Anastasia, kucağında tuttuğu tuvale sarılmış bir şekilde tiner kokulu atölyede oturuyordu. Ağlamıyordu, gülmüyordu, konuşmuyordu, hareket etmiyordu. Hiçbir şekilde ifade etmeye çalışmıyordu kendini. Eğer çalışırsa bir daha susmayacağını sanıyordu hıçkırıklarının. Ama bu hissizliğinin sebebinin içten içe aslında üzülmüyor oluşu olduğunu farkındaydı. Belki ilk zamanlar susmayacaktı hıçkırıkları, aylarca Calum'un mavi banyo zeminine yığılmış kanlı bedeni girecekti rüyalarına, beynindeki sesler ve görüntüler kabusu olacaktı. Ama bir gün hepsi son bulacaktı; hıçkırıklar buruk gülümsemelere, kabuslar geçmişten kesitlere dönecekti. Ve Anastasia biliyordu ki Calum'un, kurtuluşu öyle ya da böyle bulduğuna seviniyor olacaktı.
İnsanlar, ah insanlar, körlerdi. Mutsuz finallerin mutlu detaylarını, sonların içindeki başlangıçları göremezlerdi. Ama Anastasia görüyordu bu tablodaki tüm küçük detayları. Calum'un vedası için yaptığı ince planların her birini farketmişti.
Genç kız sonunda atölyenin soğuk betonundan kalkarak kucağındaki tuvalini tozlu raftaki yerine bıraktı. Calum'un keskin hatları, koyu gözleri ve yüzündeki buruk gülümseme tüm odayı bir güneş gibi aydınlatırken eserine bakarak gülümsedi. Atölyeyi terkederek okulun koridorlarına döndüğünde onun dolabı etrafında üzgün duran insanlara öfkeyle baktı. Calum intihar etmemişti, o öldürülmüştü. Onu toplum öldürmüştü. Aklına empoze ettikleri görüşlerle, belirledikleri katı kurallarla ve yapıştırdıkları etiketlerle. Yalnızca 1-2 ay önce onun dolabına sprey boyalarla kaçık yazan insanların şimdi onun yasını tutmaya hakları yoktu. Anastasia, yanlarından geçip giderken öfkesini vücuduna hapsetti. Elinde tuttuğu izin kağıdını sıkı sıkı kavrayarak okul binasından ayrıldıktan sonra evine doğru yürümeye başladı. Calum'ı özlemişti, onun mesajlarına bakarak gülümsemeyi, hatta düştüğünü tüm hücreleriyle hissetmeyi... Ama bu Anastasia'yı çıktığı cehenneme geri dönmekten alıkoyuyordu bir şekilde. O Calum'ı kurtardığını biliyordu, cehennemin en diplerini görmüş bir insana güneşin aydınlıklarını az da olsa hissettirebilmişti çünkü. Kurtulmak her zaman aydınlıklarını gördüğün güneşe yükselmek değildi. İşte Anastasia tam da bu nedenden dolayı yas tutmuyordu. Calum onu yakalamıştı. Ebedi uçuruma düşen güçsüz bedenini en yükseklere taşımıştı, tekrar o cehenneme dönmeyecekti.
Calum gitmeden önce her şeyi planlamıştı. Anastasia'yı cehenneminden çıkarabildiğini gördüğünde aslında başından beri iyi oluşunun nedeninin bu olduğunu farketmişti. Kalbinin sahibini, karanlık cehennemden kurtarıp ona kendinin bile göremediklerini göstermişti. Ve Anastasia'nın gülüşünün parıldadığını sonunda gördüğünde işinin bittiğini biliyordu.
O tesadüfler adamı değildi ki zaten, her şeyin bir nedeni vardı ona göre. Ve cehenneme düşmesinin sebebinin onu bulmak olduğunu düşünüyordu. O acılarıyla ölebilirdi ya da birini kurtarabilirdi. Anastasia'yı cehenneminde bulup onu kurtardığında acılarının getirdiklerini tamamladığını hissetmişti. Ve artık cehennemi terketme zamanı gelmişti.
Vedasını tüm ince detayları düşünerek yapmıştı. Her şey tamamlandığında ise cennetine dönmüş bir köşede Anastasia'yı beklemeye başlamıştı.
Anastasia'nın henüz çıktığı cehennemine geri dönmeyeceğini bilerek gitmişti, düşüncelerinde haklıydı da. Ve o, uzun yıllar cennetinin bir köşesinde aşkını bekledi.
Tüm aşkı Anastasia, Anastasia.
Pekala, benden bir epilogue istediniz. Bir çoğunuz Anastasia'ya ne olduğunu bilmek istediniz; Anastasia'ya bir şey olmadı. O kurtulduğu cehennemine bir daha dönmedi, Calum daima kalbinde kalacak bir şekilde dünya üzerinde oyalandı. Calum ise cennetinin bir köşesinde onu bekledi.
Ve, ah, sizleri küçük bir hayal kırıklığına -hiç istemeyerek- uğratacağım. Seri kararımdan vazgeçtim çünkü seri yapsam Anastasia ve Calum'u göremeyecektiniz ve bu karakterlerin bendeki yeri gerçekten çok ayrı. Seriye dönüşürse bu kitabın tüm özelliğini kaybedeceğini düşünmeye başladım, çünkü kurguda bir oynama yapamayacağım için kabak tadı verecektir. Kurguda oynama yaparsam da aslını kaybedecektir. Yani sizlere üzülerek söylüyorum ki ikinci bir kitap çıkarmayacağım. Bundan başka epilogue da olmayacak çünkü bu kitabın her birinizin aklında güzel kalmasını istiyorum. Sizleri sıkmak istemiyorum.
Anlayışınız için teşekkürlerimi, yarattığım tüm hayal kırıklıkları için de özürlerimi sunuyorum size.
Multimedyada kitap için hazırladığım video var, iyi seyirler.
Anastasia ve Calum'ı unutmamanız dileklerimle.
Sizleri seviyorum,Alara xx