Otuz Altıncı Bölüm

2.9K 89 6
                                    

O gün sancılarımın azalması ile daha çekilir bir halde geçmişti. Zaten Savaş işe gitmek için çıktığı için babam da yanımızdan ayrılmış kadın kadına kalmıştık.

Ertesi günler olağan sıradanlıkta geçti.

Restoranda olduğum gün Adem izinli olduğu için fazla sıkılmıştım. Savaş da uzun sürecek bir toplantıdaydı.

Bu yüzden restoranda bulunan ofisimde aynanın karşısına geçip sabah üşendiğim makyajımı burada yaptım. Bir kaç gündür Ala'nın yanına gitmiyordum ve şimdi gitmeye karar vermiştim.

Açık saçlarımı çantamda bulduğum lastikle ensemde toplayınca daha iyi hissettim. En azından elbisemle iyi olmuştu.

Bugün dolabımda olmasından memnun olduğum bir elbise giyiyordum.

A

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


A

slında her gün Savaş için süsleniyordum ama onu görmediğim günlerde oluyordu. Yine de bundan vazgeçmeyeceğim bir gerçek.

Hava bugün diğer günlere nazaran o kadar aşırı sıcak değildi bu yüzden kollu bir elbise giyiyordum. Ayağımda ise ten rengi bantlı topuklularım vardı.

Aynaya son kez bakıp dışarı çıktım ve arabama bindim.

Saat öğleyi geçiyordu. Ala muhtemelen yataktan yeni çıkmış kahvaltısını yapıyordur. Hamilelikten dolayı uykuları baya bir artmıştı.

Kısa sürede evlerinin önüne geldiğimde fazladan arabalar vardı. Belki de yan komşuya birileri gelmişti ve buraya park etmişti diyerek zile bastım.

Yardımcı kadın gülümseyerek açtığında ona selam vererek yürüdüm. Konuşma seslerinin kalabalıklığından misafirin burada olduğunu anlamıştım ama artık çok geçti.

Keşke arayıp gelseydim.

-"Alisa canım sen mi geldin ?" Ala'nın yüzüne yer eden endişe onu koltuktan kaldırırken eli ayağı birbirine dolaşmıştı.

Çünkü evinde Miran , Roza , Dilan ve adını söylemek istemediğim o kişi vardı.

Yalnızca Ala'ya bakarak ayağımı bir adım geriye attım.
-"Kusura bakma ben habersiz geldim. Misafirlerin olduğunu bilmiyordum." dedim ve gerginlikle nefesimi tuttum.

-"Sorun yok Alisa. Gelip otursana." dedi Arslan eniştem güven veren ses tonuyla. Fakat Azad'ın olduğu yerde sorun olmaması komik olurdu.

-"Bende seni görmek istiyordum. Güzel bir tesadüf oldu." Dilan'ın neşeli sesi ortamda gergin olmayan tek şey olunca nefesimi aynı hızla dışarı vermiştim.

-"Hoşgeldiniz bu arada." dedim kendimi gülümsemeye zorlayarak.

Aslında Dilan'ı görmek güzeldi. Onu seviyordum. Hewal ve Roza'yı da öyle. Sonuçta onlarla herhangi bir sorunum yoktu.

VURGUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin