Kulağım çınlıyordu. Gök gürültüsü de sanki gökyüzünde değil beynimde çakıyordu. Bize çarpan araba sol taraftan çarptığı ve hava yastığı açıldığı için bana fazla zarar gelmemişti. Bir şey olduysa yanımdaki adama olmuştu.
Elimle nabızını kontrol ettim. Nabzı atmıyordu. Lanet olsun ya hem kaza yapmış hem de Suho Hyung'un istediği adamı sapasağlam teslim edememiştim. Birilerine haber vermem gerekliydi. Kimsenin bu kazadan haberi olmadan halledilmeliydi. Cebimden telefonumu çıkardım. Ekranı paramparça olsa da çalışıyor umuduyla açmaya çalıştım. Neyseki ekranı gidip gelse de çalışıyordu. Rehberden rastgele bir numaraya tıkladım. Aradığım kişinin açmasını umuyordum.
"Kyungsoo."
"Lu sen misin?"
"Evet benim. Ne oldu?"
"Lu ben kaza yaptım."
"Ne? İyi misin?"
"İyiyim sanırım. Ama yanımda adam için aynısını söyleyemem."
"Öldü mü?"
"Evet. Araba o taraftan çarptı."
"Sen iyiysen önemli değil Kyung. Biz geliyoruz oraya."
Ben tamam diyemeden telefon kapandı. İyi bile dayanmıştı derdimi anlatacak kadar. Yanımdaki adamı tekrardan kontrol ettim. Büyük darbeyi sol tarafından almıştı ve başı kanlar içindeydi. O kadar kan vardı ki yüzü bile görünmüyordu. Bana gelirsek de eğer yağmur yüzünden değilse bir ıslaklık hissediyorum. Bu ıslaklıkta şakağımdan çeneme kadar iniyordu. Arabadan çıkmayacaktım. Zaten her yerim ağrıyordu bir de ıslanmak istemiyordum.
Kapalı tuttuğum gözlerimi bir ışık rahatsız etti. Gözlerimi açtığımda bir arabanın bana yaklaştığını gördüm. Sanırım Luhan geliyordu. Gelen araba, hurdaya dönmüş arabamın yanında durdu. Yanılmamıştım. Gelen Luhan ve Sehun'du. Arkalarından da bir araba daha yaklaştı. Luhan bana yardım ederek arabadan çıkardı ve geldikleri arabaya bindirdi.
"Kyung çok ağrın var mı? Hastaneye gidelim mi?"
"Hayır, hayır. Beni eve götürün."
"Emin misin Kyung?"
"Eminim. Burayı da halletmeyi unutmayın."
"Tamam sen düşünme bunları. Biz hallediyoruz.
Başımı onaylarcasına salladım. Bu sırada arabaya Sehun bindi.
"Kyungsoo iyi misin? Hastaneye gidelim mi?"
"İyiyim. Sen beni evime götür."
"Ben de söyledim Sehun ama gitmek istemiyor."
"Lulu ona kalmış bir şey. Nereye gitmek istiyorsa oraya götürürüz. Zorlamayalım."
"Haklısın Sehun. Evine götürelim."
Onlar evime sürerken bende o zaman kadar gözlerimi kapattım. Başımdaki ıslaklıkta hala akmaya devam ediyordu. Hatta kıyafetime bile bulaşmıştı. Chaewon'a görünmeden halletmek zor olacaktı.
あかさたなは
"Kyungsoo geldik. Gözlerini açabilirsin."
Sonunda gelebilmiştik. Başımın ağrısından zaman geçmemişti. Yavaşça yerimden kalktım.
"Seni eve kadar götürelim mi Kyung?"
"Hayır Lu. Kendim giderim."
"Tamam. Dikkat et."
Eve gidene kadar sırılsıklam kalmıştım. Anahtarım olmadığı için zile bastım. Kai'nin uyumadığını umuyordum. Çok vakit geçmeden kapı açıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DILEMMA|| KAISOO
Fanfictionbir tetikçi, bir kaçak ve kimsenin bilmediği adım adım çözülecek sırlar "nothing is as it seems"