Canım o kadar sıkkındı ki kılımı kıpırdatmaya bile mecalim yoktu. Döner sandalyemde oturmuş boş bakışlarla tavanı izliyordum. Sanki yapmam gereken daha tonlarca işim yokmuş gibi... Ama içimi sıkan, beni huzursuz eden hislerden bir türlü kurtulamadığımdan sabahtan beri hiçbir işimi halledememiştim. Bu da yetmezmiş gibi Demet'ten bugün olan bütün randevularımı iptal etmesini istemiştim. Yani anlayacağınız en sevdiğim işi bile yapamıyordum.
Gözlerim odadanın içinde gezinip duruyor sıkıntıdan ruhumun çekildiğini hissediyordum. Olduğum yerde dört döndüğüm sırada gözlerim masamın üzerindeki kalemliğe takıldı. İçindeki mavi kalemlere bakıp iç çektim. Ardından içlerinden birini alıp parmaklarım arasında çevirmeye başladım. Tıpkı öğrencilik yıllarımda yaptığım gibi...
Parmaklarımın arasından adeta dans eden mavi kaleme daldı gözlerim. Geçmişin bu kadar canımı yakabileceğini hiç düşünmemiştim. O olayın üzerinden geçen onca seneye rağmen hemde...
Düşüncelerimden kapının art arda çalışıyla sıyrıldım. Gözlerimi güç bela elimdeki kalemden alıp kapıya çevirdim. "Girin," diye seslenmemle kapı ardına kadar açılmış içeri elinde yüzünü kapatacak kadar çok dosyayla Selma girmişti. Onu nasıl tanıdığımı soracak olursanız her zaman moda ikonu gibi giyindiği için son derece dikkat çeken kıyafetlerinden tanıdığımı söyleyebilirim.
"Öldüm. Bütün gün koşturmaktan öldüm," diye söylenirken bir anda elindeki tüm dosyaları masama yığdı. Selma'ya karşı ancak başımı iflah olmazsın der gibi sallamakla yetindim. Tam o sırada kendini hastalarımın oturduğu sandalyeye resmen atıp soluklanmaya başladığında ona bu kadar yorulacak ne yaptığını sorgulayarak bakıyordum.
"Bütün hastane kaos alanı gibiydi. Onları ayıran yine ben yine ben... Sizde anca odanızda keyif yapın Başak Hanım," diyerek iğneleyici laflarını sıralamaya başladı. Ona karşı göz devirmekle yetinmiştim ki ben kolay kolay hiçbir lafın altında kalabilecek biri değildim.
"Emre yardım etmedi mi sana?"
"O ve Korkmaz acildeydiler. Onların işleri başlarından aşkındı," diyerek sorumu yanıtlayıp sarı, bakımlı ama yaşanan arbedede dağılan saçlarını arkaya doğru atarak düzeltti. Tam o sırada parlak mavi gözlerini tıpkı bir dedektif edasıyla bana çevirdi. Anlaşılan Selma Hanım'ın kadrajına girmiştik. Allah yardımcım olsun!
"Duyduğuma göre bugün olan tüm randevularını iptal etmişsin," diyerek gözlerini kıstı. Tam şu an onun gazabından kaçış olmadığı dakikaların içindeyim. Karşımdaki sarışın panter eğer ona geçerli bir neden vermezsem her an üstüme atlayabilirdi. Bu yüzden kendi can güvenliğimi sağlama almam lazımdı.
"Bilmem. Biraz canım sıkkındı sadece. Bende randevularımı iptal edip biraz nefes almak istedim," diyerek onu geçiştirmeye çalıştığım sırada Selma yüzüme ama ben bu numaraları yemem der gibi bakıyordu. Zaten hata bendeydi. Çocukluğumu geçirdiğim beni benden daha iyi tanıyan birine ne diye yalan söylemeye çalışıyordum ki. Sonuçta her türlü kafasında şimşekler çakacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Mı Lazım?
ChickLit✨İlk Kitabım✨ Başak daha küçük yaşta annesini ve daha doğmamış kardeşini trafik kazasında kaybetmiştir. En zor zamanlarında hem kuzeni hemde en yakın arkadaşı Selma yanında olmuştu. Selma ile birlikte babasından gizli hazırlandığı sınavı kazanıp en...