Yağmurdan dolayı yavaş bir yolculuğun ardından Lay'in evine sonunda gelebilmiştik. Arabayı evin önüne park ettim. Benden önce gelen iki araba daha vardı. Yanımda Mungmool'u da getirdiğim için Lay'i onu götürmesi için aradım.
"Hyung ben geldim. Sen Mungmool'u alır mısın?"
"Tamam Kyung bekle geliyorum."
Lay Kai'yi getirip getirmediğimi sormadı. Sormamasına sevinmeli miydim üzülmeli miydim bilmiyorum. Sanırım sevinsemeliydim.
Lay gelip arkadan alıp hızlıca eve geri döndü. Lay Mungmool'u götürdükten sonra ben de Chaewon'u alıp hızlıca eve girdim.
Askılığın yanında durup uzaktan arabayı kilitledim ve sonra Chaewon'un botunu ve montunu çıkardım. Kendi botumu ve montumu çıkardıktan sonra askıya astım. Chaewon'un siyah montunu çıkarınca ufaklık yeniden prenses olmuştu. Elinden tutup süslemelerin gördüğü odaya ilerlemeye başladık. Lay'in bu kadar uğraşması çok saçmaydı ama bunu onun yüzüne söyleyip onu üzmek istemiyordum.
Biz odadan içeriye girdiğimizde iki tarafımızdan da konfeti patlattılar. Chaewon ani gürültüden dolayı irkilip bana doğru sokuldu. Lay de geldi ve Chaewon'u kucağına aldı.
"Hoşgeldin prenses." ve herkes alkışlamaya başladı. Herkes dediğimde Lay'in birkaç tane arkadaşı, psikolog Daehyun ve Kai'ydi. Ne bir dakika Kai mi? Onun burada ne işi var? Bence bu bir yanılsamaydı. Bu yüzden de gözümü kapatıp tekrardan açtım ve hala oradaydı. Demek Lay bu yüzden ben geldiğimde bama bir şey demedi. Ama nasıl ulaştı ki ona. Cidden Lay Hyung'dan korkulur.
Onu görür görmez kaşlarım çatılmıştı. Şimdi de o kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Ondan dikkatimi pantolonumu çekiştiren Chaewon çekti.
"Ne oldu ufaklık?"
"Her şey çok güzel değil mi baba?"
"Evet, çok güzel."
Bunu söylerken bir yandan ufaklığı kucağıma aldım. Chaewon kulağıma yaklaşıp bir şeyler fısıldadı.
"Baba Kai gelmiş. Gördün değil mi?"
"Yanına gidebilir miyim?"
"Tabi ki gidebilirsin."
Yanağıma bir öpücük kondurdu ve bende onu kucağımdan indirdim. Chaewon da kollarını açıp koşarak Kai'ye sarıldı. Ufaklığın onu sevdiği çok belliydi. Benim yüzümden sevdiği kişiden uzak durmasını istemiyordum. Bu yüzden de onun yanına gitmesine, onunla konuşmasına izin veriyordum.
Chaewon'un Kai'nin yanında olmasını fırsat bilerek Lay'i kolundan tutup mutfağa sürüklemeye başladım.
"Ne oldu Kyung? Kai'yi çağırdığım için teşekkür mü edeceksin?"
"Hayır hyung. Onun burada ne işi var? Nasıl ulaştın ona?"
"Miniğim, beni çok hafife alıyorsun. Ona ulaşmak hiçte zor olmadı."
"Hyung sana kavga ettiğimizi söylemiştim."
"Biliyorum. Ben de barışın diye çağırdım."
"Hyung ya bunu neden yapıyorsun?"
"Sevenler barışsın diye yapıyorum. Kötü mü yapıyorum?"
"Hyung bak biz onunla sevgili değiliz, birbirimizi sevmiyoruz. Daha onu doğru dürüst tanımıyorum bile."
"Asıl sen bak Kyungsoo, sen ketum birisin duygularını belli etmezsin ama onun senden hoşlandığı belli."
"Seninle kavga etmek istemiyorum hyung. Son kez söylüyorum. Biz onunla sevgili değiliz. Bir daha bu konuyu açma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DILEMMA|| KAISOO
Fanfictionbir tetikçi, bir kaçak ve kimsenin bilmediği adım adım çözülecek sırlar "nothing is as it seems"