On Altıncı Bölüm

2.8K 96 15
                                    

Azad'ın son söylediği ile kırgınlıktan göz bebeklerime dek titremiştim. Önünde kendimi kaybetmemek içinse sonra konuşmanın ikimiz içinde iyi olacağını söyleyerek yanından kalkmıştım. O da gitmişti. Hiç yanıma gelmeden gitmişti.

Eve gidersem içim çıkana kadar ağlayacaktım. Kendime bu kötülüğü yapmanın bana hiçbir getirisi olmayacaktı. Bende akşam olana dek restoran çalışanlarıma yardımcı olarak onlarla birlikte çalışmıştım.

Akşam yemeğine hep beraber Leyla teyzeye davetliydik. Restorandan çıktığım gibi evlerine gitmiştim.

Arabadan inmeden bu saate kadar ağlamamak için sıktığım kızaran gözlerime aynadan baktım.

Hayır ağlamayacaktım.

Asla ve asla.

Ellerimi enseme koyup alnımı direksiyona yasladım. Oraya gidip Azad'ın hiç pişmanlık içermeyen yüzüne nasıl bakacaktım ?

Cama vurulan el ile olduğum yerde sıçradım. Savaş başını eğmiş beni izliyordu.

Şu saate kadar kendime öyle güzel hakim olmuştum ki onu görür görmez birisi kalbime dokunmuşcasına gözlerim yaşarmıştı.

Burnumdan çektiğim uzun solukla yan koltuktan çantamı aldım ve arabadan indim. Arka kapıya kalçasını yaslamış karşıya bakıyordu. Arabayı kilitleyip anahtarı çantama attım. Bu süre zarfında ona bakmamakta kararlıydım.

-"Geçelim mi ?" diye sordum hızlıca sesimden anlamasın diye.

Arkamı dönüp yürüyecektim ki dirseğimden çektiği gibi kendimi tam önünde buldum.

-"Bana baksana sen."

Dudaklarımı ısırıp başımı iki yana salladım.

Bu sefer de çenemi tutmuş kaldırmıştı. Yaşlarla parıldayan gözlerimi görmesiyle anında kaşlarını çattı.

-"Bana hemen ne olduğunu anlatıyorsun."

-"Herkes bekliyordur daha sonra konuşalım lütfen." dedim yalvarırcasına.

Geri adım atacağımı hissedip omuzlarımı tuttu.
-"Sen konuşmadan gitmiyoruz." Savaş'ın kesin ve net tavırlarından dönmeyeceğini herkes gibi iyi biliyordum.

-"Azad'la hiçbir şey yolunda gitmiyor. Kafayı evliliğe takmış halde ve dışında gerçekleşen şeylerle ilgilenmiyor. Kırılıyorum üzülüyorum görmüyor. O kadar yeni bir ilişkimiz var ki nasıl böyle hemen evlenme isteğiyle yaklaşıyor anlayamıyorum. Ben kendimi anlatmaya çalışırken yoruldum. Onu seviyorum ama bu şekilde...of bilmiyorum."

Beni ağlarken görmesini istemediğimden arkamı dönüp parmağımla dökülen yaşlarımı sildim.

-"Sanki...sanki o ilk gördüğüm , sevdiğim , sarıldığım adam değilmiş gibi. Seven yanılır mı hiç ?" Bir hıçkırık kaçıracakken var gücümle dilimi ısırdım.

Gökyüzüne bakıp daha fazla yaş akmasını engelleyecektim ki Savaş arkadan yaklaşıp kolunu omuzlarıma sardı.

-"Ağlamandan nefret ettiğimi daha önce söylemiş miydim ?" diyince ağlarken gülmüştüm.

-"Evet." dedim hüzünlü bir gülüşle.

-"Peki seni ağlatırsa Azad'ın ağzını yüzünü dağıtacağımı söylemiş miydim ?" demesiyle ona döndüm. Çok yakın olunca yüzünü görememiştim bu yüzden geri adım attım.

-"Hayır lütfen. Sen bırakmayacağın için ben bunları söyledim."

Ellerini üzerimden çekip başını sağa çevirdi. Burnundan soluduğunun farkındayım. Çenesi seğirirken cebinden bir paket sigara çıkartıp yanımdan uzaklaştı.

VURGUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin