Mew gözlerin kısıp, ellerini film çeker gibi kare şekline soktu ve masanın diğer ucundan bana elleriyle yaptığı kareden baktı. "Yakışırsınız diyemem ama gideriniz var."
"Bence çok yakışacakl-" Tawan tam ayağa kalkıp yine yemekhanede tepinmek üzereyken onu tuttum. Drake ve beni düşündükçe mutluluktan çıldırıyordu.
"Saçmalamayın!" Prem ise ikisinden çok farklı bir tepkideydi. Ben bile istemediğim halde bu tepkiyi vermiyordum. "Görme engelli birisi olsa yakışmadıklarını anlar."
Ona Drake'ın benden hoşlandığını söylediğimde yüzü büyük bir şoka uğramıştı. Bright benden hoşlandığı için -Prem bunu benden bile önce biliyordu- somurtuyordu. Mew ve Tawan'ın aksine Drake yerine Bright'la beraber olmamı istiyordu.
"Yakışıp yakışmadığımızı tartışmayı keser misiniz? Yardıma ihtiyacım var."
Ben hüzünle çatalımı tabağımın kenarına dayadığımda, yanımdaki ve çaprazımdaki sandalyeler dolmuştu. Boun yanıma yerleşirken, "Ne konuda yardıma ihtiyacın var?" dedi.
Bright da tam çaprazımda oturuyordu. Aynı zamanda Mew'in de tam yanındaydı. Ben hiç diye mırıldanmak üzereyken, Tawan sandalyesini geriye doğru ittirdi -bu büyük bir ses çıkartıyordu- ve ayağa kalktı. Ellerini masamızın üzerine neşeyle vurduğunda, Bright ve Boun'un bakışları tamamen ondaydı. Biz bu salak hareketlere alışkındık ama ikisi napıyor bu geri zekalı der gibi Tawan'a bakıyordu.
"Olaya gelin!" dedi Tawan.
Söyleyecekti, hatta bunu bilerek bile yapıyor olabilirdi. "Ne olayı?" dedi Boun.
"Saçmalıyor işte, otur yerine Tawan." dediğimde her şey için çok geçti.
"Drake, Win'e teklif yapmış."
Sanki bir şey satıyormuşum da Drake bana fiyat teklifi etmiş gibi konuşmuştu. Bright ve Boun anlamadıklarını belli eder şekilde çatık kaşlarıyla birbirlerine bakıyorlardı.
"Ne diyorsun?" dedi Bright.
"Win'den hoşlanıyormuş." Mew, Tawan'ın cümlesini toparladıktan sonra çaprazımdaki çatık kaşlar daha fazla çatılmıştı.
Ben ve Mew hariç herkes olayı abartarak karşılıyordu. Geri çevirecektim ve hiç yaşanmamış gibi kapanacaktı konu.
"Orospu çocuğu." Bright'ın sinirli fısıltısı çok net duyulmuştu. Ortamın gerginliğinde nasıl oldu da fark ettim bilmiyorum ama Tawan, bana 'bak nasıl sinirlendi' der gibi bakış atıp Bright'ı göstermişti.
"sizce yakışıyorlar mı?" Tawan haddini aşmaya başlamıştı, Bright'ın sinirli hali onu mutlu ediyor gibiydi. "Siktir, salak saçma konuşma." dedim. Tawan'ın patavatsız tavırları şimdilik son bulmuştu.
"Sen ne dedin?" Bright bana doğru eğildi. Gözleri büyümüştü, benden bu kadar sinirlenecek kadar hoşlandığını hiç düşünmemiştim.
"Düşüneceğim dedim."
"Ondan hoşlanıyor musun?"
"Hayır."
"O zaman neden düşüneceğini söyledin?" dedi Boun. O da fazlasıyla sinirliydi, bana Drake'dan uzak dur dediği halde ona inat gidiyor gibiydim.
"Ne diyeceğimi bilem-"
"Size ne? Rahat bırakın çocuğu, belki kabul etmeyi düşünüyor?" Mew önce Boun'a sonra Bright'a döndü. Bright tam yanındaki Mew'e bir tane geçirecekmiş gibi bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Killing Yourself || brightwin
Fanfiction"Böyle anlarda konuşulmaz, bilmiyor musun?" Boynuna kollarımı dolayıp, alınlarımızı birbirine yasladım. "Bilmiyorum." diye fısıldadı. "O zaman seni susturana kadar öpeceğim." -- "Tenimde izler bırakırken ne konuşulacağını hala bilmiyorum." "Böyle z...