Selena'nın sesiyle huzurlu oluyorum, belki siz de huzurlu olursunuz. Keyifli okumalar anemon çiçeklerim ❤️❤️❤️
Adonis'i bulma planlarımın sonucu; hüsran ile sonuçlanmıştı.
Aman ne güzel! Sert bir kayaya çarpmıştım resmen, başladığım yere dönmüştüm. Bir haftadır ne mektup vardı, ne de başka bir şey. Adam gerçekten bana ceza veriyordu. Sanki külkedisi masalındaki Cinderella gibiydim. 12'den sonra her şey değişmişti.
Şimdi ne mi yapıyordum? Elimdeki kısır, patates salatası ve açmayı bir güzel yiyordum. Kıtlıktan çıkmış gibiydim. Annemin bakışları bana doğru kayıyor, "Sen benim kızım olamazsın!" anlamında bakışlar atıyordu.
Caner eliyle elime vurarak "Az yavaş ye be! Yemin ederim tüm iştahım kaçtı, kusacağım şimdi," dedi.
Ona baygın bir bakış atıp "Normalde de böyle yiyorum Caner! Benle uğraşacağına Rüya'yı etkilemeye çalış. Gerçi onu nasıl yapacaksan..." diye fısıldadım.
Gözlerini sonuna kadar açarak "Sen nasıl sinsi bir şeymişsin! Hemen kanayan yarama tuz bas, aferin!" dedi ve burnunu yukarıya kaldırarak kötü bir bakış attı. Ona "Komik mi?" diye sordum ve cevabını beklemeye başladım.
"Evet," diyerek gülmeye başladı. Onun gülmesi yüzünden ben de gülmeye başladım. Etraftakilerin dikkatini çektiğimiz için hemen sustum ve içten içe kendime sinirlendim. Melahat teyze sanki bu anı bekliyormuş gibi beni süzdü ve "Neye gülüyorsun kız? Ay ne kadar büyümüşsün, ne kadar güzelleşmişsin," dedi ve sanki onu dün görmemişim gibi davranmaya başladı.
Gülümseyerek "Sağ ol Melahat teyzeciğim," dedim.
Gülerek anneme döndü ve sanki beni öldürecek kelimeler döküldü ağzından "Kız, seninkini isteyen var mı? Görücüler ne zaman gelmeye başlıyor? Vallahi ben onun yaşındayken elimde bir bebek vardı, bebek!"
Annem gülerek "Yok canım, kızım daha küçük. İlk lise bitsin sonra üniversite. Daha sonra bakarız öyle şeylere, hem benim kızımın aklı ermez onlara," dedi ve azıcık da olsa beni yerin dibine soktu.
Kızını isteyen var da, kim bilmiyoruz be annem! dedi iç sesim.
Daha fazla burada durmamak amacıyla mutfağa gittim ve mahallenin dedikoducu kızlarıyla dolduğunu gördüm. Al işte! Biri bitiyor, diğeri başlıyordu. Ne kadar güzeldi...
Miray ve Mehir'in arkamdan geldiğini görünce rahatladım. Beni bu cadılarla yalnız bırakmamalılardı. Mahallenin Melahat teyzenin varisi olarak çağırdığımız Bilge bana dönerek samimiyet belirtisi olmayan bir soru sordu, "Ah Sevda, hayatım nasılsın?"
Hoş olmayan bir gülümseme sunarak "Ben iyiyim Bilge abla, sen nasılsın?" dedim
"Çok iyiyim, çok. Sormayı unutmadan sorayım; ağabeyinler nasıl? Hepsini çok özledim."
Yalan, külliyen yalan.
"İyiler ya," dedim ve bana yardım etmeleri için Miray ve Mehir'e kısa bir bakış attım. Miray bir adım öne çıkarak "Bilge abla üniversite nasıl gidiyor?" diye sordu.
Boş bakışlarımı Miray'a gönderdim ve "Bula bula bunu mu buldun?" diye fısıldadım.
Bilge abla benden Miray'a dönerek "İyi ya, bu sene bitiyor! Seneye de evleneceğim inşallah," dedi.
Niye üniversite bitince hemen evlenmek istiyorlardı ki, hayır yani daha o evleneceği şanssız kişiyi de bulamamıştı.
Mehir gülerek "Herhalde birini buldun Bilge abla?" dedi ve alttan alttan sırıtmaya başladı. Arkasındaki imayı anladım ve çaktırmadan sırıtmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anemon| Tamamlandı
Roman pour AdolescentsDuyduklarım gerçek miydi? Bana mektup gönderen, bana aşık olduğunu dillendiren kişi o muydu? Kalbim bedenimden çıkacak gibiydi. "Sevda..." Göz yaşlarım istemsizce akıyordu, durduramıyordum. Kafamı iki yana salladım, nasıl Adonis o olabilirdi ki? ***...