34. Bölüm

1.5K 91 45
                                    

Sınır: 50 vote, 30 yorum (okunmaya göre vote baya az, yıldıza basmayı unutmayın.)

Cengiz'in gerilen bedenini, sert soluklarını hissedebiliyordum. Rüzgar'ın gözleri benden başka tarafa uğramazken ben sadece kavga çıkmamasını umuyor, bakışlarımı kaçırarak arada Cengiz'e kaydırıyordum. Elini yavaşça Rüzgar'ın görmesini istiyormuşcasına kaldırdı ve belime doğru attı. Gülmemeye çalışıyor, dudaklarımı bastırarak düz bir hale getiriyordum.

Kıskanınca da ayrı bir tatlı oluyordu...

Rüzgar'ın bakışları sonunda bizden ayrıldı ve dakikalar dakikaları kovalamayı bıraktı. "Hoş geldiniz, umarım keyifli vakit geçirirsiniz. İstek parça olursa söylemeniz yeterli," deyip yanındaki gitariste baktı ve işaret verdi. Gözleri artık bizden tarafa değildi, hatta görmemek için uğraş veriyor gibi görünüyordu.

Ona da üzülüyordum fakat benim elimde olan bir şey değildi, kalbim tamamen Cengiz'e aitti. Ve bir başkasını mutlu etmek için kendimden ödün veremeyecek kadar da bencildim.

Başını bir kez salladı. Aynı zamanda sol elini havaya kaldırıp indirdi ve şarkıya girdi.

(Şarkıyı burada açabilirsiniz.)

Simsiyah bir gecede yalnızdın, aydan bile beyaz

 Seni ilk gördüğümde dedim

 "Bu kız lütfen biraz benim olabilir mi?"

 Dedim "Olabilir"

 Sordum "Olabilir mi?"

 Dedin "Olabilir"

 Kıskananlar oldu, üzülenler oldu, delirenler oldu 

Dedim "Olabilir"

Bakışlarımız birleşince gözlerim irice açıldı ve yanımda kasılmaktan gerginleşmiş bedene döndüm, put gibi kesilmiş, yırtıcı gözlerini Rüzgar'dan ayırmıyordu. Yutkunarak ona biraz daha sokuldum ve "Sakin ol," diye fısıldadım.

Of, bu ne güzellik be hatun!

 Elalemin gözünden seni sakınmaktan yoruldum

Cengiz'in boğazından gelen hırlamayla korkuyla karışık endişeyle ağabeyime baktım. Kafamla yanımdaki boğayı andıran sevgilimi işaret ettim. O ise fazlasıyla sakin ve umursamazdı, omuz silkip keyifle arkadaşını izlemeye koyuldu.

Gözlerim arkadaşlarıma çevrilince hepsinin nutku tutulmuş gibiydi. Oflayarak yerime yaslandım ve olacakları izlemeye başladım. Durduramayacağımı bildiğim bir kavganın patlaması muhtemeldi. Cengiz'in Rüzgar'a olan gizli sinirini hala biliyordum, arkadaşının eskiden bana aşık olmasını kabullenememişti.

"Hoş geldiniz." Yanıma sokulan bedeni beklemediğim için yerimden sıçradım ve Rüya'yla bugünkü şaşırma kotamı doldurdum. Ağabeyini izlemeye gelmiş olmalıydı. 

"Hoş bulduk," diyerek gülümsemeye çalıştım, yapmacıklıktan öteye geçememişti bu tavrım. Herkesle selamlaşıp yanımıza bir sandalye çekip oturdu ve büyük bir gülümsemeyle ağabeyine döndü.

Şarkı bitip yenisi başlarken Rüya kulağıma doğru eğildi. "Başın sağ olsun, duyunca çok üzüldük ama gelip acını ikiye katlamak istemedik."

Kalbime aniden ağrı girmişti yine fakat bunu göstermek yerine buruk bir gülüş kondurdum dudaklarıma. "Teşekkür ederim." 

Daha fazla konuşmak yerine müziğin getirdiği ritimi yakalamaya çalıştım, buraya eğlenmeye gelmiştik. Bedenimi Cengiz'e doğru yaslarken yan gözle ağabeyime bakmayı da ihmal etmiyordum. Bizimle ilgilenmiyor, Miray'ın anlattığı konuyu dinliyordu. Dudaklarım yavaşça yukarı kıvrılırken çaktırmadan yakışmalarını izlemeye çalışıyordum. Miray'ın kaşları çatılmıştı, önemli bir konudan bahsediyor olmalıydı. Ağabeyim ise yer yer başını sallıyor, sonra da gülümsüyordu.

Anemon| TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin