CanKuş | AlYap |

•38. Bölüm•

Sabah gözlerimi Ali'nin cennet kokusuyla açtım. Her zamanki gibi göğsünde ona sarılarak yatmışım.

Biraz yüzünü izledikten sonra hafiften doğruldum ve lülük saçlarıyla oynamaya başladım. Uyanması için yanağına birkaç buse kondurdum.

Ve uyandı. Uykulu ama bir o kadar karizmatik sesiyle konuşmaya başladı.

Ali:Günaydın güzelim.

Yaprak:Günaydın cankuşum.

Ali:Ben her sabah böyle uyandırılacaksam hiç uyanmayayım o zaman.

Yaprak:Hadi kalk bakalım uykucu.

Yataktan tam kalkacaktım ki kendimi Ali'nin altında buldum.

Ali:Sabah öpücüğümü vermeden nereye küçük titan?

Ali'den önce davranıp dudaklarına yapıştım. Öpüşmemiz gittikçe sertleşiyordu. İkimiz de birbirimize susamış gibiydik. Dillerimiz adeta dans ediyordu.

Ali tişörtünü çıkarınca ellerimi baklavalarına götürdüm. Baklavaları zayıf noktasıydı, biliyorum.

Ali'nin alt dudağını dişleyip yalamaya başladım. Gülümsüyordu. Bende gamzesini öpüp geri çekildim.

Yaprak:Hadi bakalım Tekelioğlu. Aşağıya inelim.

Ali üstümden kalkıp tişörtünü giyindi. Ben de kalkıp mutfağa gittim ve kahvaltı hazırlamaya başladım.

Birden arkamdan Ali sarıldı. Ben de yanağından öpünce geri çekildi ve o da bana yardım etmeye başladı.

Kahvaltıyı kurup sofraya oturdum. Ali de karşıma oturunca birlikte kahvaltı yapmaya başladık.

Ali:Güzelim bu gün müsaitsin değil mi?

Yaprak:E beni kaçırdın ya Tekelioğlu. Neden sordun ki?

Ali: Bu akşam seni bir yere götüreceğim. Öğlen seni evine bırakacağım. Merveler de oraya gelecek seni hazırlayacaklarmış.

Yaprak:Özel bir gün mü bugün? E senin doğum günün de değil bugün. Ali çatlatma insanı ya!

Ali:Güzelim sürpriz işte. Neyse kahvaltımızı yapalım da seni evine bırakırım.

Yaprak:Ama-

Ben konuşmak için ağzımı açtığımda Ali ağzıma bir köfte sıkıştırdı.

Ali:Sürprizler söylenmez küçük titan. Hadi bakalım ye yemeğini yoksa ben zorla yedireceğim.

Yemeğimizi bitirip sofrayı topladık ve üstümüzü giyinip eve doğru yol aldık.

Eve vardığımızda ben arabadan indim ve Ali'ye el sallayıp eve girdim. Girdiğim gibi kızlar karşıma çıktı.

Yaprak:Siz ne ara geldiniz?

Selin:Hadi zaman kaybetmeyelim! Çabuk çık yukarıya elbiseni giyin biz saçını makyajını yapacağız.

Odama çıktığımda elbiseyi gördüm ve kısa sürelik bir şok geçirdim. Kendime gelince dolabımda asılı olan elbiseye gittim ve ona dokunup gülümsemeye başladım.