34

9.8K 674 798
                                    

FİNAL

Birkaç Ay Sonra

"Her şeyinizi aldınız değil mi? Gerçi ben bir ay sonra yanınıza uğrayacağım ama siz yine de unutmayın."

Babam tekrar ve tekrar soru sorduğu için annem bizlere gülümseyerek babamın koluna girip onu arkaya çekti.

"Çocukları bir rahat bırak. Büyüdüler artık. Almışlardır her şeylerini."

"Evet aldık." dedim yüzümdeki gülümsememi genişleterek. Uçağın kalkmasına artık dakikalar kalmıştı. Üniversite sınavını ise arkamızda bırakarak yepyeni bir hayat için Taehyung ile bekliyorduk. Aynı okula gidecektik. O basketbol sayesinde girmişti ben ise yarı burs almıştım. Geri kalanını ailem ödüyordu. Bizimkiler aynı üniversiteyi tutturmuşlardı. Yugyeom hariç hepsi Seul Üniversitesine gideceklerdi. Sadece bölümleri farklıydı. Yugyeom ise Bambam ile spor üniversitesini tercih etmişti. Lisa ile olan ilişkileri hâlâ devam ediyordu.

"Lan bu ağlıyor." diye homurdandı Jungkook yanında duran ve bir eliyle yüzünü kapatmaya çalışan Jimin'i işaret ederek. Bizi geçirmek için hepsinin gelmesi gerçekten beni çok mutlu etmişti.

"Hayır be ağlamıyorum. Saçlarım uzadı gözüme batıyor." Jimin gözlerinin önünden saçlarını çekiyormuş gibi yaparken aslında gözyaşlarını silmişti.

"Bulduğu bahaneye bak. Saçları uzamışmış." Yoongi yarım ağız gülerek bir kolunu Jimin'in omzuna attı.

Herkes buradaydı. Namjoon ve Jisoo sonunda sevgili olmuşlardı. Şu an ise karşımda yan yana duruyorlardı. Jungkook ve Rose'nin çalkantılı giden ilişkileri artık düzene girmişti. Hatta son birkaç ayda hiç kavga ettiklerine şahit olmamıştık. Seokjin ortada yürüyen ego olarak gezse de hâlâ sevgilisi yoktu. Bize kendisini üniversiteye sakladığını söylerdi. Hoseok okuldan bir kızla çıkıyorken Yoongi ve Jimin kendi hâllerinde takılıyorlardı.

"Ağlamayın oğlum. Beni de ağlatacaksınız." dedi Taehyung dolan gözleriyle Jimin'e gidip sarılarak. Diğerleri de ona eşlik etmişti. Gülümsedim. Gözlerim Lisa'ya kaydı. Buraya geldiğimizden beri en sessiz oydu. Konuşmuyordu.

Yanına gittim. "Birazdan gideceğiz."

"Biliyorum." dedi kafasını çevirip başka yere bakarken.

"Niye hiç konuşmuyorsun?"

Omzunu silkti. "Çünkü konuşursam ağlarım."

Gülümseyerek sarıldım ona. "Tatillerde geleceğimizi biliyorsun Lisa. Ve hep görüntülü konuşacağız. Kore'de olduğumuzdan daha çok arayacağım seni. Söz veriyorum. Hatta benden bıkacaksın."

Sıkıca sarıldıktan sonra geri çekildi. "Orada yakın arkadaş yapıp bizi unutursan yemin ederim ki kızları da alıp toplu katliama gelirim okuluna."

"Saçmalama." dedim tebessümüm devam ederken. "Okulu bitirir bitirmez döneceğiz. Geçici olduğunu biliyorsun."

"Biliyorum." diyerek mırıldandı.

"Vakit geldi."

Taehyung'un sesini duydum. Ona baktığımda sarıldığı son kişi olan annesinden ayrılmıştı. Keskin gözleri bana değiyordu.

İç çektim. Gerçekten çok zordu. O zamanlar bu kadar zor olacağını tahmin etmemiştim. Alışırdık, bunu biliyordum ama şu an zor geliyordu işte.

Hepsine sarılarak vedalaştım. Lisa, Jimin ve Hoseok artık kendilerini tutmuyordu. Seokjin gözyaşlarını gülümsemesiyle örterken Yoongi sadece başını yukarı kaldırmış ayağıyla ritim tutuyordu.

The Lie, taennie Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin