Merhaba elimden geldiği kadar yavaş yavaş Vurgun'u buraya aktarmak istedim.
İyi okumalar ❤
Görme hayalini her zaman kurduğum topraklara ayak bastığımda güzel havasını içime çektim.
Kimine acı kimine mutluluğu tattıran bu yerde ben huzuru bulacağıma emindim.
-"Alisa ? Hadi hemen hayallere daldın."
Ala'nın dürtmesiyle kendime gelip ilerlemeye başladım. Mardin'e yeni geldiğimiz için gözlerim hep etrafta dolaşıyordu.
-"İyi günler. Arslan bey siz misiniz ?" Önümüzde bir adam durunca bizde eniştem gibi durmuştuk.
-"Evet benim."
-"Azad ağam sizi almam için gönderdi. Buyurun arabaya." dediğinde işaret ettiği arabaya bavullarımızı yerleştirmiş sonra oturmuştuk.
Buraya Arslan eniştemin askerlik arkadaşı ve tek arkadaşı olan adamın evine gelmiştik. Onlar gelirken Mardin'i görmeyi çok istediğimden peşlerine takılmıştım ve ben otelde kalacaktım.
Ala benim doğduğum günden beri yanımdaydı. İkimizin annesi de çok yakın arkadaşlardı fakat benim ailem fazla gezdiği için eskisi gibi görüşmüyorlardı. Bizim aramızda ki bağ ise asla zayıflamamıştı.
İkisi üniversitede Arslan eniştem ile büyük bir aşk yaşayarak evlenmişti. Çok ani ve yıldırım hızıyla nikah kıydıkları için Arslan abimin burada olan arkadaşı ona gönül koymuştu. Çünkü çağırmaya vakti olmamıştı. Arslan abinin anlatmasına göre arkadaşının ailesi de ona çok destek çıkmışlar. Arslan abimin ailesi olmadığı için askerden sonra işsizlik nedeniyle zor zamanlar geçirince arkadaşının ailesi hep arkasında durmuştu.
Arslan abimin onlar için önemli olmasının en önemli sebebi ise askerlikte bir çatışma çıktığında Arslan abim bu arkadaşının önüne geçerek omzundan vurulmuş. Geçmeseymiş arkadaşı kalbinden vurulacakmış. Bu yüzden aşırı derecede bağlı olduklarından yıllar önce bahsetmişti.
Ah yine çok uzun konuştum.
-"Umarım arayı düzeltebilirim." diyen Arslan eniştem biraz huzursuz görünüyordu.
-"Endişelenme seni seviyorlar. Kızmazlar." dedi Ala herkese güven veren ses tonuyla.
Yol bitmedikçe içim daralmıştı. Fazla uzaktı ve araba sarsıla sarsıla ilerliyordu. Açıkçası biraz midem bulanmıştı.
Sonunda araba durduğunda bir oh çektim. Az daha gitsek bu güzelim arabaya kusacaktım.
Heyecanlı oluşumu bir kenara bırakıp çekingen adımlarla önümüzde dağ gibi duran konağa ilerledik. Çok büyük ve göz alıcıydı. Görmesem gerçek olduğuna inanmazdım.
Kocaman ahşap kapıları adamlar açarken nefesim hızlanmıştı. Her yeri ince ayrıntıyla incelemek istiyordum.
-"Hoşgeldin hayırsız !"
Merdivenlerden inip geniş alt avluda karşımızda duran adama baktım.
Elinde tesbihi sallıyor enişteme kaş çatmasıyla bakıyordu.
-"Berzan ağam hoş bulduk. Affedebilecek misin beni ? Yaptım bir hata." Arslan abim adamın ellerini öpüp sarılırken Ala ile birbirimize tuhaf bakışlar atmıştık.
Dizilerde hep görüyorduk fakat böyle canlı canlı bir ağa görünce değişik gelmişti.
Berzan ağa elini Arslan abimin sırtına vurup gülümseyince o kadar da korkutucu bir adam olmadığını görmüş oldum.