçlarını seviyordu. Başını oda kapısına çevirdi, kimseler görünürde olmadığından yeniden yatağına gitti. Bu sefer tamamen yukarı çıktı. Erdem gelene kadar çok kısa bir anlık başını örtülü yastığa koydu.

Bedeninin dinlenmeye o kadar çok ihtiyacı vardı ki, gözleri kapanmadan edemedi. Derin bir uykuya eli mahkûm teslim oldu.

-

Vücudu yeterince dinlenmiş halde yatağında uyanan Sena, gözlerini tamamen açmadan iki koluyla gerindi. Aşırı uyumuştu. Eli sakallı bir tene çarptı, ardından tanıdık erkek sesi duyuldu.

''Yavaş.''

''BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM-!''

Sena, korkuyla yatağında geri çekildi, sırtı duvara çarptı, soluk soluğa yatağındaki yakışıklı adama baktı. Erdem, neşesi yerinde, kocaman bir sırıtışla onun tepkilerini izliyordu. Şaşkın şaşkın göz kırpmaktan, tuttuğu yorganı sıkıca kavrayıp, düzgün nefes alabilmek için çabalamaktan başka bir şey yapamayan karısının haline bir kez daha güldü. O güldükçe, hanımı daha beter oluyordu. Kadıncağız, yirmi yedi yıldır kalbinde taşıdığı adamla bu kadar yakın olmaya hazırlıksız yakalanmıştı.

SenaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin