j

1.1K 111 19
                                    

"Çıkışta Gulf beni almaya gelecek. Nasıl görünüyorum?"

"Sik gibi." Tawan sinirle soluduğunda, biz de gözlerimizi devirdik. Mew nerdeyse 2 haftadır her gününü Gulf'la geçiriyordu. Bu durumdan hepimiz şikayetçi olmaya başlamıştık.

"Neyiniz var sizin?"

"Sürekli-"

"Boun'u özledim."

"Siktir git." diye hep beraber konuştuğumuzda Prem oturduğu köşeye iyiyce sindi. Bu çocuğun gerçekten sorunları vardı. 2 haftadır sevgilisinden ayrıydı ve bu 2 hafta boyunca sürekli ağlamıştı.

"Çocuk buraya geldiğinde salak saçma konuşmayın. Özellikle sen..." Mew parmağıyla Prem'i işaret etti: "...Boun'dan bahsetme. Aşk acını kimse dinlemek istemiyor."

"Kırıcı oluyorsunuz."

"Kırıcı mı? Şu dudağımın kenarına bak. 2 haftadır sürmediğim hiçbir şey kalmadı ama geçmiyor." dedim dudak kenarımdaki yarayı gösterirken. Bunun sebebi Boun'du. Sürekli kavga çıkartıyordu. 2 hafta boyunca onların yüzünü çok az görmüştük ve okul hayatımın en huzurlu 2 haftası buydu.

Bunu düşünmek beni gülümsetirken soyunma odasının kapısı açıldı. Büyük konuşmuştum ve tanrı al sana huzurlu 2 haftanın karşılığı der gibi Bright ve Boun'u içeri göndermişti.

Onlar da şok içinde bize bakıp kaldılar. Prem sindiği köşeden kalkınca, hepimiz ayaklandık. Kaçma zamanı. "Çıkışta görüşürüz Win." dedi Tawan. Sadece arkadaşlarım için kaçma zamanıydı. Benim dersim için eşofmanlarımı giymem lazımdı. Ders boyunca burda oturup sohbet etmeyi planlamıştık ama Boun ve Bright'la aynı dersi aldığımı tamamen unutmuştum.

"Görüşürüz." diye mırıldandım. Sınıfın geri kalanıyla giyinip çıkmak yerine burda arkadaşlarımla vakit geçirmenin cezasını çekecektim şimdi.

Üçümüz soyunma odasında kaldığımızda kimseden ses çıkmıyordu. İkisinin yüzüne bile bakmıyordum. Onlarla konuşursam Mew beni öldürürdü.

Eşofmanlarımı almak için dolabımın kapağını açtığımda Boun konuşmaya başladı: "Prem iyi mi?" bana sesleniyordu ama bunu anlamamış gibi yapacaktım. Açık dolabımın kapağına vurunca, elimi sıkışmaması için hemen çektim. Dolabın kapağı kapandı ve geri açıldı.

"Napıyorsun? Onu korkutuyorsun." diye çıkıştı Bright. "Cevap vermesini istiyorum. Sağır değil sonuçta."

"Cevap ver diyebilirsin." dedi Bright. Sesi biraz sinirli çıkmıştı. "Ne haliniz varsa görün." Boun'un bitkin sesinin ardından kapının kapanma sesi duyulunca keşke cevap verseydim de gitmeseydi diye düşündüm.

Tekrar dolabıma döndüm. Bright'la tek kalmamışız gibi davranacaktım ama onun varlığı beni geriyordu. Onu görmemezlikten gelmek imkansızdı.

"Benimle küs müsün?"

"Hayır." küsecek kadar yakın bile değildik. Hatta hiç yakın değildik, neden ona küseyim?

"Öyle durmuyor."

Eşofmanlarımı alıp, giyinme kabinine ilerlerken onun önünde durdum. "Küs değilim, artık seninle konuşmak için bir bağlantım yok." sanki konuştuğumuz zamanlarda normal insanlar gibi cevap veriyordu da.

"Aynı dersleri alıyoruz, aynı sınıftayız." bana onunla konuşmam için sebep veriyordu. Bu 2 haftada beni çoktan unuttuğunu düşünmüştüm. Derslerde bile onun beni görmemesi için arkalara yerleşiyordum. Duygularını kolayca silmesi için ona yardım etmeye çalışıyordum, ortadan kaybolarak.

Killing Yourself  || brightwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin