24

1K 69 22
                                    


Altın güneş ışığı pencereden solgun bedenin üstüne düşüp titrekçe parlıyordu. Kahverengi saçlı oğlanın teninde terden tabaka oluşmuştu. Elleri yatağın üstünde ve beyaz battaniye onu omuzlarına kadar kapatıyordu. Hafif yaz esintisi odaya yumuşakça esti ve beyaz perdeler dans etti.

Jimin'in siyah saçları yavaşça dans etti. Yatakta, yanında uzanan oğlana baktı. Sahneler yeniden zihnine doldu. Küçük bir gülümseme dudaklarını kapladı ve bir elini siyah saçlarından geçirdi. "Harikaydı." Düşük bir ses tonuyla fısıldadı Jimin.

Bir kolunu kıymetli bedene sardı ve parmaklarıyla tenini nazikçe okşadı. Küçük tatlı hırıltı ve nefesler Jungkook'un hala şiş ve pembemsi dudaklarından kaçtı. Güzel ve lezzetli kiraz kırmızısı ton kaybolmuştu. Yerine pembemsi bir ton kaplamıştı - Bu onu, seksi ve Jimin'in ona verdiği aşka muhtaçtan çok sevimli ve yumuşak yapıyordu.

Düşünceler Jimin'in zihnini dolduruken sırıttı. Kendi, genç olanın ihtiyaç dolu kelimelerini hatırladı. Büyük oğlan yavaşça elini alçalttı, Jungkook'un lezzetli baldır ve kalçasını okşadı. Parmağı yumuşak kalçasını okşuyordu - Ama hala nazikti.

"Harika iş çıkardın aşkım." Siyah saçlı oğlan fısıldadı ve genç olana uzandı. Büyük oğlan, yumuşak bir öpücüğü Jeon'un omuzuna kondurdu. Kısa bir gülümseme Jimin'in dudaklarını kapladı ve gözleri ışıl ışıl parladı, yanyana uzanan birbirleri için saf aşkla dolmuşlardı.

Siyah gözleri solgun bedeni inceledi, sevgilisinin bedenini bilmek istiyordu. Jimin yavaşça kendini geriye çekti ve küçük bir iç çekti. Sevişmek güzel ve etrafında gencin ılıklığını, sıkılığını hissetmeyi sevse bile aklında bir şey vardı.

"Ben hala biraz suçlu hissediyorum aşkım- Demek istediğim senin arkadaşlığını seviyorum ve bir ilişkimiz yok, bu nasıl ilerlemeli? Kalbinin kırılıp ağlamandan korkuyorum." Üzgün, kısık tonla mırıldandı siyah saçlı. Gözleri sulu parlıyordu. Gözlerini kapattı. Bir sürü düşünce Jimin'in zihnine baskı yapıyordu.

"Uyandıktan sonra ne tepki vereceksin?"

"Beni hala seviyor musun?"

"Kötü müydüm?"

"Zevk aldın mı?"

"Sevgilin ve koruyucun olabilir miyim?"

"Cevap istiyorum"

Jimin duygusuzca Jungkook'un odasının beyaz duvarına baktı. Siyah gözleri suluydu ve kendi hakkında kötü düşünüyordu -Tüm andan zevk almasına rağmen-.

Büyük olan yavaş hareketlerle, içinden çıktıktan sonra oldukça uzun bir süre onu öperken uykuya dalan Jungkook'un solgun bedenin üzerine battaniyeyi örttü.

Altın güneş ışınları Jimin'in siyah saçlarına düşüyordu. Açık pencereye yürürken ılık hissiyat göğsüne vurdu. Jimin hafif bir sesle perdeyi yana çekti böylece güneş ışığı odaya girebilir ve onu ısıtabilirdi. "Burası çok güzel ama hiçbir şey senden daha güzel değil Jungkookie."

Jimin dolgun dudaklarında bir gülümsemeyle kafasını yana çevirdi. Gözleri aşkla parlıyordu ve genç adama karşı saf aşkla dolmuştu. Jeon'un açık kahve saçları karışmış ve her tarafa dağılmıştı, dağınık görünüyordu ama bu onda tatlı duruyordu. Ter katman parlakça ışıldıyor ve koyu mor, kırmızı izler büyük olana birlikte paylaştıkları ateşli anları hatırlatıyordu.

Güzellik Jungkook'un bedenini kaplamıştı. Jimin'indi ve bu büyük olanı gururlandırıyordu. Jungkook'un onun olduğunu biliyordu ve bunu sadece genç olana bakarak söyleyebilirdi. "Güzel görünüyorsun." Park beyaz odaya fısıldadı ve pencereden dışarıya baktı.

Yeniden hafif bir meltem odaya esti ve Jimin'in siyah saçları rüzgarda yavaşça dans etti. Gözleri dışarıdaki bir çifte takıldı. Birbirlerine sarılıyorlardı ve adam, güzel kadını besliyordu. Bir gülümseme, Jimin, o ve Jungkook'un dondurma yemeye gittikleri bir günü hatırlarken dudaklarını kapladı. Sevgilisini beslemişti.

Bu kez Jimin dudaklarından tatlı bir iç çekiş kaçırdı. Kahve saçlı oğlana olan derin aşkını hatırladı ve bu gün, Jungkook'a dokunduğu gibu dokunan ilk kişi olduğunu bildiğinden beri yaşamının en iyi günüydü. "Sana iyiden daha fazlasını hissettirmek istiyorum." Jimin odada fısıldadı ve Jungkook'un küçük, tatlı hırıltılarını dinlerken gözlerini kapadı.

Jimin'in arkasından battaniyenin birbirine sürtünme sesi geldi. Gözleri hareket eden Jungkook'a takıldı ve direkt yüzüne baktı. Tatlı, pembemsi dudakları sevimli bir ses çıkararak açıldı. Yavaşça kahverengi gözlerini araladı ve Jimin'inkilere baktı.

Gül, Jimin'i kendisini seyrederken gördüğünde Jungkook'un yanaklarını süsleyen renkti. Jungkook'tan bir kıkırtı geldi ve battaniyeyi daha yakınına çekti. Sessizlik odayı dolduruyordu ama ikisi de bir şey söylemek zorunda kalmamıştı. Birbirleriyle hiçbir kelime olmadan anlaşıyorlardı.

Yeniden Jimin'in dolgun dudaklarında bir gülümseme belirdi ve bacakları onu uykulu genç adama doğru taşıdı. Sevgilisinin yanına oturdu ve elini Jungkook'un küçük yüzüne yerleştirdi. Siyah saçlı oğlan Jeon'un yanağını öpmeden önce yavaşça Jungkook'un solgun tenini okşadı.

Jungkook, büyük olana bir şey sormak için güzel, pembemsi dudaklarını aralayana kadar sessizdi. Kahve küreleri ona bakıyordu ve büyük olan bu tatlı görüntüyle eriyordu. Jimin'e özel bir isimle seslenmeye başlayana kadar gencin tatlılığı ve yumuşaklığıyla başa çıkamıyordu.

"Jimin- Uhm yani babacık?"

"Evet, prenses?"

"Tekrar kucak dansı yapabilir miyiz?"

"Evet, neden olmasın babyboy."

*****

5 Ay😳😳

Bu arada Black Butler/Kuroshitsuji izleyeniniz var mı?😭😭

Ayrıca, Mervelously Monstrous çeviri kitabımı da okuyabilirsiniz. Ben çevirirken çok zevk alıyorum ve baya seviyoruumm🥺

Hatalarım varsa özür dilerim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 02, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Lapdance// JIKOOK çeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin