The Lie, taennie

23

Oy verip bol bol yorum yapın lütfen.

°
°
°

"Senin ben kafanı seveyim."

Lisa'nın başına sertçe geçirirken acıyla inleyip benden kaçmasını izledim. Onun yüzünden resmen kalp krizinden geberip gidecektim genç yaşımda.

"Kızım boş anıma denk geldi. Nereden bileyim telefonuna bakacağını?"

Dudaklarını büzüp homurdanırken bir eliyle vurduğum başını okşuyordu. Şu an sınıftaydık. Teneffüs olduğu için bizimkiler kantine gitmişti fakat biz burada durmayı tercih etmiştik.

Taehyung'un mesajı gördüğü gün resmen bakışları altında ezilip büzülmüştüm. Risk altında olduğumdan olsa gerek aklıma birden yalanlar gelivermişti. Bende içinden en uygun olanını seçip sunmuştum Taehyung'a.

Lisa ile Yugyeom flörtlerdi. Lisa Yugyeom'u denemek için fake hesap açtığımızı söylemiştim. Lisa'nın ise şifreyi unutmuş olduğunu dile getirmiştim. Gerçekten inanmıştı. Lisa'yı gördüğü ilk dakika onunla dalga bile geçmişti. Tabii Lisa bozuntuya vermeden güzel oyunculuğunu sergiledi bizlere.

"O değil de bu çocuk ya çok saf ya da salak."

Gözlerimi konuşan Lisa'ya diktiğimde resmen ateş püskürtmüştüm.

"Salak deme lan. Sadece fazla saf. Temiz düşünüyor. Aklının ucuna gelmiyorum hiçbir zaman. Bu yüzden şüphe duymuyor."

"Kim şüphe duymuyor?"

Bize katılan kalın bir sesle Lisa'nın arkasına bakmak zorunda kalmıştım. Yugyeom ellerini giydiği siyah spor tarzı bir poların ceplerine sokarak giriş yaptı. Lisa'nın sırasına kalçasını dayadıktan sonra bir kolunu onun omzuna atıp kendine çekti.

"Beden hocasının yanına gidecektin?" dedi Lisa aşağıdan Yugyeom'a bakıp sorarcasına.

Yugyeom bana diktiği bakışlarını benden çekip Lisa'nın iri gözlerinde gezdirdi. "İşi çıkmış. Yarın gideceğim." dedikten sonra bakışlarını tekrar bana dikti. Gülümseyince bende gülümsemiştim.

"Taehyunglar nerede?"

"Kantine inmişlerd-"

Cümlemi tam tamamlayacakken bizimkilerin sınıfa doluşması üzerine dikkatim dağıldı. Doğruyu söylemek gerekirse aslında Taehyung'u görmek dikkatimi dağıtmıştı. Ya bir insan gün geçtikte yakışıklı olur muydu? Bu herif oluyordu işte. Sırf onun  yüzünden bazen kendimi sapık olarak nitelendiriyordum.

Taehyung yanındaki Seokjin'e güldükten sonra Yugyeom'u görmesiyle gülüşünü genişletti ve onun yanına gidip selamlaştılar.

"Ne ayak lan bu sınıf?"

Jungkook'un saçma sorusu üzerine Yoongi onun ensesine vurup "Aptal. Çocuğun flörtü burada." demişti. Oturduğum sırada kıkırdadım. Jungkook'un bozulmuş suratı hoşuma gitmişti nedense.

Gözlerimi onlardan almamı sağlayan Taehyung'un birden sırama çilekli pudingi bırakması olmuştu. Bu kantinde yoktu. Yeni mi gelmişti ki? Tepemde dikilince bakışlarımı ona çevirdim.

"Kantine yeni gelmiş." dedi iç sesimi dinlercesine. Ona tam teşekkür edeceğim sırada Hoseok'un "Yalan atma lan." demesiyle diyeceğim cümle ağzıma tıkılmıştı. "Yalan söylüyor. Sırf sen seviyorsun diye arka bahçenin demirlerinden atlayıp markete gitti."

Yutkundum. Ona baktım tekrar. Kendine aldığı çilekli pudingi kaşıklıyordu. Bakmadı bana. Gözleri ben hariç her tarafta geziniyordu şu an.