20

1.4K 118 58
                                    


Sıcak ten, soğuk siyah kumaş üzerinde dans etmişti. Güneş ışığının beyaz duvarlarını süslediği odayı günahkar sesler dolduruyordu. Terlerinin kokusu tüm odayı kaplamıştı.

Büyük oğlan, kahverengi saçlı oğlanın kalçasını güçlüce tutuyordu. Dolgun dudaklarından ağır nefesler kaçıyordu. "Çok iyi ah yapıyorsun, tatlım." Jimin, küçük oğlandan saf zevki hissederken onu övdü.

Jimin, Jeon'un kalçalarını sıkı sıkıya kavrarken Jungkook'tan cevap olarak hafif bir sızlanış geldi. "Oh kahretsin- çok üzgünüm bunbun." Siyah saçlı konuştu ve nazikçe solgun teni okşadı. "Ama harika bir iş hm çıkardın."

Koyu pembe Jungkook'un yanaklarını süsledi. İltifatları dinlerken kızardı. Biri ne zaman onu övse ya da hakkında iyi bir şey söylese her zaman utanıyordu. "Sadece kendine bak. Çok seksi." Siyah saçlı fısıldadı ve Jeon'un belini kendisininkine doğru çekti. Jeon'un yanı sıra Jimin'in de boğazından derin bir inilti kaçtı.

İki oğlanın teninde de ter damlaları yuvarlanıyordu. İltifatların yanında ağır nefesler ve günahkar sesler tüm odayı doldurdu. Jimin'in soğuk elini hissettiğinde yeniden günahkar bir ses kiraz kırmızısı dudaklarından kaçtı. Büyük oğlan yavaşça kalın baldırı okşadı. "Çok güzel bir vücudun var."

Dolgun dudaklarından daha fazla iltifat çıktı. Jimin küçük olanı övmeyi bırakamıyordu. Siyah saçlının sıcak nefesi Jeon'un kulağına çarptı. "Ah!" Jimin bu ahenkli sesleri dinlerken dudaklarındaki sırıtış büyüdü.

"Ugh hyung, a-ah." Küçük oğlan, büyüğün soğuk elinin yukarı doğru hareket ettiğini hissettiğinde inledi. "Her şey düzelecek, tatlım. Ben buradayım- shhh."

Ateşli, birbirlerinin bedenine doğru olan hareketlerini açıklayan kelimeydi. Saf zevk ve şehvetin birbirlerine olan aşklarıyla karışımıydı. "İyi iş çıkardın, bana iyi bir dans verdin." Jimin konuştu ve sonunda derinden inledi. Koyu gözleri, terli gencin saf şehvetle nasıl dans ettiğini izledi.

Jeon'un kalçaları ileri ve Jimin'in siyah pantolonunun soğuk kumaşı üzerinde geriye doğru hareket etti. Zevkli sürtünüş kahverengi saçlıyı deliye çevirdi. Küçük olan, zevki tüm bedeninde hissettiğinde daha yüksek sesle inledi.

Dans artık sakin bir dans değil, küçük erkeğin vücuduyla ona zevk vermesiydi. Jimin lise öğrencisini izlemekten zevk alıyordu. "Tatlım? Dans için yeni bir şeyler öğrenmek ister misin?" Jimin sordu ve dolgun dudaklarını birbirine bastırdı. Şehvet tüm bedenini kaplamıştı.

Jungkook kısaca başını salladı ve arkadaşına baktı. "E-evet lütfen mgh." Küçük olan net konuşamıyordu. Kendi inlemeleri cümlelerini kesmişti. "Kollarnı omzuma koy ve ilk olarak bacaklarını iki yana aç." Büyük oğan dudaklarındaki büyük sırıtışla fısıldadı.

Genç olan yavaşça büyüğün dediği pozisyona gelmek için hareket etti. Bacaklarını ayırırken, özel bölgesini büyük olana gösterirken dudaklarınıdan küçük bir sızlanma kaçtı. Jungkook'un kıyafetleri bedenini çoktan terk etmişti.

"Şimdi pelvisini kaldır- ya da kalçanı kaldırma, bu pozisyonda yukarı ve aşağı hareket ettir. Bunu benim için yapabilir misin?" Siyah saçlı sordu ve koyu gözleriyle gence baktı. Jungkook, Jimin'e baktığında seslice yutkundu. Siyah saçları ıslak ve alnına, giydigi siyah tişört bedenine yapışmıştı.

Ter damlaları, Jimin'in yüzünden ve boynundan yuvarlanıyordu. Sıcak nefesleri Jungkook'un nefesine çarpıyordu. Büyük oğlanın baldırları, Jungkook'unkilerin altında seğirdi. Fazla zevk ve şehvet Jimin'in bedenini zehirlemiş gibiydi.

Küçük olana baktığında sesli bir inilti Jimin'in dolgun dudaklarından kaçtı. Altın güneş ışığı solgun, terli tenin üzerine düşüyordu. Ten, altın güneş ışığında titrekçe parlıyordu. Ter kokusuyla hala Jungkook'un ona harika yakışan vanilya kokusunu alıyordu.

Beyaz perdeler şık ve yavaşça rüzgarda dans etti. Bu Jimin'e, Jungkook'un başladığındaki yavaş kucak dansı hareketlerini hatırlattı. Şimdi, küçük olan genişçe açılmış bacaklarıyla kucağında oturuyor ve kalçası havadayken inliyordu. "İyi a-ah çocuk." Büyük olan Jungkook'u övdü.

Kırmızının koyu tonu Jungkook'un yanaklarında belirdi ve seslice nefes alıp verdi. "T-teşekkür." Kahverengi saçlı oğlan mırıldandı. Yavaşça kalçasını yukarı aşağı hareket ettirdi. Her seferinde altı, büyük olanın sert kasıklarına değiyordu.

"Siktir et!" Siyah saçlı bağırdı. Belini kavradı. Hızlı bir hareketle onları çevirdi. Şimdi küçük olanın üstündeydi. Ağır nefesler alan şahesere baktı. Ilık güneş ışınları Park'ın terli kol kaslarına vuruyordu. Güneşin ılıklığında gevşemeden önce kasıldılar.

"Bir insan nasıl bu kadar iyi şeyler yapabilir? Teşekkür ederim Jungkook." Büyük olan sırıttı ve başını eğdi. İkisininde sıcak nefesleri temas ediyor ve Jeon'un kiraz kırmızısı dudaklarından inlemeler kaçıyordu. Hızlı ama nazik bir şekilde dudaklarını, kırmızı ve sulu olan Jungkook'unkilerine doğru yerleştirdi. Genç öğrenci öpücükle ürperdi.

Kahve saçlı kollarını yavaşça büyük olanın terli bedenine yerleştirdi. Onunla olan her dakikasını ve paylaştıkları ateşli öpücüğü seviyordu. İnce tükürük köprü her iki erkeğinde gözlerini buluşturdu. Saf şehvet bedenini ele geçirmişti ama Jungkook için şehvet olmasa dahi hyunguna aşıktı.

Jimin küçük olana koyu, aç gözlerle bakarken dudaklarını araladı. Dudaklarını yaladı. Büyük oğlanı izlerken koyu kırmızı Jungkook'un yanaklarını süsledi.

"Hiç birisi tarafından becerildin mi?"

*****

Lapdance// JIKOOK çeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin