DILEMMA|| KAISOO

lost child || part 1

Kai'yi üstümden itip yataktan kalktım. Odanın sağına, soluna fırlattığı kıyafetlerimi toplayıp üstümü giydim.

"Ya nereye gidiyorsun?"

"Duş alıp uyuyacağım."

"Gitme, birlikte uyuyalım."

"Olmaz. Sen de kalk hadi."

"Hıh, küstüm sana."

"Sen bilirsin." dedim ve odadan ayrıldım.

Chaewon uyuduğu için sessizce girip banyoya adımladım. Hızlıca bir duş aldım. Duş sırasında sargı bezi ıslandığı için duştan çıktıktan sonra becerebildiğim kadarıyla değiştirdim. Ardından yatağıma uzandım. Ve yine günlük rutinim olan, bugün yaptığım şeyleri düşünme vaktiydi.

Bana ne oldu da bir anlık cesaretle dudağın yapıştım bilmiyorum. Cidden ya kendime inanamıyorum. Sabah nasıl davranacaktım? Of, aklıma geldikçe bile utanıyorum. En iyisi bir şey olmamış gibi davranmak. Acaba Kai de benim gibi hissediyor mudur? Acaba yatakta onu bıraktığım gibi öylece uzanıyor mudur? Aklımı kurcalayan bu düşünceyle uzandığım yatağımdan kalkıp ona bakmaya gittim.

Kapsını yavaşça açtım. Kapıyı açar açmaz burnuma gelen yoğun şampuan kokusuyla duş almış olduğunu anladım. Derin bir nefes çekip yanına kadar gittim. Üzerindeki örtüyü iyice örttüm ve saçına bir öpücük kondurdum. Tam yanından ayrılıyorken bileğimden tutarak beni durdurdu.

"Ya sen uyumuyor muydun?"

"Hayır."

"O zaman niye uyuyor numarası yaptın?"

"Ben uyurken seni ne yaptığını öğrenmek için ve öğrenmişte oldum."

"Pislik."

Bileğimi elinden kurtarıp oradan ayrıldım. Çok güzel bir yakalanmadığım kalmıştı. Yeniden yatağıma uzandım ama bu sefer Chaewon'a sarılmıştım. Zaten öylece de uyuyakalmışım.

   あかさたなは

Sabah uykumdan Kai'nin kafasını yüzüme yaklaştırdığından dolayı yüzümü gıdıklayan nefesiyle uyandım.

"Ne oldu?"

"Canım sıkıldı. Hadi kalk sende."

"Saat kaç?"

"7.30"

"Yah! Daha çok erken. Sen de uyu hadi."

'Tamam' deyip yanıma uzandı. Üstümdeki örtüyüde biraz çekiştirip kendi üstünü örttü.

"Ne yapıyorsun sen ya?"

"Uyu dedin uyuyacağım. Ne var?"

"Ben uyu dedim de yanımda mı uyu dedim?"

"Of, sanada ne yapsam yaranamıyorum ya."

"Herneyse."

Kai'nin uzandığı tarafa döndüm.

"Bugün kabus görmedin?"

"Evet, çünkü uyuyamadım."

"Niye uyuyamadın ki?"

"Mutluluktan."

"Mutluluktan mı? Of, salak mısın? Uykusuz nasıl duracaksın tüm gün?"

"Sorun değil, ben alışığım. Hiç uyumadığım günler oldu. Neyse bu konuyu boşver de. Biz şimdi sevgili miyiz?"

"Sıkıldığını söylemiştin. Hadi kalkıp kahvaltı hazırlayalım."

Yataktan kalkmaya çalışırken Kai tarafından yakaladım.