On Dokuzuncu Bölüm

3.3K 108 20
                                    


Medya - Savaş beyimiz..

Sabaha karşı olan uçağı hiç gocunmadan havaalanında beklemiş saati geldiği gibi binmiştim. Yaklaşık iki saat sonra ise sabahın erken saatinde Savaş'ın her yerden daha güvenli olan kollarında duruyordum.

Saçlarımı bir yandan okşarken diğer yandan beni göğsüne bastırıyordu. Benimse yaptığım onun şefkatiyle daha da fazla zayıflayan bünyemden dolayı ağlamak oluyordu.

-"Eve gidelim mi ?" diye sorunca iç çekip başımı salladım.

Ona öyle sıkı sarılmıştım ki bollaştırınca kollarım ağırmıştı.

-"Bu bileğinin hali ne senin ?"

Gözlerim kaydığında kızarmış bir ten gördüm. Azad'ın olan gücüyle tutup çekiştirmesi yüzünden olmuştu.

Elini ensesine atıp üflediği nefesle Arslan enişteme döndü.
-"Ben bunun ağzına sıçmaya gitmezsem rahat nefes alamam." dediği an kolunu tuttum.

-"Savaş." dememle kararmış gözleri bana döndü.

-"Onu mu koruyorsun hala ?!"

Bakışlarım anında acıya boyanmıştı.
-"Hayır. Sana bir şey olmasını istemiyorum."

-"Önce Alisa kendine gelsin. Sonra ne olup bittiğini bize anlatsın. Savaş sende kendine hakim ol kardeşim."

Ala'nın kollarıyla buluşurken sırtımı sıvazlamıştı.
-"Keşke gitmene engel olsaydım."

-"Eve gidiyoruz. " Savaş ceketini çıkartıp omuzlarıma koyduktan sonra arabaya kadar ilerletti.

-"Sizde evinize gidin."

-"Hayır bizde geleceğiz ! Ben Alisa'nın yanında olacağım." diye karşı çıktı Ala Savaş'a.

-"Ya Ala hamilesin yorma kendini güzelim hadi abi al karını git. Yarına bir araya gelirsiniz."

Arslan eniştem Ala'yı yoğun uğraşlar sonucu uzaklaştırırken bende Savaş'ın arabasında arka koltuğa oturmuştum. Her hücremde tonlarca ağırlık varmış gibi yorgundum.

Koltuğa yığılıp kaldığımda yanıma oturup güçsüz bedenimi göğsüne yasladı.

-"Çok uykum var." diye mırıldandım.

Hiç uyumadan iki kere uçağa binmiş üstüne üstlük yaşadıklarım pahasıydı.

-"Uyuyabilirsin." demişti ama aksine uyumak istemiyordum.

Karın kısmına kayan elimi kaldırıp gözlerimi sildim. Araba çoktan hareket etmişti.

-"Beni bıraktın." dedim içli içli.

Kollarını dolayıp saçlarımı öptü.
-"Ben seni asla bırakmam."

-"Bıraktın ama sensiz hiçbir şeyle baş edemedim." Gömleğini birer birer ıslatan yaşlarımı eliyle silip derin bir nefes aldı.

-"Uyu güzelim uyu."

Artık dayanamayan gözlerim çoktan kapanmıştı.

Bu sefer huzur içinde kapanmıştı.

'

Kıpırdanıp gözlerimi aralarken başımın ağrısı ile kaşlarımı çattım.

Yatağımdaydım.

Hatırlamak istemediğim anılar zihnime bir bir akın ederken diğer tarafıma dönüp yüzüme sarılan saçlarımı geri ittim.

-"Günaydın nasıl hissediyorsun ?"

VURGUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin