Üçüncü Bölüm

4.5K 157 18
                                    

-"Ne diyor ? Çok kızdı mı ? " diye sordu Arslan eniştem.

-"Birazcık kızdı. Sonra işte Azad neden söylemedi o da söyleyebilirdi dedi falan o kadar ama geliyor." derken tekrar adını söylemek yanaklarımın ısınmasına yol açmıştı.

-"Bana kendisi haber verdi mi ki bende ona vereceğim ?" dedi Azad bana bakmadan ama bana hitaben.

-"Savaş da öyle düşünüyor. Karşılık verdiğini." dedim mırıltıyla.

Hafif bir gülme sesi çıkardığında ona bakayım dedim ama yüzünü duygusuz gördüm.

Bu konuşmanın sonrasında odalara dağılmış düşünceli uykulara dalmıştık.

'

Saatin kaç olduğunu bilmiyordum ama sabah yataktan çıkasım gelmemişti. Kimse de uyandırmayınca yattıkça yattım.

En sonunda yorganların arasında ısıttığım yere iyice yerleşip rahatlığından tebessüm ederken kapım tıklandı.

Sesimi çıkarmadım ki uyuyor sansınlar. Kalkıp Azad'ı görmekten çekiniyordum. Niye bilmiyorum fakat böyleydi.

-"Beni böyle mi karşılayacaksın ?"

Savaşın tok sesini duymamla yorganı ittirip başımı kaldırdım. Milyonlarca olan siyah kıyafetlerinden yine boğazlı bir kazak ve bir jean giyiyordu.

-"Hoşgeldin. " dedim sırıtırken.

Dudaklarında ruhsuz bir gülümseme belirirken eğilmiş başımın üzerini öpmüştü.

-"Hoş buldum ufaklık. Hadi kalk aşağıda bekliyorum. " diyince başımla onaylayıp yataktan çıktım. Telefona baktığımda saat 11'i gösteriyordu.

Banyoda elimi yüzümü yıkadıktan sonra kalkarken fişe taktığım maşaya uzandım. Yatmadan duş almıştım ve diplerim düz olduğu için sadece uçlarına dalga yapıp fişten çıkarttım. Yüzüme yine çabucak bir makyaj yaptım. Makyaj dediğim fondöten ve maskaradan oluşuyordu. Parlak bir dudak nemlendiricisi sürdükten sonra aklımda olan kombini üzerime geçirdim.

Hızlıca odadan çıkıp alta indiğimde yine her zaman ki kalabalık vardı. Yalnızca Baran , Miran ve Berzan ağa eksikti.

-"Günaydın." diyerek oturma odasına girdiğimde dikkatler üzerime çevrildi.

Berzan ağanın kız kardeşi ile Şilan yine gözlerini çekerken diğerleri karşılık verdi.

-"Uykusuz kalmışsındır diye uyandırmak istemedik. Şimdi sana kahvaltı hazırlarlar. " dedi Dilan.

-"Olsun sorun değil." diyip nereye otursam diye bakarken Savaş'ın çenesiyle işaret etmesinden dolayı hemen sol tarafına oturdum.

Gözlerimi gezdirdiğim odada göğsü gerilmiş kaşları hafifçe çatık olan Azad vardı. Bana bakmıyordu.

-"Sevdin mi burayı ?"

Savaş'a dönüp tebessüm ettim.
-"Evet sevdim. Sen daha önce gelmiş miydin ?" diye sordum.

Başını aşağı yukarı sallarken elini omzuma atmış kendine çekmişti.

-"Savaş oğlum senin de başını bağlıyor muyuz yoksa ?" Avşin hanımın gülerek imayla söylediği sözlere karşılık gözlerimi büyüttüm.

Bizi yanlış anlamıştı.

-"Yok yok yanlış anladınız !" dedim hemen ve Savaş'ın kolunu indirdim.

-"Yakıştıramadın mı beni kendine ?" Savaş'ın olayı alaya alıp beni süzmesiyle kaşlarımı çattım.

-"Saçmalama lütfen." diye kızarken kesinlikle Azad'ın tuhaf bakışlarından etkilenmiyordum. Alakası bile yoktu.

VURGUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin