best friend

223 32 95
                                    

Evime geldiğim için gerçekten çok mutluyum. Evime girip kendimi koltuğa attığımda kendimi çok daha iyi hissettim. Gözlerimi kapayıp koltuğumun keyfini çıkarırken telefonum çalmaya başladı. Cebimden çıkarıp ekrana baktığımda Lay'in aradığını gördüm.

"Vay sen beni arar mıydın?"

"Saçmalama istersen Soo. Daha üç gün önce görüştük. Onda da ben aramıştım. Asıl aramayan sensin. Ben aramasam senin arayacağın yok."

"Benim halimi hatırımı sormaya mı aradan azarlamaya mı belli değil. Neyse, nasılsın bakalım."

"İyiyim ama birazdan daha da iyi olacağım."

"Neden? Birazdan ne olacak?"

"Kapıyı aç anlarsın."

Telefonu kapattım. Hemen gidip kapıyı açtım ve Lay'i uzun zamandır görmediğim dostumu gördüm. Mungmool da koşarak arkamdan geldi.

"Vay seni görmeyeli uzun zaman oldu küçük dostum."

Lay Mungmool'u kucaklayıp içeri geçti. Bana selam bile vermemişti. Ama bu sevgi Lay'in hayvan sevgisinden olması gerek. Zaten de sevdiği bir işi vardı. Veterinerlik yapıyordu. Bu yüzden hep hayvanlar onun önceliğiydi. Bende daha fazla üşümeden kapayı kapatıp içeri geçtim.

"Ya Mungmool'u görünce beni unuttun."

"Ahaha kıskanma. Gel sana da sarılayım."

Mungmool'u kucağından indirip ayağa kalktı ve bana sarıldı.

"Özlemişim seni küçük şey."

"Sensin küçük. Bırak beni."

"Tamam tamam minnağım bıraktım."

"Ya sen gelir gelmez dayak mı istiyorsun?"

"Sen mi beni döveceksin? Güldürme beni."

"Evet ama herneyse kahve içer misin?"

"Olur"

"İki dakikaya hazır olur."

Onları baş başa bırakıp kahve pişirmeye mutfağa gittim. Lay'le aynı kahveyi sevdiğimizden ayrı bir zahmete girmeyecektim. Aklıma birden Kai geldi. Acaba ne yapmıştı? Umarım yakalanmamıştır. Sonra onunla bir daha görüşmeyeceğim için boş vermem gerektiğini fark ettim. O benim hayatıma sadece bir gün girmişti ve artık yoktu.

Kahveler hazır olunca Lay'in yanına geri döndüm. Yanına geçip oturdum. Onlar da oynamaya ara verdiler.

"Ee nasıl gidiyor Kyung?"

"Bildiğin gibi. Senin?"

"Benimde aynı ya. Bir şey soracağım masadaki bibloya ne oldu?"

"Kırıldı."

"Ne? Nasıl kırıdn ya? Onu ben almıştım. Bi sahip çıkamamışsın."

"Ben kırmadım ki. Başkası kırdı."

Başkası lafını duyunca elindeki kahveyi masaya bırakıp koltukta bağdaş kurup bana döndü. Şu an tam dedikoducu kızlar gibi duruyordu.

"Başkası mı? Başkası kim? Eve kimi aldın? Kimmiş bakalım? Yoksa bir kız mı?"

"Ya Hyung bir yavaş olur musun? Hangi birini cevaplayayım."

"Hyung mu? Ne haltlar karıştırıyorsun sen"

"Halt karıştırdığımı da nereden çıkardın?"

"Ben seni tanıyorum. Öyle olmasa bana hyung demezdin. Yoksa eve kız mı attın?"

DILEMMA|| KAISOOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin