21

1.4K 112 85
                                    


Kahevrenegi saçlının soluk yanaklarında koyu kırmızı belirdi. Nefesleri hızlandı ve gözleri kapandı. Park küçük olandan cevap alamadı ama küçük olanın bakir olduğunu biliyordu.

"...Sanırım bu bir hayır olarak kabul edebilirim." Büyük olan sırıttı ve elini saçlarından geçirdi. "N-neden bunu yapmış olmalıyım? Bunu sadece bebek y-yapmak için yaparsın." Küçük olan, yanan, kırmızı yanaklarıyla açıkladı.

Jimin, Jungkook'un masumiyetine parlakça gülümsedi. "Bunu sadece bebek yapmak için yapmazsın. Buna sevişmek denir. Bunu çoğunlukla, aşık olduğun partnerinle yaparsın. Birbirinizden zevk alırsınız. İnan bana harika bir duygu."

Jimin kısıkça konuştu ve eliyle Jungkook'un yanaklarını okşadı. Koyu gözleri şehvetle kaplanmıştı ama kendini tutyordu, diğerini incitmek istemiyordu.

"A-ama eğer biz yapsaydık bunun anlamı ne olurdu?" Jungkook'un büyük kahverengi gözleri güneş ışığında parladı. Güneş ışınları bedenine düştüğünde altın gibi parlıyordu, bir şaheser gibi görünüyordu.

"Peki, duygular bazen garip olabilir Jungkook. Pekala uhm aslında- uhm seninle ilk tanıştığımızdan beri çok hoşlanıyorum, hatırlıyor musun? Senin okulunda." Büyük olan gülümsedi ve yaklaştı. Jimin, Jungkook'un dudaklarına nazik bir öpücük kondurdu ve gözlerini kapadı.

Kalbi deli gibi atmaya başladı ve bedenini bir acı dalgası kapladı ama bunu sevdi. Büyük olan yavaşça dudaklarını, dudaklarından çekti. "Y-yani sen beni seviyorsun?" Jungkook kısık bir ses tonuyla konuştu. Sesi çekingendi. "Evet, bir nevi."

Sessizlik odayı kapladı ve Jeon kiraz kırmızısı dudaklarını ısırdı. Duyguları karışıktı ve büyük olana aşkını göstermek istiyordu ama nasıl yapacağını bilmiyordu. Büyük olanın sesli iç çekişini duyduğunda göz yaşları aktı. Bedenini Jungkook'un bedeninden çekmişti.

"Hayır!" Kahverengi saçlı bağırdı ve Park'ın kolunu kavradı. Büyük olan yavaşça kafasını Jungkook'a doğru hareket ettirdi ve ona baktı. Küçük bir hıçkırık odayı doldurdu ve bu Jimin'in kalbini parçalara ayırdı. "Beni bırakma." Küçük olan, büyuk oğlanın kolları bedenine dolanınca sızlanarak konuştu. "Bunu asla yapmam."

Göz yaşları, sevdiği, onun da kendisini sevdiği adamın kollarındayken Jeon'un açık gül tonu yanaklarından aktı. Dakikalar geçti ve büyük olan Jungkook'un kalbini kıran hıçkırıklarını dinledi. Jimin'in elleri gencin boynunu ovdu ve yardımcı olarak onu rahatlatmayı denedi.

Tekrardan odayı sessizlik kapladi ve Jungkook kiraz kırmızısı dudaklarını aralayana kadar kimse konuşmadı.

"Benimle yatmanı istiyorum."

Bu sözler Jimin'e sertçe çarptı ve şokla genç olana baktı. "Sen benle? Jungkook bunu yapmak zorunda deği-" Siyah saçlı konuşmaya başlamıştı ama Jeon onu kesti. "Ben de seni seviyorum."

"Bekle ne?"

"Ben de seni seviyorum."

Kelimeler, Jungkook'un kiraz kırmızısı dudaklarından net bir şekilde geldi ve yavaşça yukarı baktı. Gözleri parladı. "B-ben de seni seviyorum." Jeon kekeledi ve yanakları açık gül tonundan koyu gül tonuna döndü. "B-ben aşkını hissetmek istiyorum."

Büyük olanın nefesi hızlandı ve Jungkook'un yumuşak kelimelerini tekrarladı, tekrar ve tekrar. "Öp beni." Kahverengi saçlı aniden emretti ve Jimin hislerini daha fazla kontrol edemedi. Dolgun dudaklarını, Jungkook'un kiraz kırmızısı olanlarına sertçe ezerek bastırdı.

Mutluluk, şehvet ve saf aşk tüm bedenine yayıldı ve bu duygularını genç olanla paylaşmak istedi.

"Nazik olacağım. Senin için her şeyi yapacağım." Siyah saçlı fısıldadı ve Jeon'un elini kavradı. Solgun elin tüm parmaklarını öptü. "Seni seviyorum, Jungkook." Jimin, genç olanla sıcak bir öpücüğü paylaşmadan önce konuştu.

Jimin'in güçlü elleri, Jeon'un vücudunun her yerini okşadı. Genç olan tamamen onun altındaydı. Büyüyen ereksiyon baksırının içinde çok acıtıyordu.

"L-lütfen onu hmg çıkar, hyung." Küçük oğlanı memnun etti. Kahverengi gözleriyle Jimin'e baktı. Saf zevk ve şehvet ile kaplanmışlardı. Büyük oğlan altındaki manzarayı beğendi.

Şehvet ve aşkın kokusu tüm odayı doldurdu. Ateşli, yaptıkları öpüşme seansını tanımlayan kelimeydi. Genç olan şehvetle sızlandı.
"Lütfen benimle seviş."

Bu günahkar yalvarmaları dinlerken derin bir inilti Jimin'in dudaklarından kaçtı. "Kahretsin. Baby boy vücudum için yalvarıyor, değil mi?" Büyük olan sordu ve gencin üst bedenini öptü. Sesli bir inleme Jungkook'un kiraz kırmızısı dudaklarından kaçtı. "Lütfen hyung, benimle seviş."

Siyah saçlı oğlan, aşkının ihtiyaç dolu sesini duyduğunda kendi kontrolünü kaybetti. Fazla hareket etmeden üç parmağını Jungkook'un dudaklarına yerleştirdi. "Onları iyi yala, tatlım." Jimin konuştu ve siyah gözleriyle genci izledi.

Parmaklarına değen Jungkook'un dili ılıktı. Yavaşça üç parmağını ovuyor ve salyasıyla kaplıyordu. Ilık dili parmaklarında hissettiğinde Jimin'den derin bir inleme kaçtı. "Bu yeterli, bebeğim." Büyük olan gülümsedi ve parmaklarını çekti.

"Bunu n-neden yapmak zorundaydım?" Genç olan sordu. Kahverengi saçları altın güneş ışığında parladı. Teni, terle kaplanmış bedeni parlıyordu.

"Onları seni genişletmek için yerleştireceğim. Bunu yapmazsak çok acıtır."

Jimin, gence ılık bir gülümseme verdi ve yumuşakça dudaklarını öptü. Gencin bedeni gevşemeye başladı. Jimin serbest eliyle Jeon'un bacaklarını açtı ve öpücüğü derinleştirdi. Onu genişletmek için harekete geçmek istedi.

Jimin, yavaşça üç parmağını Jeon'un ılık vücuduna dogru yerleştirdi. Parmakları önemli kısma ulaştı ve deliğinin ne kadar sıcak ve terli olduğunu hissettiğinde Jimin dolgun dudaklarından bir inilti kaçırdı.

"Oh tanrım. Benim için hazır ama acıttığında bana söyle, tamam mı? Seni seviyorum."

*****

Zamanı durdurmayı diliyorum.

Sizi seviyorumm...

Lapdance// JIKOOK çeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin