Gözlerim zifiri karanlığın kol gezdiği tavanda gezinirken Euphemia bir şey sayıkladı. Ne dediğini yağmurun sesinden anlamamıştım. Dikkatle ona döndüm, hala uyuyordu. Birkaç saniye sonra yüzü buruştu ve huzurlu yüz hatları mutsuz bir hal aldı.
"Ector..."
Duyduğum erkek ismiyle bir süre duraksadım. Sesi bu kez daha net duyulmuştu. Ector... Evet, bir erkek ismiydi. İçimde, kim olduğunu öğrenme isteğiyle dolmama sebep olacak bir şey gezinmeye başladı.
Belki de bırakıp geldiği eski yaşantısındaki sevgilisiydi. Peki neden yüzü bu kadar huzursuz bir hal almıştı? Kimdi bu Ector?
"Ector, lütfen..." diye sayıkladı bu kez de.
Daha fazla merakla kaşlarım çatıldı. Yüzü artık çok daha huzursuz görünüyordu ve gördüğü her neyse oldukça gerçekçi olmalıydı. Bedeni hafifçe kasıldı ve üzerindeki tuniğe biraz daha sarıldı. Ector adındaki adam ona kötü bir şey mi yapmıştı? Belki de Ector'a kötü bir şey olmuştu.
"Hayır!" diye bağırdığında dirseğimden destek alarak hızlıca doğruldum."Euphemia." Gördüğü kabus her neyse onu uyandırmalıydım. Elimi kararsızlıkla omuzuna koydum. "Euphemia, uyan..."
O anda yüz hatları belirgin bir şekilde düzeldi. Artık eskisi kadar huzursuz görünmüyordu ama gözlerini de açmamıştı. Birkaç saniye sonra yeniden kaşları çatıldı. Gördüğünün kötü etkisi onu yeniden ele geçirmeden bir kez daha seslendim.
"Euphemia,"
Bu kez yüz hatları tamamen düzeldi. Hala uyandırıp uyandırmamak arasında kararsızdım. Aradan geçen birkaç nefeslik sürenin ardından yeniden sesini duydum.
"Lütfen," dedi ve yüzünde huzursuzluktan öte bir acı ile derin bir nefes verdi, "Gitme..."
Son söylediği söz üzerine dişlerimi sıktığımı hissettim. Nedesizce verdiğim bu tepkinin ardında, adını sayıkladığı kişinin gitmesini istemediğini biliyordum.
Gözlerimi yüzünden çektim ve yeniden samanlığa sırt üstü uzandım. Gördüğü rüya da o da umrumda değildi.
İçeri dolan ışık huzmesinin ardından şiddetli bir gök gürültüsü duyuldu. İlk başladığı zamana göre biraz yavaşlayan yağmur şimdi daha da bardaktan boşalırcasına yağıyordu.
Bir süre gözlerimi kapattım ve yağmuru dinleyerek uyumayı denedim. Bu gecenin geçmesini ve bu rahatsız yerden kurtulmayı istiyordum. Ama yapamamıştım. Uyku, her denememde beni reddediyordu.
Sırt üstü yatmaktan sıkılarak sola döndüm, belki böyle uyuyabilirdim. Ama dönmemle, yanımda uyuyan Euphemia'nın yüzüne fazlasıyla yakın olmam bir oldu. Bunu tam anlamıyla fark etmem ise birkaç saniyemi almıştı ve sıcak nefesi yüzümü okşuyordu.
Hafifçe titredi. Şiddetlenen yağmurla daha da serinleyen rüzgar içeri dolmuştu, bu beni de titretmişti. Euphemia, dizlerini biraz daha kendine çektikten sonra beklemediğim bir şey yaptı ve kafasını usulca boynuma gömdü. Şaşkınca gözlerimi kırpıştırdım ve hareketsizce bekledim bir süre. Bu, beklediğim bir şey değildi. Acaba uyanık mıydı?
Düzenli nefes alış verişinde bir değişiklik olmamıştı. Demek ki hala uyuyordu.
Yüzüne bakmak için olabildiğince yavaş hareket ederek kafamı kaldırdım. Güzel yüzü olabilecek en huzurlu ifadesindeydi. Bu, ruhunu çoktan uykunun en derinlerine teslim ettiğinin o gerçekçi görüntüsüydü...
Onun kadar derinden ve huzurlu bir uyku çekebilmeyi diledim. Çok uzun bir süredir uykular, benim için asla huzur verici şeyler olmamışladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurtarıcı ve Mavi
Ficção Histórica🔴 HİKAYEYE YENİ BÖLÜMLER EKLENMEYECEKTİR MAALESEF. ______________________ Clarine Moncreiffe, Eilinior Kalesi'nin tek leydisidir. Ama on sekiz yaşına geldiğinde babası tarafından kırk iki yaşında İskoç bir lorda verilir; evlenmek üzere... Başka hi...