Midesi saatlerdir bir şey yemesi için yalvarırcasına gurulduyordu. Ama o her zamanki gibi bunu yine reddederek ingilizce sınıfından içeri girdi. Sıralardan birine geçip oturduğunda açlıktan deliye dönmüş midesinin ona sunduğu kramplara küfürler yağdırıyordu. Bacak bacak üstüne atarak dizini karnına doğru çektikten sonra hala elinde tuttuğu defterini sırasına bıraktı. Sunum sırasının ona gelmesi istediği son şey olsada haftalardır ertelediği bu ödevi artık yapmak zorunda olduğunu biliyordu. Yoksa Bayan Johnson onu dersinden bırakacaktı ve ailesi bunu öğrendiğindede hoş şeyler olmayacaktı. Ailesine göre o mükemmel olmalıydı, bir nevi altın kız gibi. Yüksek notlar ve sosyal aktivitelerdeki katılımıyla dikkat çekmeliydi. Ama o altın kız olmaya çalıştıkça paslanmış demire dönüyordu. Yaralı ruhu, mükemmelliyete ulaşamayacak kadar ölüydü artık.
Bayan Johnson'ın sert topuk sesleri sınıfı doldurduğunda kafasındaki düşüncelerden sıyrılarak sırasında doğruldu. Kazağının kollarını parmaklarına kadar çektikten sonra önündeki defterine son bir bakış attı.
Yapabilirsin, diye düşündü kendi kendine. Bunu başarabilirsin.
Ama içinde bir yerlerde ona yapamayacaksın diye bağıran sesi duyabiliyordu. Başını iki yana sallayarak gözlerine hızla dolmakta olan yaşları geri itmeye çalıştı. Sanki herkes ona bakıyormuş gibi hissediyordu. Bayan Johnson ismini seslendiğinde defterini alarak yerinden kalktı. Hızlı adımlarla kürsüye ilerlerken sınıftaki hiçbir arkadaşına bakmamaya özen gösteriyordu.
" B-ben, projem için Emily Dickinson'ın Eğer Ben Ölmeliysem şiirini incelemiştim. " oldukça kısık çıkan sesi sonrasında boğazını temizleyerek duruşunu dikleştirdi. Gözlerini korkarak sınıfta gezdirdiğinde herkesin onu izlediği gerçeği bir kez daha dehşete düşmesine neden olmuştu. Gözleri, onun kahverengi bakışlarını yakaladığında derin bir nefes aldı. Sadece mesajlaşmalarla aydınlanabilir miydi dünyalar? Onunki aydınlanıyordu. Calum'un her mesajında aydınlanıyordu.
" Seni bekliyoruz. " Bayan Johnson sabırsız bir şekilde homurdandığında tekrar içini kaplayan endişe duygusuna küfürler etti. Defterini öğretmen kürsüsüne bıraktıktan sonra ellerini önünde kavuşturarak gözlerini kapattı. Şiiri okumak için aralanan dudaklarından hiçbir şey dökülmediğinde bedeni bir titreme ile sarsıldı. Kendini konuşmak için zorladı fakat bu sanki boğazına bir yumru takılması gibiydi. Boğuluyordu. Konuşamıyordu, çığlık bile atamıyordu. Vücudu kaskatı kesilmişti. Öylece olduğu yerde duruyordu.
" Haydi. " öğretmeni tekrar ona seslendiğinde elini boğazına götürdü. Canı yanıyordu. Sınıftan tek tük kıkırtılar yükselmeye başladığında hızla kendini sınıftan dışarı attı. Koridor boyunca koşarak okul kapısına ulaştığında derin bir nefes aldı. Okuldan çıkamazdı, çıkmamalıydı. Bir cezaya daha kalırsa ailesi onu öldürürdü. Birkaç saniye, en azından nefesleri düzene girene dek, okul kapısında bekledi. Sonrasında ise kapıdan çıkarak gitti.
Ceza alırsa alsın, ailesi kızarsa kızsındı.
Ruhu ölüyordu, gerisi umrunda değildi.
Okuldan çıktıktan sonra elleriyle kollarını sıvazlayarak parka doğru yürümeye başladı. Temiz hava ciğerlerini doldururken daha rahatlamış hissediyordu. Uzun bir yürüyüşten sonra parka vardığında kenardaki banklardan birine oturdu. Cebinden Calum'a mesaj atmak için kullandığı telefonunu çıkardıktan sonra yeni bir mesaj sayfası açtı.
Anonim: Hey, nasılsın?
Calum: her zamanki gibi sen?
Anonim: Bende öyle.
Calum: ingilizce dersindeyim
Calum: not. bayan johnson tam bir kaltak
Anonim: Bu da nereden çıktı?
Calum: sunum ödevlerimiz vardı ve bugün sunum yapacak kız belli ki sunum yapmak istemiyordu
Calum: ama kaltak kadın onu resmen buna zorladı
Anonim: Ya sonra?
Calum: kız çekip gitti
Calum: onun adına üzüldüm
Anonim: Kızı tanıyor musun?
Calum: hayır, sadece bu dersimiz ortak sanırım bilmiyorum
Calum: her neyse, okulda mısın?
Anonim: Hayır.
Calum: nedeen
Anonim: İyi hissetmiyorum.
Calum: eğer kendine bir şey yaptıysan bu sefer seni bulacak ve kıçını parçalayacağım
Anonim: Kıçımın senin tarafından parçalanması bir onurdur. *yan sırıtan emoji*
Anonim: Ayrıca, sadece bugün evde kalıp dinlenmek istedim. Bir sorun yok.
Calum: benimle flört ediş şeklini sevdim :-)
Anonim: Şu emojiden vazgeç!
Calum: yapamam
Calum: çok eğlenceli
Calum: :-)
Genç kız yüzünü esir almaya çalışan gülümsemeye sonunda teslim olduktan sonra bankta arkasına yaslanarak etrafı seyretmeye başladı. Calum, gerçekten ona iyi geliyordu.
Ama o, bunun ölü bir ruha kalp masajı yapmak mı yoksa gerçekten birini iyileştirmek mi olduğunu anlayamıyordu.
Çünkü eğer içindeki ruh gerçekten öldüyse, tüm bunlar anlamsızdı.
Ne kadar iyileşir gibi gözükürse gözüksün tekrar dibe gömülecekti.
Başını kaldırarak gökyüzüne baktı ve artık varlığından emin olamadığı o büyük adamdan ruhunun henüz ölmemiş olmasını diledi.
Size biraz olsun anonimin yaşadıklarını aktarmak istedim, umarım bu bölümde diğerleri gibi sevilir^^
Şimdi izninizle biraz reklam yapacağım, öhöm, az önce -sanki manhattan stories'i yayınlamam yetmiyormuş gibi- insane adlı taslaklarımda bekleyen bir ash ficini yayınlamış bulunmaktayım
Bakarsanız tabi ki sevinirim skıuosıjdi
Yine şarkı önerisi; Coldplay - Yellow
Sizleri seviyorum küçük anonimler xx