•28. Bölüm•

691 26 2
                                    

'Yine o lanet alarmla güne başlamıştım' demek isterdim ama bu sefer öyle olmadı. Dün nöbetçi olduğum için bu gün izinliydim ve Selinle bir şeyler yapacaktık.
Telefonum çaldı ve arayan Selin'di.

Yaprak-Selin telefon konuşması
Selin:Günaydın Yaprağım.
Yaprak:Sana da günaydın kuşum.
Selin:Sana bir haberim var,ama ne bileyim iyi mi kötü mü karar veremedim.
Yaprak:Çatlatmasana insanı söyle.
Selin:1.Kızar mısın bilmiyorum ama Oğuz'la barıştık.
Yaprak:Kuzum senin kararın niye kızayım ki? Tamam onlarla konuşmuyoruz falan ama sonuçta sen karar vermişsin bana da saygı duymak düşer.
Selin:Ay ödüm koptu sabahtan beri bana kızacaksın diye. Neyse bir haberim daha var.
Yaprak:Hadi bakalım onu da söyle.
Selin:Şey,buluşmak istiyorlar.
Yaprak:Kim-,Yok Selin ben istemiyorum.
Selin:Kanka emin misin? Bak Ali olmayacak bana öyle dediler.
Yaprak:Bilmiyorum Selin cidden.
Selin:Sana olan biteni anlatacaklarmış. Bana anlattılar ve hatta ben belki inanman diye yemin ettiler ve biz olayı çok yanlış anlamışız gerçekten. İstersen sende bir konuş da en azından doğruları bil.
Yaprak:Tamam konuşurum ama çok kalmam belki. Ne zaman geleceksin?
Selin:İki saate gelirim gideriz birlikte.
Yaprak:Tamam kuzum öptüm.
Selin:Bende!
Telefon konuşması biter

Gerçekten doğru mu yaptım bilmiyorum ama Selin'in de dediği gibi onları da dinlemem gerekiyor. Onlarla konuşmasamda onlar hala benim kardeşlerim. Dün Ali'yle konuşurken,ya da doğru söylemek gerekirse bağırışırken  "Onlar artık benim hiç bir şeyim" derken açıkcası kalbim çok acımıştı.

Hazırlanıp kahvaltı yapmadan oturdum ve Selini beklemeye başladım. Selin yarım saat sonra geldi ve yürümeye başladık.

Yaprak:Selin nerede buluşacağız.
Selin:Tanıştığınız park var ya orada.

Gözlerim dolmuştu kısa süreliğine ama çaktırmadım. Yıllar sonra yine aynı parkta hep beraber olacağız,vay be. Ama sadece bir kişi eksik olacak,ama bu beni cidden ilgilendirmiyor.

Parka vardığımızda onları gördüm. Öylece oturuyorlardı. Oğuz bizi görünce ayaklandı. Onlara doğru yaklaşınca Selin Oğuz'un yanına geldi ve bana baktı. Anladım,sarılmak istiyordu. Sadece gülümsedim. Ve sarıldılar. Zaten onlara karışmaya hakkım yok. Sonuçta onların ilişkileri. Ben mutlu olamadım bari onlar mutlu olsun.

Bir şey demeden Selin'in yanına oturdum. İlk konuşam Gökhan oldu.

Gökhan:Ö-öncelikle hoşgeldiniz.
Yaprak:Hoşbulduk.
Sinan:Buraya neden toplandığımızı biliyorsunuz. Yaprak biliyorum bize kızgınsın ama bari doğruları bil,sonra istersen barış istersen de k-konuşma. Yeter ki doğruları bil.
Yaprak:T-tamam anlatın.

Baştan sona kadar her detayını anlattılar. Tabiki ben göz yaşlarımı tutamadım, ama kendime o kadar çok kızdım ki, onlara hak etmedikleri halde küsmüşüm ve dört yol boyunca konuşmadım.

Ben size özet geçeyim; Ben evi terk ettikten sonra zaten direkt ilk uçakla Antalya'ya gitmiştim,ben uçarken onlar da beni arıyorlarmış. Neyse neredeyse bütün gece beni aramışlar hiç ulaşamamışlar. Ve Ali'nin bana bağırma nedeni buymuş; Güya Melis onun kardeşiymiş,ben bunu biliyor ve Ali'den saklıyormuşum. Halbuki benim hiç nir şeyden haberim yoktu. Neyse dediklerine göre 3,5 sene boyunca beni aramışlar, tabi ben numaramı falan değiştiğim için ulaşamamışlar.

Ben hala ağlıyordum. Ve hatta kızların da ağladığını gördüm. Başımı arkaya çevirdiğimde Barış'la Aylin'in oğlu kendi kendine parkta oynuyordu. Birden bütün çocukluk anılarımız geçti gözümün önünden. Ve fark ettim,cidden onlara büyük haksızlık etmişim.

Yaprak:Ç-çok özür dilerim.

Gökhan dayanadı ve sarıldı.

Gökhan:Ö-özür dileme Yaprak.
Yaprak:Nasıl dilemeyeyim? Onca sene size o kadar haksızlık etmişim, cidden şuan kendimden nefret ediyorum.
Barış:Öyle konuşma Yaprak. Sende yanlış anlamışsın her şeyi nereden bilebilirdin böyle olduğunu.

İsmini maalesef bilmediğin Barış'la Aylin'in oğlu yanımıza koşmuştu.

X:Anne ben çok susadım.
Barış:Paşam çok koşma sonra terleyip hasta oluyorsun.
Aylin:Al annecim suyun,oğlum Eren sen çok terlemişsin! Giy şu hırkanı annem hasta oluyorsun.

İsmi Eren'miş. Annesi ve Babası gibi sarışın tabi,çok tatlı bir çocuktu. Yanıma geldi ve göz yaşlarımı sildi.

Eren:Sen neden ağlıyorsun?
Yaprak:B-ben ağlamıyorum ki.
Eren:Hayır ağlıyorsun,bak biri sana bir şey yaptıysa biz babamla ona çok kızarız, değil mi baba?
Barış:E-evet paşam kızarız.
Eren:Ali amcamla ve Gökhan amcamla da döveriz.

Şuan o kadar kötü olmuştum ki anlatamam. Ağlamak istiyordum ama Eren üzülmesin diye sıkıyordum kendimi.

Eren:Senin ismin ne?
Yaprak:B-ben Yaprak-
Barış:O senin halam oğlum.
Eren:Sen Yaprak halam mısın? Anne sen hep bana bahsediyordun ondan! Sonunda gördüm seni.

Bana sıkıca sarıldı birden. O kadar duygulanmıştım ki bana hala diyince. Benden ayrıldıktan sonra tekrardan parka döndü.

Oğuz:Bacım-,pardon yani Yaprak-
Yaprak:Yok Oğuz bana tekrardan bacımsu de.
Oğuz:Vallaha mı?
Yaprak:Hı hı.
Merve:S-sen barıştın mı bizle?
Yaprak:Y-yani siz de isterseniz-
Gökhan:İstemeyen ölsün başkan!

Gökhan hemen sıkıca sarıldı bana,bende ona. Şuan mutluluk gözyaşları döküyordum, çünkü bu dört yıl içerisinde gerçekten ilk defa bu kadar mutlu olmuştum.

O parkta saatlerce oturup sadece sohbet etmiştik,ama halimizden çok memnunduk. Saat geç olduğu için Barış bizi evlerimize bıraktı.

Eve gidince direkt pijamalarımı giyindim ve yatağıma uzanıp uyumaya çalıştım. Ama uyumaya çalıştım,çünkü aklımda cevabını bilmediğim sorular vardı.

Acaba biz parktayken Ali ne yapıyordu veya neredeydi?
Acaba bizimkiler ve Ali o Melis'le ben gittikten sonra sık sık görüşüyorlar mıydı?
Acaba o kızla aynı evde  kalıp aynı sofraya oturuyorlar mıydı?
Acaba o kız benim yerimi tutuyor muydu?

Bu sorular kafamda pervane olmuştu resmen. Ama aklıma takılan bir şey daha vardı; Ali ve Melis gerçekten kardeş miydi?

Ben zaten yeni öğreniyorum öyle olduğunu,acaba DNA yaptırdılar mı, cidden o kadar merak ediyordum ki.

Ve tabiki klasik Yaprak Ayvaz'ın gözleri bunları düşünürken kapandı...

~•~

CanKuş | AlYap |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin