19. Bölüm: Tatlı Sürprizler

17 7 0
                                    

(6

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(6. Yıl...)

Selma'nın düğününün ardından zamanı biraz ileriye saralım. Hayatımın olayını bu son senede yaşadığımdan bu seneye ışınlanıyoruz. Zaman atlamasıyla son sınıfa geçtik. Korkmaz ile Defne birlikte, Selma ile Emre ise evleneli iki buçuk hatta üç yıl olmuştu. Cicim aylarını aşmış didişmeye başlamışlardı. Tabii şu sıralar didişmekten çok Selma'nın yerli yersiz triplerinden sadece Emre değil bizde nasibimizi alıyorduk.

Birinci dönemin bitişiyle hep birlikte geçirdiğimiz oldukça eğlenceli geçen bir ara tatilden çıkmıştık. Okulun bitmesine şunun şurasında beş ay kalmıştı. Hala altı yılın nasıl bu kadar hızlı geçtiğini düşünüyordum. Bu süre zarfında çok güzel anılar biriktirmiş, doktorluk için başarılı bir tescil yapmıştım. Son bir dönemim kalmıştı. Bu dönemin bitişiyle her şeyin ne kadar çok değişeceğinden habersizdim.

"Başak!" diye cırladı Selma. "Hadi artık kalk!" diye de eklerken gözlerimi gece çok geç yattığımdan dolayı çok zor açabilmiştim. Şu an Selma'nın kanepesindeydim. Gece onun evinde kalmış dedikodudan cehennemi garantileyeceğimiz uzun bir sohbetin ardından eve dönmek yerine koltukta sızmıştım.

Kanepeye oturup yarı uykulu bir halde "Tamam kalktım," diye mırıldandım. Bunun üzerine Selma Hanım saçlarını havalı bir şekilde savurarak hazırlanmaya odasına gitmişti. Dün geceden çantama tıkıştırdığım bluzu banyoda üzerime geçirip saçlarımı da tepeden sıkı bir at kuyruğu olacak şekilde bağladım. Hazırlanmaya bile halim yoktu.

Banyodan çıktığımda Selma ile Emre hazırlanırken kahvaltı sofrasını kurmak üzere mutfağa etkileyici bir giriş yaptım. Ama nasıl bir giriş? Gözlerimi açık tutabilmek için bantlamam gerektiği kanısına varmamı sağlayan şey yüzümü mutfak kapısına küt diye vurmam olmuştu. Sabah sabah çekiciliğim üstümdeydi. Tabii ki de bu öyle akla geldiği gibi bir çekicilik değildi. Belayı bir mıknatıs gibi kendime çekmemden bahsediyordum.

"Ah!"

Kafamın şimdiden balon gibi şiştiğini hayal edebiliyordum. Ama bunu önemsemiyordum. Çünkü buna bile vaktim yoktu. Bir an önce kahvaltımızı yapıp okula yetişmemiz gerekiyordu. Sinir bozukluğuyla devasa buzdolabının kapağını araladım. Yumurtaları ve bir dizi kahvaltılığı çıkardıktan sonra üstün körü sofrayı hazırladım. Daha sonra Selma'nın en sevdiği yumurtadan yapmak için kapta yumurtayı çırpmaya başlamış bir yandan da tavaya yağ koyup ocağa yerleştirmeye çalışıyordum.

Yumurtayı tavaya dökmek için kepçeyi elime aldığım sırada mutfak kapısında sosyetik güzelimiz belirivermişti. Mutfağa gelen hanımefendi yüzünü buruşturunca ne olduğunu anlayamamıştım bile. Gözlerini kısmış yüzüme tiksinerek bakıyordu. "Of her taraf yağ kokuyor. Midem bulandı," dedi Selma burnunu tıkarken.

Selma öğürmeye başlamış bunun sonucunda mutfaktan uçarcasına çıkmıştı. O koşarak lavaboya giderken bense yanma aşamasına gelen yağın altını kapatmış onun peşinden gitmiştim. Selma kendini tuvalete kilitlemişti. Kapıyı tıklatırken "Selma iyi misin?" diyerek ondan olumlu bir cevap almayı bekliyordum. Bir süre ondan hiç cevap alamadım. İçeride bayılıp kalmış olabileceği ile ilgili içime düşen kurt aklımı kemirmeye başlamıştı ki kapının kilidinin dönme sesi duyuldu.

Aşk Mı Lazım?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin