1. Bölüm

2.5K 93 43
                                    

''Ümmetimin hepsi affa mazhar olacaktır, günahı alenî işleyenler hariç. Kişinin geceleyin işlediği kötü bir ameli Allah örtmüştür. Ama, sabah olunca o: "Ey falan, bu gece ben şu şu işleri yaptım!" der. Böylece o, geceleyin Allah kendini örtmüş olduğu halde, sabahleyin, üzerindeki Allah'ın örtüsünü açar. İşte bu, günahı alenî işlemenin bir çeşididir."

Hz. Muhammed (s.a.v)

(Kaynak: Buharî, Edeb 60; Müslim, Zühd 52, (2990)

''...Şüphe yok ki, Allah Teâlâ çok tevbe edenleri sever ve çok temizlenenleri de sever.''

Bakara Suresi, 2/222

(Meal: Ömer Nasuhi Bilmen)

______________ _ _ _


''Sen de bir çiçeksin ama çirkin bir çiçek.''

''Dünyanın güzeli de benim olsa, Çirkin, yerini kimseler dolduramıyor...''

---------------


''Allah-u Ekber, Allah-u Ekber!''

Sena, babasının tasvip etmediği merkezi sistemden okunan sabah ezanıyla, düşüncelere daldığı yatağından besmele çekerek doğruldu. Yaşadıkları beş katlı binanın kapısında yüksek sesler duyuldu. İnanamaz halde başını iki yana salladı. Tekin kardeşlerin üç üyesi, günlük rutinlerini hiç aksatmıyordu. Pencereye ilerledi, ışığı kapalı odada perdeyi hafifçe araladı, tülün ardından aşağı baktı. Otomatik beyaz kapı lambası etrafı aydınlatıyordu. Yirmili yaşlardaki iki adam, yedi yaşındaki bir çocuk, alelacele cami cemaatine yetişmeye çalışıyordu. Hepsinin saçı nemliydi.

''Erdem, bırak artık şunu! Hadi, geç kaldık! Bitti ezan, bitti!''

''Bırakamam, abi! Camide koşturmanın tadına varmadan büyümesini istemiyorum!''

''Af Allah'ım af! Kardeşin mi var, derdin var! Kaç yaşında olursa olsun! İşe bak arkadaş ya! Bir defa daha sizin o bilgisayar başında sabahladığınızı göreyim, canınıza okumazsam, bana da Semih demesinler!''

Ortanca abisinin ayakkabısını düzgün giydirmeye çalıştığı küçük Sefa, büyük abisinin bağırışlarına aldırmadan kocaman esnedi. Uykusu olsa da, inat edip abilerinin peşine takılmıştı. Abdestini bile yalap şalap almıştı. Daha bu sene okula başlamıştı. Haliyle artık kocaman adamdı! Ve kocaman adamlar, camiye namaza giderdi.

''Hadi, hadi!''

Koştura koştura gözden kaybolanları izleyen Sena, istiğfar çekerek perdeyi kapattı. Alnını sıcak Temmuz gecesinin ısıttığı duvara yasladı. Böyle rahat şekilde göz zinası işlediği için vicdanı sızladı. Allah'ın kapısına varacağı namaz öncesi, her sabah aynı günahı yapardı. Adını duyduğunda kalbinin hızlandığı Erdem'i, gizliden gizliye izlemeyi bırakamıyordu.

Affedilmeyi diledi, nefsin eline daha fazla oyuncak olmamayı Yaradan'dan istedi.

Önceleri yaptığından çok pişman olurdu, öyle ki aralıksız gözyaşı dökerdi. Artık aynı haramı durmadan işleye işleye normal saymaya başlamıştı. Düştüğü halin boyutundan korktu. Allah (c.c) ''Zina işlemeyin,'' değil, ''Zinaya yaklaşmayın,''  buyurmuştu.

Bu böyle sürmezdi. Ya onunla helal yoldan evlenecekti, ya da buralardan gidecekti.

Kendi kendine güldü.

SenaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin