11

2.1K 171 60
                                    


Kızışmak, iki erkek arasındaki sert öpücüğü tarif eden kelimeydi. Sıcaklık bedenlerini dolduruyordu.(yani bedenleri ısınıyor) Büyük oğlanın dokuşu küçüğü çılgına çeviriyordu. Arkadaşının güçlü dokunuşlarını seviyordu.

Siyah saçlının eli yukarı yöneldi ve küçüğün kalın, yumuşak baldırlarına ulaştı. Küçük inlemeler, sıcak öpücüklerinin arasından duyulabiliyordu. Oksijen yetersizliği öpüşen çifti, öpüşmeyi kesmeye zorladı. Seslice nefes nefese kalmıştı kahverengi saçlı. Ama bunun kötü hissettirdiğini söyleyemezdi ve

Güneşin sıcak ışınları beyaz perdeye düşüyordu. Bir ışık demeti Jeon'un yüzüne inmişi ve kahverengi gözleriyle Jimin'in çift gözlerine bakıyordu. Zayıf güneş ışığında teni porselen gibi görünüyordu. Gülün güzel gölgesi yanaklarını şenlendirmişti. (Böyle demiyor ama öbür türlü çok saçma bir mantık var.)  Vücudu da öyleydi.

Jungkook'un dudakları kızarmış ve şişmişti. Ağzı biraz aralıktı. Yine küçük inlemeler ve solukla sessiz odayı doldurdu.

"Kırmızı dudaklar ve yanaklarındaki gül tonuyla çok güzel görünüyorsun. Bunlar hala genç, masum bir erkek olduğunun altını çiziyor." Benim masum genç erkeğim.

Gizli aşkından, Jimin'den bu iltifatı duyunca yanağında ki kırmızı yumuşak gül tonuna döndü. Gözlerinin içine baktı ve şişmiş dudaklarını bir gülümseme kapladı. "T-teşekkür ederim. Sen de iyi görünüyorsun." Jungkook konuştu ve bir saniyeliğine gözlerini kapattı.

"Sadece senin için deliyim. Beni delirtiyorsun. Seninle ilgili her şey zihnime takılı ve beni delirtiyor." Jimin konuştu ve alnını Jeon'a eğdi. Sıcak nefes diğerinin nefesiyle buluştu ve ıslak sesler odayı doldururken yine iki dudak birbirine karşıydı.

Sessiz sesler (kısık inleme sjsj) küçük olandan kaçtı ve bacakları zevkle sarsıldı. Sırtı gerilmişti ve küçük olana masaj (ovmak, dokunmak?) yaparken sesine hakim olamıyordu. "Jimin" Jungkook konuştu ve başını geriye attı. Yanakları, şişmiş dudaklarındaki gibi kiraz kırmızı olmuştu. Kanı akarken adrenalin vücuduna yayılıyordu.

"Bu duyguyu açıklayamam bile. Çok iyi hissettiriyor, değil mi tatlım?"

Jimin'den gelen soruyu başını sallayarak cevapladı. Park'ın sıcak nefesi Jeon'un açık tenli boynuna vuruyordu. Büyük olan Jeon'un hassas kısmını öptüğünü inlemeler, sızlanmaları takip etti. Küçük olan masumdu ve bu duygularla ve seslerle nasıl başa çıkacağını bilmiyordu. Ama Jimin'in hoşlanması onu iyi hissettiriyordu.

"İ-iyi hissettiriyor a-ama bu benim için çok değişik." Genç olan geveledi ve tekrar konuşmadan önce yutkundu. "Bu duyguların bedenimi kaplamasıyla nasıl başa çıkacağım bilmiyorum ama gerçekten iyi hissediyorum ve zevk alman beni mutlu ediyor." Fısıldadı Jungkook ve rujlu gibi görünen kırmızı kiraz dudağını ısırdı ama şişmiş dudaklar başka türlü konuştu.(?)

Jimin, siyah saçları Jungkook'un elleri tarafından tahrip edildi. "Güzel kırmızı dudaklarında ruj gibi duruyor ve ben yeniden tatmak istiyorum." Jimin, Jungkook'un kulağına fısıldadı ve yeniden soğuk hava üfledi. Yüksek ses (?) Jungkook'un ağzından çıktı ve kendini yanına attı. Dudaklarından bir inilti kaçtı.

"Güzel biri için ne güzel bir ses."

Jimin'in övgüleri sadeydi ama Jungkook büyüğünden iltifat duymayı seviyordu. Büyük erkekler, bayanlardan iltifalt duyunca çok iyi ve mutlu hissediyordu. Özellikle Jimin.

Kısa bir baş sallamasıyla konuşmaya başladı Jeon. "H-hyung, y-eniden dudaklarını benimkilerde hissetmek istiyorum. Çok iyi hissettiriyor ve ben yeniden hissetmek istiyorum." Soluk çocuk küçük odasında fısıldadı. Jimin'in gözünde güneş ışığı solgun tenine çok yakışıyordu. Kutsal bir insan gözlerinin önündeydi ve kahverengi saç ve kahverengi tutamlarla mükemmel görünüyordu.

Dağınık olan kafasını ya da alnını (türkçesi böyle, ben eklemedim.) öbürünün alnına dayadı. Ter damlaları vücudunun bu kısmını (alnı?) Süslüyordu. Jimin'in gözlerinin içine bakarken dişlerini göstererek gülümsedi. Bu  Jimin'e tavşanı anımsattı.

"Acele etmeye gerek yok tatlım. Tamam. Evet hissetmeyi seviyorum ve  bu bizim için küçük bir olay ama senin için hızlı olursam söyle. Rahat etmeni istiyorum ve seninde gerçekten bunu hissetmek istediğini hissediyorum." Jimin fısıldadı ve eliyle solgun teni okşadı.

Dışarıda yağmur durmuştu. Güzek renkler gökyüzünü kaplamış ve altın okyanusa çevirmişti. Bazı yıldızlar belirmiş özel bir efekt vermişti. Oğlanlar gökyüzüne bakarken büyülenmiş gibiydiler.

"Bu renkleri seviyorum. Kalbindeki sıcaklığı ve bedenini hatırlatıyor." Jeon fısıldadı ve yukarı baktı. Sıcak bir kol beline dolandı ve Jimin, kahverengi saçlının alnına bir öpücük yerleştirmeden önce Jeon'a küçük bir gülümseme verdi. "Öyle diyorsan ve güzel öpücükler için teşekkür ediyorsan.(öpücükleri sevmesini kast ediyor.) Tekrarlamak isterim.

Jimin becereksizce gülümsedi. Alt bedenindeki acı verici his neredeyse onu öldürüyordu ama şimdi sakinleştiklerinde ve kucaklaştıklarında daha iyi olacağını düşündü. Birbirleriyle olan ilişkileri için daha iyi olurdu ve Jeon'un sadece vücudunu istediği için ona vereceğinden emindi. jimin, jungkook'un bu konuda iyi olmasını istedi ve bundan önce ikisi de zihinlerini netleştirmeliydi.

Park şu an onun ve Jungkook'un ne olduğunu gerçekten bilmiyordu. Muhtemelen bir ilişkiye sahip olduklarını söyleyemezdi. Bu yüzden beklemeye karar verdi. "Umarım sıcak (ateşli?) öpücüklerimde dolayı senin için hızlı değilimdir. Bir keresinde senin dudaklarının köşesini öptüm." (Ne alaka inanın bende bilmiyorum.) Jimin sessiz ama sıcak odada fısıldadı.

"Sorun değil hyung. Gerçekten zevk alıyorum ama bu duygulari netleştirmeliyim. Garip hissettiriyor."

Jimin yutkundu ve Jungkook'un tam olarak ne dediğini bilmiyordu. Tamamen değil ama kucağında ağırlık hissettiğin dudaklarını gülümseme kapladı. Jungkook kucağına oturmuştu. Jimin gülümserken gözlerini kapadı. Jimin yavaşça gözlerini açtı ve yine Jungkook'un gülümsemesini gördü.

"Daha çok öpücük istiyorum hyung."

*****

Beklettiğim için hepinizden özür dilerim.

Evet, bölüm birleştirip atacaktım ama sizi daha fazla bekletmek istemedim.

Bu bölüm gerçekten çok garipti. Birbirinden alakasız paragraflar vardı. Bende çözemedim. Bu nedenle tekrardan özür dilerim gerçekten. Bazı kısımlar bir türlü türkçeleşmedi ve alakasız (?) paragraflar vardı.

Neyse, nasılsınızz?

Sabaha üniversitesi son ing. Öğretmenliği okuyan teyzem geliyor. Bir iki el attırsam ne der acaba wnsjjs

Bir sonraki bölümü çok geciktirmemeye çalışacağımm.

Sizi seviyorumm...

Lapdance// JIKOOK çeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin