Evime sonunda gelebilmiştim. Saatin kaç olduğundan haberim bile yoktu. Arabadan inip eve doğru gittim. Tam kapıyı açacakken aklıma küçük çocuk geldi. Onu arabada unutmuştum. Ben bu sorumsuzlukla bir de çocuğa bakacaktım. Koşarak arabaya tekrar geldim. Arka tarafın kapısını açtım. Bana bakıyordu bir şey demeden. Emniyet kemerini çözüp kucağıma aldım. Tekrar arabayı kilitledikten sonra evime doğru yürümeye başladım.
Zar zor kapıyı açmayı başarabildim. Kucağında bir çocukla kapı açmak ne kadar da zordu. Kapıyı açar açmaz burnuma yanık kokusu gelmeye başladı. Bir şeyi açık bırakıp mı gitmiştim? Ufaklığı koltuğa bırakıp bir yere gitmemesini söyledikten sonra kokunun kaynağına doğru gitmeye başladım. Mutfaktan geliyordu. Kapısı da kapalıydı. Ben kapıyı açınca yoğun bir duman kütlesi geldi yüzüme. İçeriyi doğru düzgün göremiyordum bile. Aspiratörü çalıştırıp pencereyi açtım. Duman giderek dağılınca elinde içinde ne olduğunu bilmediğim yanık tava ile Kai'yi gördüm.
"Ne yaptın mutfağıma? Nasıl bu hale getirebildin?"
"Şey ben acıktım da kendime bir şeyler hazırlamak istedim."
"Tamam hazırla ama neden mutfağım bu halde? Yemek yanarken sen neredeydin?"
"Başında bekliyordum."
"İnanamıyorum sana ya. Başında pişmesini beklediğin bir yemeği nasıl yakabildin?"
"Talimatta iyice kızarması gerektiği yazıyordu."
"Senin iyice kızarmadan anladığın yemeği yakmak mı? Madem bilmiyorsun neden yapmaya çalışıyorsun?"
Ortalığı mahvetmişti. İşim gücüm yok gibi şimdi de mutfağı temizlemek zorundaydım.
"Çabuk çık mutfaktan. Gözüm görmesin. Elindekini de bırak bir kenara sonra da çabuk çık."
İçindeki tüm yemeği yanmış tavayı tezgaha bırakıp çıktı. Tavaya bakıp incelediğimde bir daha kullanılmayacak halde olduğunu gördüm. Varlığının yarardan çok zararı vardı bana. Duman dağıldığı zaman aspiratörü ve pencereyi kapattım.
"Kyungsoo"
"Ne var? Ne istiyorsun yine?"
"Burada bir çocuk var."
Lanet olsun. Çocuk aklımdan tamamen çıktı benim. Mutfaktan aceleyle çıkıp onların yanına geldim. Kai çocuğun karşısına oturmuş çocuğu inceliyor, çocukta Kai'ye bakıyordu.
Ufaklığın yanına gidip kucağıma aldım. O da hemen kollarını boynuma doladı. Ben daha bu çocuğun ismini bile bilmiyordum. Ne diyecektim Kai'ye?
"Bir süre benimle kalacak."
"Tamam ama nereden çıktı?"
Daha sonra bir şeyler uydururum. Şimdilik geçiştirsem olur.
"Sonra anlatırım. Şimdi onunla ilgilenmem gerekli."
"Peki."
Önce nereden başlamayılım acaba? Ufaklığa bi göz gezdirdim. Üstü başı kirlenmişti. Onu banyo ettirmek iyi olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DILEMMA|| KAISOO
Fanfictionbir tetikçi, bir kaçak ve kimsenin bilmediği adım adım çözülecek sırlar "nothing is as it seems"