Saat kaçtı yada kaç saat geçmişti bilmiyordum. Fakat her şey rüya gibi çok güzeldi. Yatakta örtünün altına kıvrılmış birbirimize dönük yatarken gözlerimiz bir an olsun ayrılmıyordu.Ondan beklemediğim itiraflar beni fazla sarsmış olmasına rağmen öyle güzel şefkat gösteriyordu ki üzülmeme fırsat vermiyordu.
-"Ya olmasaydı ?" dedim öpülmekten hassaslaşmış dudaklarımı kıpırdatıp.
Örtünün altından elini uzatıp belime attı ve kendine yaklaştırdı.
-"Ne olmasaydı ?"Çenesinin altına başımı sabitleyip göğsüne sığındım.
-"Biz...böyle." Sonumuz böyle olmasaydı ?Derin bir nefes alıp başımın tepesini öptü.
-"Eğer senin değişen duyguların olmasaydı. Yada başka birisiyle mutlu olsaydın. Yine de söylemezdim." dediğinde yüzüm düşmüştü.Onun karşısında yaşadığım mutluluktan utanmıştım.
-"Neden ama ? En yakınım sensin bunu biliyorsun. Hissettirebilirdin." diyip avucumu bastırdığım çıplak göğsüne yüzümü koydum.
-"Söylemek istemedim işte. Önemli olan bunlar değil. Benim için hayat senin tenini soluduktan sonra başladı." Dudakları boynuma giderken usulca gözlerimi kapatıp verdiği hissiyatı en derinlerine kadar hissettim.
Kondurduğu öpücükten sonra başımı geriye yatırıp onunla yüz yüze geldim. Konuşmama olanak vermeden dudağıma dudaklarını değdirip geri çekti.
Cesaretimi tutkusundan toplayıp elimi sakallarla çevrili yüzüne koyup okşadım.
-"Sana olan hislerimi düşündüğümde bundan öncesi bir hiçmiş." En gerçeği gözüne bakarken kesilen nefesim titreyen ellerimdi. Ama titrerken yine ona sarılıp titremek istiyordum. Savaş'ın kollarında yine onu özlüyordum. Bu hisler başka hiçbir şeyle karşılaştırılamaz. Öncesinde yaşadığım ne varsa küçük bir etkilemesinin yakınından bile geçmiyordu.Dudağının kıvrılan kenarı gözüme öyle tatlı gelmişti ki kendimi tutamadan minik bir öpücükle bu anı taçlandırdım.
-"Eğer bu sonsuz bir rüyaysa gözlerimi sonsuzluğa kapatmaya hazırım." dedi ve tüylerimi diken diken ederken beni kollarının arasına sarıp boynuma gömüldü.
Boynumda yaşayacağına eminim.
Burnunu sürtüp iç çekişlerini duydukça çok fazla huzur doluyordum.
-"Uyuyalım mı artık ?" diye sordum gözlerim kapanmaya başlayınca.
Örtüyü omuzlarıma çekip başımı göğsüne yasladı. O sırt üstü yatarken ben göğsüne sokulmuş sıcaklığıyla ısınıyordum. Bir eli elimi kavramış diğeri sırtımda gezinerek ürperti veriyordu.
-"Uyandığımda yanımda olmayacaksın diye korkuyorum desem ?"
Savaş ve korkmak ?
Gülümsedim.
-"Tam burada olacağım. " dedim mırıltıyla.-"Ömrüm boyunca burada ol. Olur mu ?"
Mutlulukla dolan gözlerimi kapattım ve iyice ona sokuldum.
-"Olur...zevkle." diyip uykuya teslim oldum.'
Gözlerimi derin ve huzurlu bir iç çekişle araladığımda oda kısmen aydınlıktı. Panjurlardan dolayı içeriye ışık girmese bile gün açtığı belliydi.
Gece nasıl uyuduysak hala aynı şekilde olmamız yüzümü güldürürken yaşadığımız yakınlaşmanın yüzümü kızartmadığını fark ettim. Alışıyordum sanırım ha ?