first kiss

221 29 93
                                    

Güzel bir sabaha uyandım. Rahatça uymuşum ne güzel. Bir dakika ya ben nasıl güzel bir sabaha uyanabilirim? Ben en son sandalyede oturuyordum. Bi dakika ya kolumada bir ağırlık vardı. Aklıma gelen başıma gelmiş olamazdı. Korkarak da olsa gözümü açtım ve aklıma gelen de başıma gelmişti. Şu an yatakta yatıyordum ve Kai de koluma sıkı sıkıya sarılmış uyuyordu. Acaba kalksa mıydım? Yoksa biraz daha böyle mi kalsaydım? Ama kendimi hiç rahat hissetmiyordum. Kalksam daha iyi olur.

Sol elimle sağ kolumu tutan ellerden ayırmaya çalıştım. Uyanmamasına gayret ediyordum. Ben ayırmak için uğraşırken kıpırdandığından bir süre durmak zorunda kaldım. Yerinde biraz kıpırdandı ve kollarını bana iyice sarıp kucağına çekti.

Ne oluyor ya? Ben kurtulmaya çalıştıkça beni kendine daha da çekiyor. OF! Sabah sabah uğraştığım şeye bak. Neyse umudumu kaybetmedim. Bir kere daha denemekten zarar gelmez. Bir kez daha ellerini çekmeye çalıştım kolumdan. O da sanki bilerek bana gıcıklığına yapıyormuşçasına daha da çekti kendine. Bir dakika ya az önce ben ne dedim? Bilerek yapıyormuşçasına? Gıcıklığına.. Şimdi gerçekten sinirlendim. Ama görür o.

Kollarının arasından çıkıp o altta kalacak şekilde üstüne çıktım. Bir elimi sağına bir elimi soluna dayayıp onu kafese aldım. Şimdi de sinsi planımı hayata geçirme vaktiydi. Onu huylandırmak için yüzümü boynuna yaklaştırdım. Onun nefesini içime çektim ve tekrar boynuna üfledim. Oyunculuğu güzeldi. Hala tepki vermemişti. Sonra da yüzümü yüzüne yaklaştırdım. Dudaklarımın dudaklarına değmesine milimetreler kalmıştı. Biraz oyanladım o şekilde. Oyunu bozan o olmalıydı bu yüzden de devam ettim. Dudaklarımı daha da yaklaştırdım.

Ama sonra bu oyunumda hiç planlamadığım şeyler oldu. Ben üstteyken birden Kai ile pozisyon değiştirmiştik. Şu an ben altta o üstteydi. Lanet olsun bana yaklaşıyordu. Hayır bu olmamalıydı. Ben şaka diye yola çıktım ama gerçekleşiyordu. Siktir ya.

Ve olanlar oldu. Kai'nin dudakları benimkilerin üstündeydi. Hareket etmeden öylece bekliyordu. Karnıma ağrı girmişti heyecandan. Bekle ya şu an benim onu çoktan itmem gerekirdi ama ben hala dudağı dudağımda duruyordum. Bu ben değildim. Bir an önce kendime gelmeliydim.

Aklım başına geldikten sonra onu üstünden ittim.

"Ne yapıyorsun sen?"

"Oyununa karşılık verdim. Daha ne istiyorsun?"

"Ne oyunu? Ne saçmalıyorsun? Neden beni öptün?"

"Yani beni altına alıp boynuma yaklaşıp nefes alman, dudaklarını dudaklarıma yaklaştırman bir oyun değildi öyle mi?"

Pis pis sırıtıyordu. Ve ben kendimi kendi ellerimle kendimi saçma bir duruma sokmuştum.

"Evet oyundu. Ama sen başlattın."

"Ben başlattım ama devam ettiren sensin."

"Kahretsin ya beni öptüğüne inanamıyorum."

Gıcık gıcık gülüyordu. Şu an ağzının ortasına bir tane yapıştırasım geldi. Yataktan kalktım. Lavaboya gidecekken gözüme siyah biblomun kırıkları çarptı. Lavaboya gitmeden önce kırıkları toplasam iyi olurdu. Eğilip toplamaya başladım. Tabi bir yandan da önceki olay için söyleniyordum.

"Neden sana uydum ki?"
"Hep benim akılsızlığım."
"Salaklık bende."
"Ah kahretsin ya. İlk öpücüğümü o ayıya verdiğime inanmıyorum."
"Lanet olsun."

DILEMMA|| KAISOOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin