Yumuşak iki parça dudak öbür ikisinin üzerine yerleşti. Sesler ılık odayı dolduruyordu ve iki gencin vücutları ısınıyordu. Güneş ışınları odaya giriyor ve daha da sıcaklaştırıyordu.Jimin yavaşca uzaklaşıp genç olana baktı, hâlâ derince soluyordu.
Onun mükemmel görünüşü onu deliye çeviriyordu. Jungkook'un dudakları kiraz kırmızısına bürünmüştü ve kahverengi gözleri kapanıp açılıyordu. Gözlerini büyük olanın cüsseli vücudunda gezdirmişti.Jimin küçük olanın isteğini yerine getirmişti. Dudakları buluştuğunda ıslak sesleri odayı doldurmuştu ve bu onun istediği öpücüktü. Derin ve hızlı nefesleri Jeon'un yatak odasını dolduruyordu. Siyah saçlıya baktı.
Hafif rüzgar pencereden Jeon'un küçük odasına giriyordu ama iki oğlanda bunu hissetmiyordu. Beyaz perde rüzgarda yavaşça dans ediyor ve altın güneş ışınları odaya, bedenlerine düşüyordu. Altındaki güzelliği gördüğünde Park'ın dudaklarından inleme kaçtı, terliyor ve derin nefes alıyordu.
"İstediğin bu muydu tatlım? Seni iyi hissettiriyorum?" Jimin kahverengi kürelere bakarken çatallı, derin sesiyle sordu. Altındaki oğlan yavaşça başını salladı ve elini Jimin'in arkasına koydu. "Evet hyung. Artık hislerimi bilmiyorum ama bu iyi hissettiriyor ama aynı zamanda acıtıyor." Jeon sızlandı ve Jimin'e baktı.
Park'ın gözleri, kararmış ve Jungkook'un bedeninde geziyordu. Dolgun dudaklarına bir sırıtış yerleşmiş ve Jeon inlediğinde onları yalamıştı. Pantolonunda karanlık bir nokta vardı ve Jimin sırıtmasını durduramıyordu. Ne olduğunu biliyordu.
"Bir tür 'problemine' yardımcı olabilir miyim? Ne dersin tatlım?" Büyük olan konuştu ve elleri hafifçe kaslı baldırları okşadı, Jungkook sızlanırcasına inledi. Jungkook başıyla onay verdi ve kırmızı dudaklarından bir inilti kaçırdı.
Bu Jimin'i deliye çeviriyordu. Büyük olan kendini daha fazla kontrol edemiyordu. Jungkook'un kiraz kırmızısı dudaklarından çıkan sesler jimin için bir çeşit müzik gibiydı. O kendini kontrol edemedi ve biraz ses çıkartarak diğer iki parçayı öpmeye başladı. Onun omuzlarına güçlü bir şekilde tutunmuştu ve jeon zevkten titriyordu.
"Sana bak. Ne kadar güzel."
Jimin elindeki kaslı bacakları okşarken daha fazla iltifat edebilirdi. Onun aç gözleri jungkook'un her partında dolaştı. Jeon'un sadece inlerkenki görüntüsünden hoşlanmıştı.
Jimin'in dudakları porselen gibi görünen vücutta gezdi. Dudaklarını kahverengi saçlının her bir santiminde gezdirmişti ve bazı noktaları ise yalamıştı. Onun gözleri inleyen gencinkilerle buluşunca genç olanın dudakları daha da aralanmıştı. Jeon'un boynu park'ın hedefiydi. Dolgun dudakları ona saldımadan önce boynunu öptü.
Tekrardan ıslak sesler, Jeon'un inlemeleri ve sızlanmaları odayı doldurdu. Park'ın dudaklarıyla resim yaptığı yerler koyu mordu. Karamış gözleri parladı ve Jungkook'un kahverengi gözlerine bakamdan önce açık tende karanlık bir nokta bıraktı.
İniltiler odayı dolduruyor ve Jungkook'un vücudunda her yeni karanlık noktada oda iki oğlan için daha da ısınıyordu. "Gel tatlım. Utanmana gerek yok." Siyah saçlı, Jeon'u rahatlattı. Park'ın göğsünde kalp atışları deli gibiydi. Bir acı dalgası vardı ama bunu görmezden geldi. Jungkook daha önemliydi.
Zayıf güneş ışığı iki oğlana vuruyor ve tenleri, güneşin altına ışıklarında parlıyordu. Ter bedenlerini kaplamış ve saçları dağılmıştı. Özellime Jimin dağılmıştı ama bunu umursamıyordu. Altındaki manzara dağınık siyah saçlarından daha önemliydi.
"J-jimin hyung. Ah!" Jeon yüksek sesle inledi ve Jimin'in güçlü kollarına tutunurken sırtı gerildi. Jeon'un kahve saçları dağılmış, ter alnını ve üst bedenini kaplamıştı. Pantolonundaki karanlık noktası daha da koyulaşmıştı ve Park dudağındaki sırıtış ile kahverengi oğlanı yeniden tatmak istiyordu.
Dudakları yeniden buluştu ve sıcak, ıslak bir şekilde öpüşürken Jeon'un elleri Park'ın siyah, terli saçlarını tuttu. Jeon, Jimin'i delirtiyordu. Park alt dudağının tamamını yalamıştı. Hala daha genç olana karşı nazikti ama artık kendini daha fazla tutamıyordu.
Jungkook ne yapacağını bilmiyordu. Sadece öpüyor ve büyük olan dudaklarını yaladığında karışıyordu. (Duyguları) Kimseyle asla sıcak ve derin öpüşmemişti. Jimin'in eli, Jungkook'un bedeninin yan kısmını sıktı ve Jungkook derin bir nefes verdi. Jeon'un gözleri diğer oğlanı kendine daha yakın hissettiğinde genişledi ama çok uzun sürmeden kapandı.
Öpüşürken tekrardan inlemeler ve zevk verici sesler çıktı. Jimin'in elleri kaslı baldırları daha sert yakaladı ama yine de nazikti. Hava iki erkek arasında çok sıcaktı. Öpücükten zevk alıyorlardı.
Daha fazla inleme ağır nefes alan iki oğlanlardan kaçıyordu. Jimin'in sıcak elleri porselen teninde gezmeye başlarken zevkle inledi. Kiraz dudakları biraz açık ve gözleri kapalıydı. Ter bedeninden akıyordu. Sırtı gerildi.
"J-Jimin hmm hyung, bana daha fazlasını ah ver."
Lezzetli inlemeler ve sızlanmalar Jimin'i tamamen delirtiyordu. Gencin nasıl daha fazla cinsel zevk için yalvardığını duymayı sevdi. Jimin, Jeon'un böyle hissetmesine izin verdiği tek kişi oluşunu sevdi.
"İstedigin her şeyi alacaksın. Bana söyle ve ben senin isteklerini yerine getirmek için elimden geleni yapacağım, tatlım." Derin ve çatallı ses Jimin'e aitti. Zayıf güneş ışını yüzünün yanına vuruyordu. Altın ton dudaklarına yerleşmişti ve Jeon'un gözünde büyük olan bu tür güneş ışığında daha çekiciydi. Sağlıklı ve güçlü görünüyordu. Genç erkek için o kadar harikaydı ki bir inilti kiraz kırmızı dudaklarından kaçtı.
Beyaz perde dışarıdaki hafif rüzgar ile dans ediyordu. Aslında temiz hava odayı doldurmuşu ama eylemleri o kadar sıcaktı ki Koreli iki erkek fark etmedi. "Güzelsin tatlım." Diye fısıldadı Jimin ve Jeon'un karnını öptü. Bir inilti kaçırdı. Teri zayıf güneş ışığında parlıyordu.
"Jimin-ah? Hyung?"
Küçük sınlamlar odayı doldurdu ve Jeon gözlerini kapadı çünkü Jimin'in aç gözleri onu geriyordu. Ama bunu seviyordu.
"Evet tatlım? Bana ne istiyorsan sor?" Büyük olan konuştu ve Jungkook'un rahat olmasi için sıcak bir gülümseme verdi. Küçük olanın kendi etrafında rahat etmesini istiyordu. Konuşmak için dudakları açılırken Jeon'un yanağı pembe bir tona döndü.
"Kucak dansı ne demek?"
*****
Nasılsınızzz? Umarım iyisinizdir.
Fic tavsiyeleriniz varsa buraya yazabilirisiniz. İsteyen olursa ben de size verebilirim.
Sizi seviyorumm...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lapdance// JIKOOK çeviri
Fanfiction"Hyung?" "Evet?" "Kucak dansı ne demek?" 》Jeon Jungkook, hyungu Park Jimin'e kucak dansı hakkında bir şeyler soruyor.《 DİKKAT BU BİR ÇEVİRİDİR Orijinal kitap için @-cloudybunny