Club bizim için eğlenceli geçerken Savaş , eniştem ve Alptekin etrafa göz dağı vermekten eğlenemiyorlardı. Onların duruşlarını bakışlarını gören hiçbir erkek zaten yakınımızdan geçmezken bunu onlara anlatamamıştık. Bu yüzden gidişine bırakıp yorulana kadar dans edip eğlendik. En sonunda işin içine köpükler girdiğinde Savaş'ın küfürleriyle oradan çıkmıştık. Çıktığımızda ise hala kahkaha atıyordum.-"Ay çocuğum düşecek." Ala da benim gibi Savaş'ın köpükle buluşma anına gülüyordu.
-"Sövdürmeyin şimdi. Beni ne boktan yerlere getirdiniz ya." Elini saçlarına atıp havalı havalı düzeltirken gelen geçen kızların onun vücuduna bakıp iç çekişiyle gülmem kesildi.
Ters ters bakıp Savaş'ın elini tuttum.
-"Şuradan geçelim." dedim ve önden çekiştirmeye başladım. Sahil kısmına girdiğimizde bol olan kısımı tutmuştuk. Denize yakın bir yükseltiye kurulmuş bu bölümde yer ahşaptı ve uzanmak için rahat şezlonglar vardı.Üç tane geniş şezlongta ilk uzanan Savaş oldu. Güneşin altına yattığında tenine vurup yansıyan güneş daha bir çekici gelir olmuştu.
-"Ne kadar tatlı görünüyor." Başımı çevirdiğimde Rümeysa , Ala'nın bikinisinden dolayı açılmış çıplak karnını seviyordu.
-"Ah bir de cinsiyetini öğrenebilsek." Eniştemin dertli olduğu konuya hep bir ağızdan gülerken şortumu çıkartıp Savaş'ın yanına oturdum. Yattığı yerde arkamda kaldığı için belimi ısırmasını acısıyla fark edebilmiştim.
-"Hih ya Savaş !" Acıyla inleyip ona kızgın kızgın baktım.
-"Hazır değilim daha niye anlamıyorsunuz ? Hem ne önemi var ki ?"
Elbette cinsiyetinin bir önemi yoktu ama ister istemez merak ediyorduk.
-"Hayatım bebeğim tabiki önemi yok. İlk çocuğumuz bu bizim bırak da öğrenelim !"
-"Tamam Arslan sus sen oğlan istiyorum diyemiyorsun." Ala tavırlı tavırlı şezlonga uzanıp gözlüklerini taktı. Gönlünü alması enişteme kaldığında arada kalan şezlongta Rümeysa oturdu. Birbirimize karşılık otururken ayak kısmına oturan Alptekin tişörtünü çıkartıyordu.
-"Rahat dursana." diye mırıldandım Savaş'a bakarak. Parmakları usul usul bikini altımın lastiğinde gezinip içimi gıdıklıyordu.
Kimse görmese bile ben huylanıyordum.
Savaş gözlerini çevirip ellerini geriye atınca rahat etmiştim.
-"Bu çok güzel." dedim çantamdan çıkarttığım bronzlaştırıcıyı Rümeysa'ya gösterirken.
-"Ben çantama atmayı unutmuşum." diye söylenince sürmesi için ilk önce ona verdim.
Güzelce yağlanıp güneşin altında dinlenecekken Savaş yine huysuzluğunu gösterdi.
-"Kardeşimin yanına yatmıyorsun."
Ala sesli sesli nefesini üflerken bende gözlerimi devirmekle yetindim.
-"Gel de kaldır lan." Alptekin her ne kadar Savaş ılımlı olsun diye dişini sıkıyor olsa da canına tak ettiğinin farkındaydım.
-"Döverim oğlum seni kaşınma." Savaş konuşurken hala gözleri kapalı yatıyordu.
İkisinin atışmaları artık komik gelmeye başlamıştı.
Gülümseyip Rümeysa'dan gözlerimi çektim ve koca huysuz adamın yanına uzanıp başımı omzuna yasladım.
Uzun bir süre güneşlendik. Savaş'a ısrar edip güneş kremi sürmeyi ihmal etmemiştim. Birazcık da etrafta onu süzen kızlar olduğundan sahipli olduğunu göstermek istemiş olabilirim. Şöyle güzelce elleye elleye geniş göğsüne krem yedirirken bana baygın bakışlar atmıştı.