4

61 3 0
                                    

Gordugum kabusun etkisinden hala cikamamistim. Gercekmis gibi iki kurek kemigimin ortasinda ince bi sizi vardi. Yattigim yerden kalkip lavaboya dogru yurudum. Suyun sogukluguna aldirmadan bi kac defa yuzumu yikadim. Gozlerimin altinda ki mor halkalar gececegine gun gectikce artiyordu. Annem kasima dikilip sen madde mi kullaniyosun dese sasirmazdim. Kendimi disaridan gorsem bende oyle anlardim. Zayiftim. Ve gun gectikce zayifliyordum. Yaklasik bir haftadir sadece okulda biseyler atistiriyordum. Eve gelince annem israrla yemek yemeye zorluyordu. Okulda cok yedigimi ac olmadigimi soyluyordum. Boyle soyleyince inanmasada zorlamiyordu. Hayatim cay kahve ve sigara olmustu. Nasil olmasin ki. Okulda gordugum yetmiyormus gibi bi de ruyalarima giriyordu cocuk. Pardon. Kabuslarima olacakti.

    Sıkıntıyla balkona dogru yurudum. Biraz hava almak istedim. Balkon kapisini acinca soguk hava bi anda yuzume carpti. Uzerimde sadece kisa kollu ince bi tshirt vardi. Aldirmadim. Balkonun on tarafina dogru yurumeye devam ettim. Aklima sigara icmek geldi ama bu istegimi gormezden geldim. Sanirim biraz azaltmam gerekiyordu. Her oksurmemde cigerlerim agzimdan firlayacak gibi oluyordu. Bi yandan da Hande'nin sozleri bu fikrimden donmemi sagliyordu. Acayip bi kizdi. Sanki ben degil de o olecekti sigaradan. Dusuncelerimin arasinda gulumsedim. Hande... Bilmiyordu. Eger ölursem ölum sebebimin bi onemi olmayacakti. Kafamda turlu dusunceler vardi. Ölursem eger. Tanidiklarima arkamdan helva degil de kabak dagitilmasini istiyordum. Enteresandi ama guzel bi fikirdi. Arkamdaki insanlara guzel bisey birakmak istemiyordum. Aslinda cok da kotu bisey birakmiyordum. Kabak bu ne de olsa peygamber yemegi..

    Balkondan cikip kapiyi ardimdan kapadim. Hava cok soguktu. Gunesi pek sevdigim soylenemezdi ama soguk havalari da cok sevmiyordum. Bunyem zayif oldugu icin cok cabuk hastalanabiliyordum. Bu yuzden disariya pek cikmiyorum bu aralar. Evde de pek fazla bisey yaptigim soylenemezdi. Genellikle odamda vakit geciyordum. Ara sira da karsi komsunun kizi Gizem geliyordu. Benden bi yas kucuktu  ama iyi anlasiyorduk.

  Kendi dusuncelerime daldigim sirada kapi caldi. Annemin acmasini bekledim ama kapi hala caliyordu. Hem de israrla. Bu buyuk ihtimalle Gizem di. Oyle bi kapi calisi vardi ki. Yabanci biri olsa alacakli felan sanirdi.

   Kapinin israrla calmasina ragmen yavas adimlarla kapiya ilerledim. Kapiyi acip karsimda Gizem'i gorunce tahminlerimin beni yaniltmadigini bi kez daha anladim. Elinde buyuk bi paket vardi. Bana almis olamazdi. Hem dogum gunume daha iki ay vardi.

" Sen geri cekilip beni iceriye alacak misin ben mi zorla  girmeliyim ? "

" Dalmisim. Elinde ki ne? "

" Ben de sana soracaktim. Kapinizin onunde buldum. Not felan yok uzerinde belki de icindedir. Kiz hayran mi yaptin kendine ?"

" Sacmalama. Bana kim neden hediye gondersin. ?"

" Neyse uzatma da ac bakalim. Kim gondermisse bi not da birakmistir heralde."

" Suna bak ya benden daha merakli"

Gizem'in olumcul bakislari esliginde paketi acmaya basladim.

Tanrim... Olamaz... Bu.. Bu gercek degil demi ?

"Vay be tabloya bak. Kiz bu Cem'e ne kadar da benziyo."

"Sakin bi daha O'nun adini soyleme"

" Sen iyi misin? Rengin atti."

" Yok.. Bisey yok. Benim biraz isim var simdi aklima geldi. İsim bitince ben gelsem size olur mu?"

" Olur da sen iyi degilsin. Ne oldu?"

"Gizem iyiyim. Biseyim yok hadi git artik."

" Tamam tamam gorusuruz"

" Gorusuruz"

Bu da neyin nesiydi simdi? Bu tablo nereden cikti? Allahim cildirmak uzereyim. Kim gonderdi ki bunu bana ya da neden gonderdi. Kabus... Hala kabus mu goruyordum. Hayir hayir uyanmistim. Hala uyaniktim. Paket kargodan gelmemisti. Kim getirdiyse kapiya birakmisti. Bulmam imkansizdi. Cikip komsulara tek tek soramazdim. Sıkıntıyla nefesimi sesli bi sekilde disari verdim.

Caresizdim...

Aşk Ölümsüzlüktür Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin